YİDK Kararının Verildiği Tarihteki Hukuki Durumu Ve Hükümsüzlük Şartları; Markasının müvekkilin markasına çok benzer olduğunu, aynı sınıfları kapsadığını ileri sürmektedir. T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/7360 E.,  2014/20375 K. MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ : 10/02/2014 NUMARASI : 2010/288-2014/22

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/02/2014 tarih ve 2010/288-2014/22 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalı şirketin 12.sınıf mallar için “TRW+şekil” nsurlu marka başvurusuna, müvekkilinin “rRIW+şekil” unsurlu markasını mesnet göstererek yaptığı itirazın, TPE YİDK tarafından reddedildiğini, dava konusu TRW markasının müvekkilin markasına çok benzer olduğunu, aynı sınıfları kapsadığını ileri sürerek, YİDK kararının iptaline, marka tescil edilmiş ise markanın hükümsüz sayılmasına ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı TPE vekili, davanın reddini savunmuştur. Davalı şirket vekili, markaların benzer olduğunu, ancak bu benzerliğin davacı şirketin müvekkili markasını kopyalanmasından kaynaklandığını, bu sebeple müvekkilinin davacının itiraz gerekçesi markasının hükümsüzlüğü talebiyle Ankara 1 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde 2009/178 E. sayılı dava açtığını, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, 556 sayılı KHK’nın 8/(3) maddesi gereğince müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, taraf markalarının aynı tür malları kapsadığı, davacının itiraz gerekçesi markasının “RDS RIW High Quality International Equippment” ifadeleri ile logo ihtiva ettiği, davalının karşı çıkılanmarkasının ise “TRW” kısaltması ile yedek parça görüntülerini içeren şekil unsurunu ihtiva ettiği, her ikisinin de kırmızı zemin üzerine beyaz harflerle yazılmış markaları barındırdığı, her ikisinde de markaların düz zemin üzerine verev şekilde yazıları içerdiği, davacı şirketin itiraz gerekçesi yaptığı markasının, davalı tarafça Ankara 1 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2009/178 E. sayılı dosyasında açtığı dava sonunda, ambalaj kompozisyonu üzerinde, davacı (TRW)’nin önceye dayalı üstün hakkının bulunduğu gerekçesiyle ve KHK’nın 42/1 (b), 8/3 maddeleri uyarınca, 12.sınıf mallar yönümden hükümsüzlüğüne karar verildiği, kararın kesinleştiği, kırmızı zemin üzerine beyaz ve verev şekilde tanıtımları içeren ambalaj deseni yönünden davalının önceye dayalı hakkının bulunduğu,’markaya konu yazı unsurları itibariyle de markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olmadığı, başvuruya itirazın reddine dair YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1-Dairemizin yerleşik içtihatları uyarınca, 556 sayılı KHK’nın 53. maddesine dayalı olarak açılan TPE YİDK karar iptali davasındaki hukuki durumun iptali istenilen YİDK kararı verildiği tarih itibariyle değerlendirilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu TPE YİDK kararının verildiği tarihte başvuru konusu işaret ile itiraza dayanak olan işaretlerin benzer oldukları ve işaret üzerinde öncelik hakkının davalı şirkete ait olduğu gerekçesi ile davacının itiraza dayanak yaptığı 2007/28735 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ilişkin karar Dairemiz onamasından geçmek suretiyle kesinleşmiş ise de, işbu karar az önce açıklandığı üzere TPE YİDK kararından sonraki tarihe ilişkin olduğundan, mahkemece YİDK karar tarihinde mevcut olmayan hukuki durum dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.

2-Ayrıca, davacı tarafça uyuşmazlık konusu marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne de karar verilmesi talep edilmiştir. Yukarıda (1) nolu bentte açıklandığı üzere TPE YİDK kararın iptali için açılan davada YİDK kararının verildiği tarihteki belgelerin ve hukuki durumun dikkate alınması gerekli ise de, 556 sayılı KHK 42. maddesine dayalı hükümsüzlük davasında aynı sınırlama bulunmamaktadır. Ancak, davanın devamı sırasında uyuşmazlık konusu başvurunun kesinleşerek 2009/11571 sayı ile davalı şirket adına tescil edilmesine rağmen, mahkemece hükümsüzlük talebiyle ilgili olarak herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de isabetli bulunmadığından kararın bu itibariyle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.