Ses Marka Tescilleri; Bir başvurunun ses markası başvurusu olarak değerlendirilebilmesi için, öncelikle tescili talep edilen işaretin bir “ses markası” olduğunun başvuru dilekçesinde açıkça belirtilmesi gerekmektedir.

SMK’nın 4(1) inci madde hükmünde belirtilen ayırt etme ve çizimle görüntülenebilme veya benzer şekilde ifade edilebilme (grafik gösterim) şartlarını sağlayan sesler marka olarak tescil edilebilir niteliktedir. Avrupa Adalet Divanı “Shield Mark” kararında,6769 sayılı SMK’ya kaynak teşkil eden 89/104 sayılı Direktif’in 2nci maddesinin; “bir işletmenin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerinkinden ayırt edebilir ve grafiksel olarak ifade edilebilir nitelikte olan seslerin marka olarak addedilebilir olduğu şeklinde yorumlanması gerektiğini” belirtmiştir. 

Ses markalarında çizimle görüntülenebilme veya benzer biçimde ifade edilebilme (grafik gösterim) Bir başvurunun ses markası başvurusu olarak değerlendirilebilmesi için, öncelikle tescili talep edilen işaretin bir “ses markası” olduğunun başvuru dilekçesinde açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Ses markası talebinin açık bir şekilde belirtilmemesi halinde, ilgili başvuru geleneksel marka (şekil/kelime) olarak değerlendirmeye alınır (bu durumda herhangi bir “ses”işareti için koruma elde edilemez) veya başvuru sahibinden marka başvurusuna konu ettiği “işaret”in ne olduğunu açıklaması istenir. 

Melodik (notaya dökülebilir) sesler için grafik gösterim, sese ait özellikleri (anahtarı, ölçüleri,notaları, durakları, tekrar eden tempoları ve diğer detayları) tasvir eder nitelikte hazırlanmış bir porte ile yapılmalıdır. Bu tür bir gösterim, anında anlaşılır olmasa dahi, kolay anlaşılır nitelikte olduğundan, yetkili makamların ve kamunun marka olarak tescili istenen işareti kesin olarak bilmelerine imkân tanır. 

Ek olarak, gerek başvuruyu inceleyen uzman gerekse ilgili üçüncü kişiler tarafından daha kolay ve hızlı anlaşılabilir olması ve koruma konusunun hukuki belirliliği açısından, tescili talep edilen sese ilişkin kaydın, bilgisayar ortamında dinlemeye ve saklamaya imkan tanıyacak şekilde (tercihen mp3 formatında), bir CD ile başvuruyla birlikte verilmesi gerekir. Ses kaydının,başvuru dilekçesinde sunulan grafik gösterime (porte) tam olarak karşılık gelmesi gerekmektedir. 

Her bir farklı ses markası için ayrı başvuru yapılması gerekir. Grafik gösterimin, başvuru dilekçesinde marka örneği için ayrılmış 7×7 cm’lik alana sığdırılması gerekir. Ancak, ses markalarında porte ile sağlanan grafik gösterimin sadece kağıt ortamında sunulması bazı durumlarda inceleme açısından zorluğa neden olabileceğinden, rahat okunup incelenebilir olması için grafik gösterimin elektronik ortama aktarılmış halinin (tercihen jpeg formatında) -ses kaydının da yer aldığı- CD ile başvuru dilekçesine eklenmesi tavsiye edilmektedir. Marka örneği alanında sunulan grafik gösterimin rahat okunup incelenebilir olmaması halinde, Enstitü tarafından grafik gösterimin elektronik ortama aktarılmış hali talep edilebilir. 

Tarifname, ses markası başvurularının incelenmesinde dikkate alınacak unsurlardan birisidir.Başvuru kapsamının net olarak anlaşılabilmesi ve grafik gösterim ile ses kaydını tamamlaması için tescili talep edilen sesi ve sese ait grafik gösterimde yer alması mümkün olmayan bazı detayları tasvir eden bir tarifnamenin,başvuru dilekçesine eklenmesi tavsiye edilmektedir. Enstitü başvuru konusu işaretin yeterince açık, kesin ve anlaşılır olmadığına kanaat getirirse grafik gösterim ve ses kaydının yanı sıra, başvuru konusu sese ait yazılı bir tarifname talep edebilir. 

Ses markalarında ayırt edicilik Ayırt edicilik değerlendirilmesinde, tescili istenen sesin, geleneksel markalarda olduğu gibi,başvuru kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt etmeye elverişli olup olmadığı hususu değerlendirmeye esas olacaktır. Bu anlamda, bilinen bir müzik eserinden alınmış bir bölümden oluşan sesin “konser düzenleme hizmetleri için” ayırt edici nitelikte olmadığı kabul edilebilir. Sesin, tescile konu edilen ürünün çalışmasının doğal bir sonucu olarak ortaya çıkması veya ürünün çalışması esnasında teknik bir zorunluluk gereği meydana gelmesi halinde söz konusu sesin ilgili ürünler açısından ayırt edici karakterinden söz edilemez.

 Örneğin, bir elektrikli süpürgenin çalışması sırasında ortaya çıkan tipik ses, ürünün çalışmasının teknik ve doğal bir sonucu ortaya çıkan, marka olarak algılanması mümkün olmayan ve aynı tür ürünlerin diğer üreticileri tarafından da serbestçe kullanılması gereken bir sestir. Benzer şekilde, motosikletler için tipik bir motor sesi, gazlı içecekler için şişe/kutu kapağı açılması sesi gibi sesler de bu anlamda ayırt edici kabul edilmez. Bir müzik eserinin bütününü veya marka olarak algılanamayacak derecede uzun bir bölümünü içeren başvuruların marka olarak “ayırt edici niteliğe sahip olmadığı” kabul edilir. 

Sesler diğer mutlak ret nedenleri açısından da incelenir ve ilgili maddeler gereğince redde konu olabilir. Örneğin, “bebek ürünleri” için sıradan bir bebek gülmesi/ağlaması sesi, ilgili ürünler için tanımlayıcı nitelikte olduğundan 7/1(c) maddesi, “ambulans hizmetleri” için siren sesi, ayırt edici nitelikte olmadığı gibi, ilgili sektörde herkes tarafından serbestçe kullanılan bir ses olduğundan 7/1(d) maddesi uyarınca reddedilebilir.  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir