Yasaklanmış Bir İşaret veya İbarenin Tescil Edilmesine Karşı Açılan Marka İptal Davası; Üçüncü kişilere hukuk mahkemesinde dava açma hakkını bahşetmez.

T.C. YARGITAY ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ 1989/4069 ESAS, 1990/8463 KARAR

# MARKA İPTALİ DAVASI

ÖZET : Yasaklanmış bir işaret veya sözcüğün her nasılsa marka olarak tescil edilmiş olması bu tescilden dolayı menfaatleri haleldar olan üçüncü kişilere hukuk mahkemesinde markayı tescil ettirene karşı iptal ve terkin davası açma hakkını bahşetmez. (551 s. markalar K. m. 5, 6, 50) Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İstanbul Asliye İkinci Ticaret Mahkemesi)nce verilen 9.3.1989 tarih ve 206-199 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, kot pantolon piyasasında davacı dahil bir çok firma tarafından kullanılan (CONTİ) sözcüğünün davalı tarafça (CONTİ R.Ö.T.M.) şeklinde marka olarak tescil ettirildiğini, Türkiyede imal olunan emteanın yabancı ülkelerde imal olunduğu sanısını ve intibaını uyandıran ve bu nedenle halkı aldatacak mahiyette olan veya ticaret aleminde herkes tarafından kullanılan isimlerin markalar Kanununun 5 ve 6. maddeleri uyarınca marka olarak tescil edilmeyeceğini ileri sürerek, mezkur markanın iptalini talep etmiştir.

Davalı vekili cevabında, müvekkilinin kot giyim eşyası imalat ve pazarlamasında 1983 yılından beri kullanıp meşhur ettiği dava konusu markayı usulüne uygun olarak 17.9.1986 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tescil ettirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 17.3.1997 tarihinde kurulan ilk hükümde dava konusu markanın davalı adına 28.2.1986 tarihinde tescil edildiği,davanın ise markalar Kanununun 15/f.II maddesinde öngörülen (6) aylık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz edilen hüküm Dairemizin 21.10.1987 gün 2698-5558 sayılı ilamıyla (nizalı markanın 17.9.1986da tescil edildiği ve davanın 2.12.1986da açıldığı, bu durumda (6) aylık süre geçmeden açılan davanın esasına girilmesi icap ettiği) gerekçesiyle bozulmuş; davalı vekilinin karar düzeltme talebi Dairemizin 29.1.1988 gün, 8912-395 sayılı ilamında gösterilen nedenlerle reddedilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda kot pantolon piyasasında taraflar dahil bir çok imalatçı tarafından kullanılan (CONTİ) sözcüğünün markalar Kanununun 6/b maddesine göre marka olarak tescil edilemeyeceği, kaldı ki ünlü bir İtalyan futbolcusunun soyadı olup Türkçe olmayan bu sözcüğün halkı aldatıcı mahiyeti itibariyle markalar Kanununun 5/b maddesi hükmü itibariyle de tescilinin yasak olduğu gerekçesiyle dava konusu markanın iptaline karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı, 551 sayılı markalar Kanununun 5 ve 6. maddeleri hükümleri uyarınca marka olarak tescili yasak olan bir sözcüğü davalının adına tescil ettirdiğini ileri sürerek markanın iptalini talep etmiştir. Tescilli bir markanın mahkeme kararıyla iptal ve terkininin hangi hallerde istenebileceği markalar Kanununun 50. maddesinde gösterilmiş olup markalar Kanununun 5 ve 6. maddelerine aykırı olarak tescil edilmiş kolma keyfiyeti bu haller arasında sayılmış değildir.

Öte yandan, tescilli bir markanın hükmen iptali markalar Kanununun 15/f.II maddesine göre de istenebilirse de olayımızda bu madde hükmüne temas eden bir iddia ve talep ileri sürülmemiştir. markalar Kanununun 5 ve 6. maddelerinde öngörülen tescil yasakları tescil makamına, diğer bir deyişle Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sınai Mülkiyet Dairesi Başkanlığına hitap etmekte olup yasaklanmış bir işaret veya sözcüğün her nasılsa marka olarak tescil edilmiş olması bu tescilden dolayı menfaatleri helaldar olan üçüncü kişilere hukuk mahkemesinde markayı tescil ettirene karşı iptal ve terkin davası açma hakkını bahşetmez. Bu durumda, tescil edilen markanın markalar Kanununun 5 ve 6. maddelerine göre tescilinin caiz olmadığını ve böyle bir tescilden dolayı zarar gördüğünü ileri süren ilgilinin yasaya aykırı markanın terkinini ilgili Bakanlıktan istemesi ve bu talebinin reddi halinde idari yargı yerinde iptal davası açması mümkün değildir.

Mahkemece, markalar Kanununa göre davacının adli yargıda böyle birdava açma hakkı olmaması nedeniyle davanın reddi cihetine gidilmek gerekirken, işin esasına girilip markanın iptaline karar verilmesi usule aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması icap etmiştir.

S o n u ç : Yukarda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına (BOZULMASINA), 100.000 TL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.12.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.