Markanın Ayırt Edicilik Özelliği Ve Markanın Uzun Süre Kullanımı; hem hizmetin cinsini, hem de hizmete ait bir meslek grubunun adını içermemelidir.

T.C. YARGITAY ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ: 2002/5352 ESAS, 2002/10729 KARAR

ÖZET” BAHÇE KÜLTÜRÜ, SERA VE ÇİÇEKÇİLİK ALANINDA YAPILACAK SERGİ VE ORGANİZASYONLARINI KONU ALACAK BİR HİZMET İÇİN, TÜRKÇE´DE ÇİÇEKÇİ ANLAMINA GELEN VE İLGİLİ ÇEVRELERCE BİLİNİP KULLANILAN FLORİST YABANCI SÖZCÜĞÜNÜN MARKA OLARAK TESCİLİ İSTEMİ, BU KELİMENİN HEM HİZMETİN CİNSİNİ, HEM DE HİZMETE AİT BİR MESLEK GRUBUNUN ADINI İÇERMESİ NEDENİ İLE 556 SAYILI KHK. NIN 7/1-C VE D. MADDELERİNE AYKIRIDIR. DAVACI İTİRAZ VE DAVASINI ESAS OLARAK 556 SAYILI KHK. NUN 7/11. MADDESİNE DAYANDIRMIŞ OLUP, BU MADDE “BİR MARKA TESCİL TARİHİNDEN ÖNCE KULLANILMIŞ VE TESCİLE KONU MALLAR VEYA HİZMETLERLE İLGİLİ OLARAK BU KULLANIM SONUCU AYIRT EDİCİ BİR NİTELİK KAZANMIŞ İSE (B),(C), (D) BENTLERİNE GÖRE TESCİL REDDEDİLEMEZ.

“İçtihat Metni” Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 6. Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06.03.2002 tarih ve 2001/238-2002/81 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ata Durak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili tarafından “FLORİST” ibaresinin marka olarak tescili taleplerinin davalı idarece reddedildiğini, bu karara karşı süresinde yaptıkları itirazın da reddedildiğini, anılan ibarenin 1993 yılından beri düzenli bir şekilde fuar organizasyonlarında kullanıldığını ve ayırt edici nitelik kazandığını ileri sürerek, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 21.02.2001 tarih ve M-272 sayılı kararının iptalini ve “FLORİST” ibaresinin müvekkili adına marka olarak tescilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, “FLORİST” ibaresinin marka olarak üzerinde kullanılacağı hizmetlerin cinsini, çeşidini, vasfını, kalitesini, amacını, niteliklerini belirten işaret ve adlandırmalardan olduğu için, başvurunun 556 sayılı KHK. 7/c maddesi uyarınca reddedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının “FLORİST” ibaresinin fuar organizasyonu ve fuarcılık hizmetleri ile ticari veya reklam amaçlı sergilerin organizasyonu alanında, hizmet markası olarak tescil ettirmek istediği, bu ibarenin fuarcılık hizmetleri bakımından bir meslek grubunu ifade etmediği, çiçekçi anlamına gelen bu ibare ile fuar hizmeti arasında doğrudan bir anlam bağlantısı bulunmadığı, anılan ibarenin yabancı dilde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı idarenin 21.02.2001 tarih ve M-272 sayılı kararının iptaline, tescil işlemi, idari bir işlem olduğundan davacının bu isteminin reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacının hizmet markası olarak tescilini talep ettiği FLORİST ibaresinin davalı kurumca reddi üzerine, ikame ettiği bu kararın iptali ve tescil istemine ilişkin bulunmaktadır. Davacı başvurusunda markanın çeşidini hizmet markası olarak belirtmiş olup, hizmetin sınıf ve tanımı Fuar Organizasyonu ve fuarcılık hizmetleri Ticari ve reklam amaçlı sergilerin organizasyonudur. Davacının beyanları ve dilekçeye ekli olarak ibraz ettiği belge, broşür ve kitapçıklardan, hizmetin bahçe kültürleri ve özellikle çiçekçilik ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır.

Davacı başvurusu TPE tarafından 556 sayılı KHK. nun 7/1-c bendi gereğince reddedilmiş, yapılan itiraz üzerine Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’da aynı gerekçe ile davacı itirazını reddetmiştir. Davacı gerek itirazlarında ve gerekse itirazların reddi üzerine ikame ettiği bu davada 7/1-c ye dayalı ret sebebinin geçersizliğini iddia etmemiş, Tescilini istediği ibarenin “yoğun bir reklam kampanyası eşliğinde uzun süre kullanılması sonucunda ayırt edici-maruf hale geldiğini ve bu yüzden 556 sayılı KHK. nun 7/11 maddesi gereğince tescili başvurusunun reddedilemeyeceği kabulü gerektiği nedenine dayanmıştır. TPE. nin red kararlarında bu itiraz karşılanmadığı gibi mahkemece inceleme, daha ziyade anılan yasanın 7/11. maddesi yerine 7/c ve d. Maddeleri üzerinde yoğunlaştırılmıştır.

Bahçe kültürü, sera ve çiçekçilik alanında yapılacak sergi ve organizasyonlarını konu alacak bir hizmet için, Türkçe’de çiçekçi anlamına gelen ve ilgili çevrelerce bilinip kullanılan Florist yabancı sözcüğünün marka olarak tescili istemi, bu kelimenin hem hizmetin cinsini, hem de hizmete ait bir meslek grubunun adını içermesi nedeni ile 556 sayılı KHK.nın 7/1-c ve d. Maddelerine aykırılığı açıktır. Ne var ki davacı itiraz ve davasını esas olarak 556 sayılı KHK. nun 7/11. maddesine dayandırılmış bulunmaktadır. Bu madde “Bir marka tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar veya hizmetlerle ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırt edici bir nitelik kazanmış ise (b),(c), (d) bentlerine göre tescil reddedilemez” hükmünü içermekte olup davacı bu uğurda bir kısım delil ve belge ibraz etmiştir. Bilirkişi mütalaasında ve onu benimseyen mahkeme kararında bu iddiada incelenmiş ise de, ne hukukçu bilirkişinin sıfatı nede verdiği rapor hükme yeterli bulunmamaktadır. Zira “kullanım neticesi ayırdedici nitelik kazanma olgusu” yerleşik içtihatlara göre o mal veya hizmetle ilgili alıcı-satıcı (hizmet alıp-veren) çevrelerde oluşup algılanmalıdır. Bilirkişi kurulunda bu çevre veya çevre ile ilgili kişilerde bulundurulup, görüşleri alınmalıdır.

Mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan ilkeler de gözönünde bulundurularak, ilgili hizmet çevresi ve meslekten kimselerinde içerisinde bulunacakları yeni bilirkişi kurulu oluşturmak alınacak rapor sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Bu bakımdan yetersiz bilirkişi raporuna istinaden hüküm kurulması doğru görülmeyerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davanın kabulüne ilişkin mahkeme kararının bozulmasına karar verilmek gerekmiştir.

SONUÇ: yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.