556 S. MARKALARIN KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KA… [ Madde 7 ]

Tanımlayıcı İbarelerin Marka Tescili; İNTERAKTİF ibaresini tek başına ve tamamlayıcı marka olarak tescil için davalı kuruma başvurusu haksızdır.

Davacı tarafın iddiaları

Taraflar arasındaki “marka tescili” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 5.Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.9.1999 gün ve 1999/178 E- 528 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 13.4.2000 gün ve 1995/9575-2000/2998 sayılı ilamı ile; (…Davacı vekili, her türlü mal ve hizmetin ticaret ve pazarlaması, reklam, tanıtım vs. alanlarında faaliyet gösteren müvekkili firmanın sektöründe hayli tanındığını, yıllardan beri tanıtıp meşhur hale getirdiği “İNTERAKTİF” ibaresini tek başına ve tamamlayıcı kelime ve logolar ile hizmet markası olarak tescil için davalı kuruma başvurusunun haksız olarak reddolunduğunu ileri sürerek, idare işlem ve kararının iptali ile markalarının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 

Davalının savunması

Davalı vekili cevabında, marka olarak tescili istenilen “interactive” kelimesinin etkileşimli karşılıklı olarak birbirini etkileyen, sözleşimli, iletişimli, bilgi alışverişli, bilgi değişimli, program işlerken bilgisayar ile kullanıcı arasında bilgi alışverişi ilgili veya bunu sağlayabilen anlamında olup, kullanılacağı hizmetin çeşit ve amacını gösteren kelimelerin marka olarak tescil edilemiyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, davacının tescil için başvurduğu “İnteraktif” kelimesinin karşılıklı etkileşim anlamında olup 556 sayılı KHK.nın 7/c maddesi gereğince vasıf, kalite, miktar, amaca ve değer gösteren kelimelerin marka olarak tescil edilemeyeceği, bu sözcüğün hizmetin vasıf ve kalitesini göstereceği, bazı tesciller örnek olarak gösterilmiş ise de, kötü emsalin emsal olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.  Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.  Dava, marka olarak tescil talebinde bulunulan sözcüklerin 556 sayılı K.H.K.nın 7/I-c bendi gereğince hizmetin vasfını, cinsini, çeşidini münhasır olarak belirteceği gerekçesi ile, tescil talebinin reddine ilişkin Enstitü kararının iptaline ilişkindir.  556 Sayılı K.H.K.nın 7/I-c bendi gereğince, hizmet markası olarak tescili talep edilen sözcüğün hizmetin vasfını, cinsini, çeşidini münhasır olarak belirtmesi durumunda, başvurunun ret edileceği tartışmasız olup, Türkçe karşılığı “etkileşimli”, “karşılıklı etkileşim” olduğu anlaşılan “İNTERACTİVE” veya Türkçe okunuşu “İNTERAKTİF” sözcüklerinin tek başına bu haliyle marka olarak tescilleri mümkün değildir. 

Ancak, tek başına marka olarak tescili mümkün olmayan bir sözcüğün yanına (hatta tek başına tescili mümkün olmayan sözcük “kök” sözcük olsa bile) ayırt edici nitelikte ek ve ibareler getirilmesi durumunda bu haliyle tescilin mümkün olup olmayacağı üzerinde durulması gerekir. Bir yerde markanın tanımını içeren KHK. nın 5 nci maddesindeki tanımlama birlikte değerlendirildiğinde, tek başına tescili mümkün olmayan sözcüklerin yanına ayırdedici nitelikte sözcükler ilavesi ile ve genelde ya isim tamlaması veya sıfat tamlaması şeklinde ortaya çıkan ve yeni bir anlam ifade eden sözcükler grubunun marka olarak tescil edilebilmesinin, yasal düzenlemenin amacına daha uygun olacağı sonucunu varılmıştır. Nitekim, dairemizin 26.11.1999 tarih ve 1999/5790 E., 1999/9590 K. Sayılı kararında da, aynı ilkeler benimsenmiş ve KHK. nın 7/I-f bendi gereğince tek başına marka olarak tescili mümkün olmayan İstanbul, Ankara gibi Coğrafi yer isimlerinin “İstanbul Şarabı”, “Ankara Pazarları”, “Restaurant İstanbul” gibi bir başka sözcüğün ilavesi ile meydana gelen sözcükler grubunun marka olarak tescil edilebileceği kabul edilmiştir. Keza renklerin de tek başına tescili mümkün olmadığı halde aynı ilkeler renkler için de Dairemizce benimsenmiştir. 

Mahkemenin değerlendirmesi ve temyiz süreci

Bu durumda mahkemece, davacının başvuruda bulunduğu “İNTERACTİVE” veya “İNTERAKTİF” sözcüklerinin tek başına marka olarak tescilinin yargılamayacağının, ancak, bu sözcüklerin sonuna, “Reklamcılık, Pazarlama, Tanıtım, İletişim” sözcüklerinin ilavesi ile oluşan kelimeler grubunun marka olarak tescilinin mümkün olduğunun kabulü ile bu ilkeler çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.  TEMYİZ EDEN : Davacı vekili  HUKUK GENEL KURULU KARARI  Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:  Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. 

SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 20.12.2000 gününde, oy çokluğu ile karar verildi.