Markanın Kullanmama Sebebiyle Hükümsüzlük Koşulları; Markasının ve ticaret unvanının davalı tarafça haksız ve hukuka aykırı şekilde kullanıldığını ileri sürmektedir. T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/6173 E.,  2014/20377 K. MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ : 20/01/2014 NUMARASI : 2013/77-2014/6

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/01/2014 tarih ve 2013/77-2014/6 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve karşı davada davacı vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının iddiaları

Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin tescilli “…” markasının ve ticaret unvanının davalı tarafça haksız ve hukuka aykırı şekilde kullanıldığını ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, kullanılmasının durdurulmasına, 5.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının savunması

Asıl davada davalı vekili, müvekkilinin adına tescilli markasını kullandığını, “. ” ibaresi üzerinde üstün hak sahibi olduğunu, davacının deri sektöründe faaliyetinin bulunmadığını savunarak davanın reddini; karşı davada ise davacının “..+ şekil” markasının 18. sınıfa giren emtialar yönünden üstün ve öncelikli hak sahipliği, kötü niyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğüne, davacı karşı davalının, ticaret unvanındaki “..” ibaresinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Karşı davada davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının 12, 13; 14, 15, 16, 17, 18, 21, 22, 23. sınıflarda tescilli “..+ şekil” markaları, davalının ise “şekil” markası ve “OSM” markasının bulunduğu, taraf markaları ve emtia sınıfları arasında ayniyet ya da benzerlik bulunmadığı, davacı-karşı davalı tarafın marka başvurusunun 2005 yılında yapıldığı, “…” ibaresinin kullanımını gösteren en eski tarihli evrakın ise 2003 yıllına ait olduğu, fatura üzerindeki bu kullanımın ticaret unvanı kullanımı şeklinde gerçekleştiği, “..” ibaresini ticaret unvanında kök unsur olarak 2003 yılında tescil ettirildiği, dolayısıyla bu ibareyi 2003 yılından beri ticaret unvanı olarak, 2005 yılından bu yana da tescilli marka olarak kullandığı, davalı-karşı davacı tarafın ticaret unvanı kullanımını gösteren en eski tarihli belgenin 1992 yılına ait olduğu, “..” ibaresini ilk kez ticaret unvanı olarak tescil ettiren tarafın davalı-karşı davacı olduğu, tescilli ticaret unvanını davacı-karşı davalının tescilli markasından daha eski tarihten beri kullandığı, bu nedenle davalı-karşı davacı tarafın …” ibaresini ticaret unvanı olarak kullanmasının hukuka uygun olduğu, davacı-karşı davalı tarafın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediği, diğer taraftan davalı-karşı davacının “… ibaresini davacıdan çok önce kullanmaya başlamasının, davacının bu ibareyi marka olarak almasına engel teşkil etmediği gibi, davacı-k. davalının markalarının, davalı-k davacının ticaret unvanına tecavüz ya da haksız rekabet de oluşturmadığı, davalı- k. davacı tarafın uzun süre sessiz kalarak hak kaybına uğradığı, “..” ibaresinin davalık davacı tarafça ticaret unvanı olarak kullanıldığı, markasal bir kullanım olmadığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Kararı asıl ve karşı davada davacı vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.

1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve asıl davada davalı … Dericilik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin 1992 yılında tescil ettirdiği ticaret unvanını kullanmasına ve bu unvan dışında “…” asıl unsurlu markasal kullanıcının bulunmamasına, karşı davada ünvan terkinine ilişkin talep bakımından da karşı davalı şirket yararına uzun süre sessiz kalma yoluyla dava açma hakkının yitirilmiş bulunmasına göre, asıl davada davacı vekilinin tüm. karşı davada davacı ..Derinlik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. (2) Karşı davacı ..rı Dericilik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin, karşı davadaki hükümsüzlük talebinin reddine ilişkin karara yönelik temyiz itirazlarına gelince. Dairemiz yerleşik içtihatları uyarınca 556 sayılı KHK’nın 42. maddesinin (a) ve (b) bentlerine dayalı olarak açılan hükümsüzlük davalarının tescil tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir. Uyuşmazlık konusu, hükümsüzlüğü istenen 2005/54777 nolu “..” markasının sicile tescil tarihi 08.01.2007 olup karşı dava 03.11.2011 tarihinde açılmıştır.

Mahkemenin değerlendirmesi ve sonuç

Bu durumda, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığının kabulü gerekir. Mahkemece her ne kadar işbu dava ile birleşen Bakırköy 1. FSHHM’nin 2013/292 esas sayılı dosyasındaki hükümsüzlük talebinin tescilden itibaren 5 yıllık süre geçtiğinden bahisle; temyize konu işbu karşı davanın da süre yönünden reddine karar verilmiş ise de, bahsi geçen birleşen dava 18. sınıf bakımından 556 sayılı KHK’nın 14. maddesine göre kullanmama sebebiyle hükümsüzlük talebine ilişkin olup, karşı dava ile işbu davanın hukuki sebepleri farklı olduğundan birleşen davanın tescilden itibaren 5 yıllık süre geçtikten sonra açılmış olması temyiz konusu karşı dava bakımından da hak düşürücü süre olarak dikkate alınamaz. Bu bakımdan, karşı davaya konu marka hükümsüzlüğüne yönelik isteme ilişkin uyuşmazlığın esasının incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle asıl davada davacı vekilinin tüm, karşı davada karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle karşı davada karşı davacı temyiz itirazının kabulü ile vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden karşı davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 25,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacı-karşı davalı/birleşen davada davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden asıl davada davalı-karşı davacı/birleşen davada davacıya iadesine, 24.12.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.