T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2007/13744 K. 2009/8377 T. 7.7.2009

 Tanınmış Markanın Sonradan Farklı Sınıflarda Tescil İstemine İlişkin Yargıtay Kararları;POLO kelimesi ile POLOMODA ibaresi arasındaki benzerliğe ilişkindir.

# MARKA TESCİL BAŞVURUSU #( Davacının Tanınmış Markası Dahil Önceki Markaları İçerisinde 35. Sınıfın 3. ve 8. Alt Gruplarının Yer Almaması Nedeniyle Anılan Alt Gruplar Yönünden Dava Konusu Başvurunun Tesciline Hukuken Olanak Bulunmadığı ) TESCİLLİ MARKALAR ( Asli Unsurunu Oluşturan Kelime İle Birlikte Yer Alan İbarenin de Dava Dışı Kişilerin Markalan İle Yakınlaştırma Benzeştirme Yoluyla İltibas Tehlikesine ve Bu Suretle Haksız Yarar Sağlamaya Yol Açmayacak Şekilde Oluşturulduğu – 556 S. KHK’nin 7/1- ( B ) Bendindeki Yasal Koşulların Oluşmadığı ) TANINMIŞ MARKA ( Marka Tescil Başvurusu – Davacının Tanınmış Markası Dahil Önceki Markaları İçerisinde 35. Sınıfın 3. ve 8. Alt Gruplarının Yer Almaması Nedeniyle Anılan Alt Gruplar Yönünden Dava Konusu Başvurunun Tesciline Hukuken Olanak Bulunmadığı )

ÖZET : Dava konusu başvuruda da 25. ve 35. sınıflar için davacı adına daha önceki tarihlerde tescil olunan markaların asli unsurunu oluşturan “POLO” kelimesi ile birlikte yer alan “POLOMODA” ibaresinin de, dava dışı kişilerin markalar ile yakınlaştırma, benzeştirme yoluyla iltibas tehlikesine ve bu suretle haksız yarar sağlamaya yol açmayacak şekilde oluşturulduğu anlaşıldığından; başvuruda ve redde dayanak alınan markalarda mükerrer olarak yer alan “POLO” ibaresinin varlığından dolayı somut uyuşmazlıkta 556 Sayılı KHK’nin 7/1- ( b ) bendindeki yasal koşulların oluştuğundan söz edilemeyecektir. Ancak, varılan bu sonuç, ancak önceki markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin ya da bir çeşidinin tüketiciye yeni bir marka imajı ile sunulması halinde söz konusu olabilecek olup, davacının tanınmış markası dahil önceki markaları içerisinde 35. sınıfın 3. ve 8. alt gruplarının yer almaması nedeniyle anılan alt gruplar yönünden dava konusu başvurunun tesciline hukuken olanak bulunmamaktadır.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03/07/2007 tarih ve 2005/337-2007/154 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 07.07.2009 gününde taraflar ve avukatları tebliğe rağmen duruşmaya gelmediğinden, tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin tescilli “POLO” ve “POLO GARAGE” markalarının sahibi olup, “POLO” markasının sektörel bazda tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin “POLOMODA” ibareli marka tescil başvurusunun davalı TPE’ce aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer markaların varlığı nedeni ile kısmen reddedildiğini, oysa müvekkilinin kendi markasını ek olarak kullanabileceğini, “POLO” ibaresi üzerindeki öncelikli hak sahibinin müvekkilinin olduğunu, tanınmış markanın başka hiç bir marka ile iltibasa meydan veremeyeceğini, tescilli ticaret unvanlarının esaslı unsuru olan ve tanınmış nitelikteki “POLO” markalarının servisi niteliğinde bulunan çekişmeli “POLOMODA” markasının tüm sınıflar yönünden tescilinin gerektiğini ileri sürerek, davalı TPE YİDK kararının iptaline, davalı Enstitü nezdinde davacı adına işlem gören “POLOMODA” ibareli marka tescil başvurusunun tescil edilmek üzere ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 556 sayılı KHK’nun 7/1 ( b ) maddesi dayanak alınarak alınan kararlar ve yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlara göre, davacı şirketin 06.01.1994 tarihinde tüzel kişilik kazandığı, çekişmeli 2002/35671 kod nolu markanın başvuru tarihinin 31.12.2002 olup, 2002/18824, 30897, 2000/16587 ve 1996/181768 nolu markalar nedeniyle 556 Sayılı KHK’nun 7/1-b maddesi gereğince 25/1.2.4,6. Sınıflar haricindeki tüm ürün ve hizmetlerin başvuru listesinden çıkartıldığı, davacıya ait 1980/126398 nolu “şekil + POLO” ibareli markanın davalı TPE’nin 21.10.2004 günlü kararıyla 10.07.1998 tarihli itibarıyla “Sektörel Tanınmış Marka” olduğuna karar verildiği, tescile engel markalardan 2002/30897 kod nolu başvurunun TPE YİDK’nun 14.02.2005 tarih ve M-397 nolu kararıyla reddedildiği, bu ret kararı aleyhine iptal davası açılmadığı, tescile konu 35671 nolu markanın “POLOMODA” iken tescile engel olduğu düşünülen markaların “Şekil+ POLO CLASSIC Şekil+Polo Classıc Polo Racquet Clup, JB POLO JOJOBOY. POLO JEANS CO” biçiminde oldukları, markaların birbirinin aynısı olmamalarına karşın tüm markaların ortak unsurlarının “POLO” kelimesi olduğu ve aralarında KHK’nun 7/1-b maddesi anlamında, ayırt edilemeyecek kadar bir benzerlik olduğu, tescile engel olduğu düşünülen 30897 nolu olanın tescil isteminin reddedilmiş olması nedeniyle çekişmeli markanın 18/1-5, 25/5, 7 ve 85/1,2,5, 6.7 sınıflar yönünden tesciline engel hiçbir durum olmadığı, tescile engel 1996/181768 nolu markanın 25/3.sınıf yönünden tescil edilip, davacının 1996 yılından önce aynı sınıf için tescil edilmiş bir markası bulunmadığı gibi, tanınmış markasının tanınmışlık başlama tarihinin 10.07.1998 olduğunu, bu nedenle 25/3.sınıf yönünden YİDK’nun ret kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu, tescile engel olan 26.07.2002 tarih ve 18824 nolu markanın 35/4. sınıf yönünden tescil edilmişse de, davacının bu sınıf yönünden 17.01.2002 tarihinde tescil ettirdiği 792 ve 793 nolu markaların bulunduğu. 35/4. sınıf üzerinde gerçek hak sahibi ve en eski tescilli marka malikinin davacı olduğu, tescile engel olan 09.08.2000 tarih 16587 nolu markanın ise 35/3 ve 35/8.sınıflar yönünden tescilli olduğu, davacı şirketin 09.08.2000 tarihinden önce bu sınıflar yönünden tescilli bir markası yoksa da, davalı TPE tarafından tanınmış marka olarak kabul edilen “POLO” esas unsurlu markanın serilerini davacının tescil ettirebileceği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile dava konusu 2002/35671 kod nolu dosyadan verilen TPE YİDK’nun 31.12.2004 gün ve M-2583 sayılı kararının 18/1-5, 25/5,7 ve 35/1 -8.sınıflar yönünden iptaline, 25/3.sınıf yönünden iptal isteminin reddine, kabul edilen sınıflar yönünden tescil işlemlerinin devamına karar verilmiştir.

Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Dava davacının başvurusunun kısmen reddine ilişkin olarak alınmış bulunan 31.12.2004 tarihli Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurul Kararının iptaline ilişkin olup, dava konusu yapılan kısmi ret kararı 3 adet marka ve davacının başvurusundan önceki tarihli bir başvurunun varlığına dayalıdır. Dairemizin ve Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşmiş uygulamasına göre ( HGK. 19.11.2003 T. E. 2003/11-578. K. 2003/703 )YİDK kararının yerinde olup olmadığı kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. YİDK kararının verilmesinden sonra gerçekleşen olgular YİDK kararının iptali için açılan davalarda önemi haiz değildir.

Zira kurum karar aldığı tarihteki koşulları değerlendirmek suretiyle dava konusu yapılan kararını oluşturmuştur. Redde mesnet 02.12.2002 tarihli ve 30897 sayılı başvurunun hükümden düşmesi ise mahkemece de kabul edildiği üzere 14.02.2005 tarihinde gerçekleşmiştir. Mahkemece de kabul edildiği üzere başvurunun ortadan kalkması başvuru ile elde edilen öncelik hakkını ortadan kaldırır ise de, dava Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurul kararının iptaline ilişkin olduğundan sonradan başvurunun hükümden düşmüş olması redde mesnet alınan markaların hükümsüzlüğünde olduğu gibi bu davada önemi haiz değildir. Bu itibarla davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir. 3- Dava dosyasındaki örneklerden de anlaşılacağı üzere davacı şirketin “POLO” ibaresini taşıyan çok sayıda markaları mevcuttur. Başvuru konusu “POLOMODA” ibaresinin kapsadığı 25 nci ve 35 nci sınıf mal ve hizmetler bakımından da davacı adına tescilli 2002/792. 2002/793 ve 2000/9207 sayılı “POLO GARAGE” ibareli markalarının bulunduğu anlaşılmaktadır.

O halde, davacının 31.12.2002 tarihli başvurusundan önceki tarihleri kapsayan marka tescilleri vasıtasıyla “POLO” ibaresi üzerinde 25. ve 35. sınıflar bakımından da korunması gereken marka hakkı gerçekleşmiştir. Öte yandan, 556 Sayılı KHK’nin 7/1- ( b ) bendi uyarınca dava konusu başvurunun reddine dayanak alınan 1996/181768. 2000/16587. 2002/18824, 2002/30897 sayılı ve sırasıyla “POLO JEANS CO”, “POLO JOJOBOY”, “POLO CLASSIC”, “PASCAL CLASSIC POLO RACOUET CLUB” ibareli markalar ile davacının aynı sınıf mal ve hizmetler için tescilli “POLO GARAGE” markalarının varlığı karşısında “POLO” asıl unsurlu markalar bakımından farklı kişiler adına mükerrer marka, tescillerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacının “POLOMODA” işaretinden oluşan marka başvurusunun, 25 nci ve 35 nci sınıflardaki mal ve hizmetler bakımından dava dışı kişiler adına tescilli “POLO” asıl unsurlu markalarla iltibas yaratıp yaratmadığının ya da dava konusu başvurunun seri marka niteliğinde olup olmadığının tartışılması gerekir. Her ne kadar, dava konusu başvurunun davacının önceki marka ve işaretlerinden bağımsız yeni bir marka başvurusu olduğu dolayısıyla uyuşmazlığın 556 Sayılı KHK’nin 7/l- ( b ) bendine göre çözümlenmesi gerekeceği düşünülse dahi, yukarıda açıklandığı üzere somut uyuşmazlığın özelliği de göz ardı edilmemelidir.

O halde, davacının tescilli marka olarak kullandığı “POLO” işaretini de içeren dava konusu başvurunun seri marka yaratmak amacını taşıyıp taşımadığının veya dava dışı kişilerin tescilli markalarına yakınlaştırarak ( benzeştirerek ) aynı asli unsura haiz olan markalarıyla iltibas yaratma ve haksız yararlanma amacını taşıyıp taşımadığının tartışılması gerekir. Bir işletme tarafından kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek, markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı imaj korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin ya da bir çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği mal veya hizmetlerinin işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. İşletmenin önceki markasındaki ortak asli unsuru taşımakla birlikte esasen seri markaların her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markalarıdır.

Yukarıda özetlenen açıklama ile birlikte davacının daha önceki tarihlerde tescil ettirdiği ” POLO GARAGE” markaları göz önüne alındığında; davacının tescilli olarak kullandığı “POLO” ibaresinin yanına “MODA” kelimesini eklemek suretiyle türettiği dava konusu başvurunun seri marka başvurusu niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir durumda, davacı ve dava dışı kişilerin 25 nci ve 35 nci sınıflardaki mal ve hizmetler bakımından aynı asli unsura sahip önceki tarihli mükerrer markalarının varlığı ve her birisinin markaları hükümsüz kılınmadığı müddetçe birbirlerini “POLO” ibaresini kullanmaktan men edemeyecek olmaları da göz önüne alındığında, iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde tescil başvurusuna konu edilen ve seri marka oluşturan işaretlerin 556 Sayılı KHK’nin 7/1- ( b ) bendi uyarınca reddi gerekeceği sonucuna ulaşılması kazanılmış haklar ilkesine uygun düşmeyeceği gibi menfaatler dengesini de zedeler.

Aksi düşünüldüğünde, başlangıçta karşı çıkılmaması nedeniyle farklı kişiler adına tescil edilmiş mükerrer markaların varlığı halinde, işaretler arasında benzeştirme, yakınlaştırma ( iltibas tehlikesi ) amacını taşımayan sonraki tarihli seri markaların da tescili mümkün olamayacaktır. Bir işletme ile özdeşleşmiş temel markaların zaman içindeki değişiklik ve gelişmelere uyum sağlaması ve temel vasfını koruyarak seri markalar yoluyla kendini yenilemesi ve bir anlamda çoğalması zorunlu ve gerekli olabilir.

Dava konusu başvuruda da 25. ve 35. sınıflar için davacı adına daha önceki tarihlerde tescil olunan markaların asli unsurunu oluşturan “POLO” kelimesi ile birlikte yer alan “POLOMODA” ibaresinin de, dava dışı kişilerin markalan ile yakınlaştırma, benzeştirme yoluyla iltibas tehlikesine ve bu suretle haksız yarar sağlamaya yol açmayacak şekilde oluşturulduğu anlaşıldığından; başvuruda ve redde dayanak alınan markalarda mükerrer olarak yer alan “POLO” ibaresinin varlığından dolayı somut uyuşmazlıkta 556 Sayılı KHK’nin 7/1- ( b ) bendindeki yasal koşulların oluştuğundan söz edilemeyecektir. Nitekim Dairemizin 19.09.2008 tarih ve 7547/10251 ve 14.11.2008 tarih ve 11505/12839 sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir. Ancak, varılan bu sonuç, ancak önceki markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin ya da bir çeşidinin tüketiciye yeni bir marka imajı ile sunulması halinde söz konusu olabilecek olup, davacının tanınmış markası dahil önceki markaları içerisinde 35.sınıfın 3. ve 8. alt gruplarının yer almaması nedeniyle anılan alt gruplar yönünden dava konusu başvurunun tesciline hukuken olanak bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemenin 35. sınıfın 3. ve 8. alt gruplarına yönelik gerekçesinde isabet bulunmamakla kararın anılan nedenle dahi davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) ve ( 3 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 02.50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 07.07.2009 tarihinde oy birliği ile karar verildi.