Arama motorlarında tescilli marka ismini barındıran reklamların farklı bir şirket sayfasına yönlendirilmesi nedeniyle açılan tecavüz davasıdır.

Markalarının Yönlendirici Kod Olarak Kullanımı Ve Marka Tecavüzü;  www.google.com.tr’yi tıklayan potansiyel müşterilerin  yanlış yönlendirildiği iddia edilmektedir. 11. Hukuk Dairesi 2013/11325 E.  ,  2014/19 K. MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ : 19/03/2013 NUMARASI : 2010/140-2013/49

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/03/2013 tarih ve 2010/140-2013/49 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı birleşen davada davalı P.. A.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, asıl ve birleşen davasında, “P. Protect” ve “Profilo Güvenlik” markalarının Türk Patent Enstitüsü nezdinde müvekkili adına marka tescilli olduğunu, müvekkilinin markalarının yönlendirici kod olarak kullanımı vasıtasıyla www.google.com.tr’yi tıklayan potansiyel müşterilerin, şirketler grup mensubu P. Güvenlik Sistemleri AŞ’nin rakibi davalı P. Güvenlik ve Danışmanlık Hizmetleri AŞ’ye yönlendirilmesini sağladığını, bunun müvekkilinin itibarını zedelediğini ileri sürerek markaya tecavüzün tespitini, saldırının durdurulmasını, 5.000 TL maddi tazminatın ve 5.000 TL manevi tazminatın tazminini, hükmün kesinleşmesinden sonra ilanını talep ve dava etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini ıslah etmiştir. 

Davalı P. AŞ vekili, müvekkili şirketin davacıya karşı haksız ve hukuka aykırı eyleminin bulunmadığını, tazminata hükmedilmesi için gereken kanuni koşulların oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı G.. I… vekili, müvekkilinin ihlal niteliğinde herhangi bir fiili ve hukuki sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.  Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl dava yönünden, Google üzerinde davacının markaları sorgulanınca sonuç sayfasının ilk sırasında sponsor bağlantı kısmında davacı marka metinleri ve bu metinlerin altında davalının www pronet com tr internet adresi yer aldığı ve bu sitenin davalıya ait internet adresine bağlantı içerdiği, bu şekildeki kullanımın başkasının markasından paraziter şekilde yararlanma mahiyetinde olup 556 Sayılı KHK’nın 9/2-(d) gereğince marka sahibinin iznine tabi olduğu ve böyle bir muvafakatin bulunmadığı, hesap edilen tazminatın Türk Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi gereğince uygun bulunduğu gerekçesiyle davalının davacının marka haklarına tecavüzünün tespitine, tecavüzün önlenmesine, davalının internet sitesi tanıtımlarında davacı şirketin “p. protect” ve “profilo güvenlik sistemleri” markalarını kullanmasının önlenmesine, 5.000 TL manevi tazminat ile 76.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde hükmün ilanına, birleşen dava yönünden de, davalı Google’nin fiilinin 5651 Sayılı yasanın servis sağlayıcılarının sorumsuzluğunu düzenleyen hükümleri kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Kararı davalı Pronet A.Ş. vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı eyleminin 556 sayılı KHK’nın 9/2-e bendine aykırılık oluşturmasına göre, davalı P. AŞ vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Ancak, davacı 556 sayılı KHK’nın 66/2-c maddesi uyarınca maddi tazminat istemesine karşın, mahkemece aynı KHK’nın 66/2-b bendine göre hesaplanan tazminatın tahsiline karar verilmiştir. Oysa, davacının talebi ile dava konusu eylemin niteliğide dikkate alınmak suretiyle anılan KHK’nın 66/2-c maddesine uygun olarak lisans ücretinin belirlenmesi, bunun mümkün bulunmaması halinde de 6098 sayılı TBK’nın 50. maddesine göre hakkaniyete uygun bir maddi tazminat belirlenmesi yoluna gidilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile belirlenen maddi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle mümeyyiz davalı yararına bozulması gerekmiştir. 

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı P. AŞ vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı P. AŞ vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davalı P.. Ş.. iadesine, 06.01.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.