Tescilli Markanın Ticari Ünvan İçinde Kullanımı; Kelimenini unvan ve işletme adı olarak kullanılmak suretiyle haksız rekabette bulunduğu ileri sürülmektedir.

T.C. YARGITAY ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ 2005/137 ESAS, 2006/109 KARAR

“ÖZET” TEMYİZE KONU KARARDAN ÖNCE MARKA HAKKINA DAYALI İSTEMLER BAKIMINDAN, FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ KURULMAYAN YERLERDE, ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KURULMUŞ OLUP OLMAMASINA BAKILMAKSIZIN, BİR YA DA İKİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLAN YERLERDE BİR NUMARALI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ, İKİDEN FAZLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLAN YERLERDE 3 NUMARALI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ GÖREVLENDİRİLMİŞTİR. AYRICA BU MAHKEMELERİN YARGI ÇEVRESİNİN ADLİ YARGI ADALET KOMİSYONLARININ MERKEZ VE MÜLHAKATLARI OLAN İLÇELERİ KAPSADIĞI, HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU KARARI İLE BELİRTİLMİŞTİR. İHTİSAS MAHKEMELERİ İLE DİĞER HUKUK MAHKEMELERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ GÖREV İLİŞKİSİ OLUP, MAHKEMECE KARARDAN ÖNCE YÜRÜRLÜĞE GİREN GÖREVE İLİŞKİN SON DÜZENLEME DİKKATE ALINARAK GÖREV KONUSU DEĞERLENDİRİLİP BİR KARAR VERİLMESİ GEREKİR.

“İçtihat Metni” Taraflar arasında görülen davada (Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.11.2004 tarih ve 2002/502-2004/581 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili şirketin unvanı içerisinde yer alan Ç……… ibaresinin marka olarak da tescilli olduğunu, davalının bu kelimeyi unvanı ve işletme adı olarak kullanmak suretiyle haksız rekabette bulunduğunu ileri sürerek, haksız rekabetin tespitine ve önlenmesine, davalı unvanından ve ta- beladaki işletme adından bu ibarenin çıkartılmasına ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına ve toplanan kanıtlara göre, davanın ka-bulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, marka hakkına dayalı istemlere ilişkindir. Tarafların iddia ve savunması dikkate alındığında, uyuşmazlığa 556 sayılı KHK. nin hükümlerinin de uygulanması gerekmekte olup, mahkemece de böyle yapılmıştır. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun, 20.11.2003 tarih ve 537 sayılı, “5846 sayılı Kanun ile 551, 554, 555, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararna- melerden kaynaklanan hukuk davaları için ve Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi kurulmayan yerlerde, bir ticaret mahkemesi varsa bu mahkeme nin, birden fazla ticaret mahkemesi varsa eşit tevzi suretiyle ticaret mahke- melerinin, müstakil ticaret mahkemesi olmayıp, bir ve iki nolu asliye hukuk mahkemesi varsa I numaralı birden fazla asliye hukuk mahkemesi varsa 3 numaralı Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna” ilişkin kararına gö- re, mahkemece, davaya bakılmıştır. Ne var ki, temyize konu karardan önce 556 sayılı KHK.nin, 22.06.2004 tarih ve 5194 sayılı Yasa ile değiştirilen 71. maddesi hükmüne göre, bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda görevli mahkemenin ihtisas mahkemeleri olduğu, bu mahkemelerin tek hakimli olarak görev yapacağı hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, bu mahkemelerden hangilerinin ihtisas mahkemeleri olarak görevlendirileceğini ve bu mahkemelerin yargı çevresini Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun belirleyeceği düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye uygun olarak, mahkemenin kararından önce, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun, 16.09.2004 tarih ve 396 sayılı kararı ve daha sonra alınan ve halen yürürlükte olan 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile anılan Kanun Hükmünde Kararnamelere ilişkin davalar bakımından, Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi kurulmayan yerlerde, Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmuş olup olmamasına bakılmaksızın, bir ya da iki asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bir numaralı asliye hukuk mahkemesi, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde 3 numaralı asliye hukuk mahkemesi görevlendirilmiş, bu mahkemelerin yargı çevresinin adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsadığı da belirtilmiştir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup, görev kuralları, kamu düzenine ilişkindir ve temyiz dahil, yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınır, İhtisas Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisidir. Bu durumda, karardan önce yürürlüğe giren göreve ilişkin açıklanan son düzenleme gereğince, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, esasa girilmesi doğru olmamıştır. 2- Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın (BOZULMASINA), (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.