YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2007/3274 E. , 2008/4875 K.

Tescilli Markalardan Faydalanma Haklarına Tecavüz; Davalının eyleminin marka hakkına tecavüz oluşturmadığı, ancak haksız rekabet yarattığı belirlenmiştir.

Özet: DAVALININ EYLEMİNİN MARKA HAKKINA TECAVÜZ OLUŞTURMADIĞI, ANCAK HAKSIZ REKABET YARATTIĞI BELİRLENDİĞİNE GÖRE, AYNI EYLEMDEN DOLAYI BİRBİRİNDEN FARKLI TALEPLERLE AÇILMIŞ İKİ AYRI DAVA OLMADIĞI HALDE, MARKA HAKKINA YÖNELİK DAVANIN REDDİNE VE DAVALI YARARINA VEKALET ÜCRETİ TAKDİRİNE KARAR VERİLMESİ DOĞRU DEĞİLDİR.

İçtihat Metni Taraflar arasında görülen davada (Ankara Birinci Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi)’nce verilen 18.12.2006 tarih ve 2006/282-2006/1416 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra, işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) alanında faaliyet gösterdiğini, WA…” ibareli markasının bulunduğunu, sözleşmeli bayilerinin olduğunu, davalı şirketin işyerinde Kazan Cumhuriyet Savcılığı kanalı ile yapılan aramada 17 adet sübapları sökülmüş ve preslenmiş şekilde boş tüplerin yakalandığını, bu durumun 556 sayılı KHK ile TTK’nın 56 ve devamı maddelerine aykırılık teşkil ettiğini, maddi ye manevi zararlara neden olduğunu ileri sürerek, davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun ve tescilli markalardan faydalanma haklarına tecavüz teşkil ettiğinin ayrı ayrı tespitine, 556 sayılı KHK’nın 61 ve 62. maddelerine istinaden tecavüzün durdurulmasına, davalının işyerinde, depolarında ve dolum tesislerinde, vasıtalannda ve ticari gaye ile bulundurduğu her yerdeki dolu veya boş preslenmiş A… markalı tüplerin toplatılmasına ve bu tüplerin imha edilmesi suretiyle haksız rekabetin önlenmesine, hüküm özetinin ilanına, 5.000.000.000 TL manevi tazminatın ve 100.000.000 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin “M…” adı ile bilenen ve piyasada çok iyi tanınan LPG tüplerinin üretim ve pazarlaması ile iştigal ettiğini, ele geçirilen tüplerin Hava Lojistik Komutanlığı’nın tüp ihalesinin kazanılması üzerine kullanıcılar tarafından muhafaza edilmek üzere verilen tüpler olduğunu, dava konusu tüplerin davalının işyerinin hurdalık kısmında kullanılamaz bir halde iken yakalandığını, soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacıya ait tüpleri işyerinde bulundurmak eyleminin TTK’nın 56. ve 57/5. maddeleri anlamında haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle, davalı şirketin eyleminin haksız rekabet olduğunun tespitine, davalının işyerinde, depolarında ve dolum tesislerinde, vasıtalarında ve ticari gaye ile bulundurduğu her yerdeki dolu veya boş preslenmiş A… markalı tüplerin toplatılmasına ve bu tüplerin imha edilmesi suretiyle haksız rekabetin önlenmesine, TTK’nın 61. maddesi gereğince hüküm özetinin gazetede ilanına, 3.000.000.000 TL manevi tazminatın 06.03.2002 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda reeskont faiziyle davalıdan tahsiline, maddi tazminat talebi hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, davacının tescilli markalarından faydalanma haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ve tecavüzün önlenmesine yönelik istemin reddine, karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Ancak, davacı vekili, davalı eyleminin tescilli marka hakkına tecavüz ve aynı zamanda TTK’nın 56. vd. maddeleri uyarınca haksız rekabet oluşturduğunu iddia etmiştir. Mahkemece, HUMK’nın 76. maddesine göre yapılan hukuki nitelendirme sonucunda, davalı eyleminin 556 sayılı KHK hükümleri itibariyle marka hakkına tecavüz oluşturmadığı, ancak, TTK’nın 56. vd. maddeleri uyarınca haksız rekabet yarattığı belirlendiğine göre, aynı eylemden dolayı birbirinden farklı taleplerle açılmış iki ayrı dava olmadığı halde, marka hakkına yönelik davanın reddine ve davalı yararına vekalet ücreti takdirine karar verilmesi doğru değil ise de, bu hususta yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığından HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca, kararın hüküm fıkrasının (3). bendi ile reddedilen marka ihlali için vekalet ücretine ilişkin bölümlerinin hüküm fıkrasından çıkartılması suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın hüküm bölümünün 3. bendinin hükümden çıkartılması ve yine, vekalet ücretine yönelik bölümdeki “reddedilen marka ihlali ve manevi tazminat davası için hesaplanan 1.100.00 + 1.100.00 = 2.200.00 YTL vekillik ücretinin de davacıdan alınıp davalıya ödenmesine” kısmının da “reddedilen manevi tazminat davası için 1.100.00 YTL vekillik ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine” şeklinde kararın düzeltilerek (ONANMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2008 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.