11. Hukuk Dairesi         2015/5258 E.  ,  2015/12426 K.   “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Markaya Tecavüz Niteliğindeki Ticaret Unvanlarının İptali; Markanın, ticaret unvanının asli unsurunu ön plana çıkardığından hükümsüzlüğüne karar verilmelidir.

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/10/2014 tarih ve 2013/643-2014/988 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddiaları

Davacı vekili, davalı adına tescilli … markasının, müvekkili şirket adına tescilli … markaları ile ayırt edilmeyecek derecede benzer olduğunu, davalının markasının tescil edildiği şekliyle değilde müvekkilinin ticaret unvanının asli unsuru olan … ibaresini ön plana çıkararak kullandığını ileri sürerek, davalı adına tescilli 2010/87731 numaralı … markasının hükümsüzlüğüne, tecavüzün tespitine, men’ine, ürün ve ambalajlara el konulması ve imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 

Davalının Savunması

Davalı vekili, müvekkilinin … markasının tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin markası ile davacının markalarının benzer olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı adına tescilli olan 2010/83731 kod nolu … markasının tescil edilmiş halinin davacı markası ile iltibas yaratmadığı, bu sebeple hükümsüzlüğe konu olamayacağı, ancak, davalının 2011 yılı katalog ve ambalajda yer alan markayı tescile uygun şekilde kullanılmadığı, kullanılan şekli ile davacı markasına tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle davacının markaya tecavüzün men-i talebinin kabulüne, hükümsüzlüğe ilişkin talebinin ise reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir. 

Temyiz Süreci

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 

2-Davacının temyizine gelince, mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda davacı adına tescilli “…” markasının ayırt ediciliği zayıf nitelikte kelime markası olduğu, bu bakımdan hükümsüzlüğü istenen davalıya ait “…” markasının ki “…” ibaresinin varlığı nedeniyle iltibas tehlikesine yol açmayacağı mütalaa edilmiştir. Oysa, marka hukukunda markayı oluşturan işaret bakımından yaratıcılık, özgünlük vb gibi unsurlar zorunlu alındığından, 556 sayılı KHK 5. maddesinde de açıklandığı üzere kişi adları, kelime, harf, şekil vb. işaretler marka olarak seçilip kullanabilir bir işaretin ayırt ediciliğinin zayıf olduğundan söz edilebilmesi için bu işaretin kullanılacağı mal veya hizmetin cinsine ve niteliğine yakın olmaması gerekir. Bunlar arasındaki farklılık ne kadar fazla ise markanın ayırt ediciliği o kadar fazladır. Buna karşın, seçilen işaret mal veya hizmeti çağrıştırıyor veya onu tanımlıyorsa ayırt edicilik o oranda zayıf ya da mevcut değildir. Somut uyuşmazlıkta, “…” ibaresinin, markanın tescilli olduğu 30. sınıf emtia bakımından karakteristik özellik belirten bir ibare olduğundan söz edilemez. Ayrıca, “…” ibaresinin iyi bilinen bir kelime olması da onu farklı emtia türü ve 30. sınıf bakımından ayırt ediciliği zayıf işaret haline getirmez.

Mahkemenin tecavüz niteliğinde ticaret ünvanlarının iptaline ilişkin değerlendirmesi ve sonucun bildirilmesi

Bu bakımdan, davacı markasının tek ve esaslı unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, davalı markasında da aynı ibarenin esaslı unsur olarak yer aldığı dikkate alındığında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca işaretler arasında ilişkilendirme ihtimali de içerecek derecede benzer oldukları halde, yazılı gerekçeyle hükümsüzlük davasının reddi isabetli görülmemiş ve davacı lehine kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, temyiz harcı davalıdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23/11/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.