YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2007/3468 E. , 2008/5173 K.

Markada Tanınmışlık Tespiti; Bir markanın tanınmış olduğunun tespiti yönündeki istemin, öncelikler Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı’na yapılması gerekmektedir.

Özet: BİR MARKANIN TANINMIŞ OLDUĞUNUN TESPİTİ YÖNÜNDEKİ İSTEMİN, ÖNCELİKLE TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ BAŞKANLIĞI ‘NA YAPILMASI GEREKMEKTEDİR. BU KOŞUL YERİNE GETİRİLMEDEN, DOĞRUDAN ANILAN KURUM DAVALI OLARAK GÖSTERİLEREK MARKANIN TANINMIŞ OLDUĞUNUN TESPİTİ DAVASI AÇILMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR.

Taraflar arasında görülen davada (İstanbul İkinci Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi)’nce verilen 21.12.2006 tarih ve 2005/418-2006/1015 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi ayrı ayrı davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra, işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili şirketin moda sektöründe, kozmetik, giyim, aksesuar üretim ve pazarlamasında dünyaca tanınmış olup, ürünlerinde kullandığı “V…” ibareli sözcük markasının çeşitli versiyonlarda TPE nezdinde tescilli olarak koruma altında bulunduğunu ve çok tanınmış olduğunu, diğer yandan aynı ibarenin markanın yaratıcısı “Gianni V…” adlı şahsın ailenin soyadı olup, 556 sayılı KHK’nın koruması altında olduğunu, davalı şirketin MV…” adlı markayı 22.04.2003 tarihinde tescil ettirmiş bulunduğunu, davalı şirketin markasındaki bu ibarenin müvekkilinin markası ve ticaret unvanının da ayırt edici unsuru olan ve markaların yaratıcısının soyadı olan “V…” ibaresi ile birebir aynı olduğunu, bu durumun müvekkilinin tanınmış markasına tecavüz eylemini oluşturduğunu ileri sürerek, “V…” ibareli müvekkiline ait markaların tanınmış bir marka olduğunun tespitine, davalının tescil ettirdiği “V…” adlı markanın iptali ile sicilden terkinine, davalının eylemlerinin müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile bu eylemlerin durdurulmasına, karar özetinin gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı şirket vekili, davaya konu markanın müvekkili şirket tarafından farklı sınıftaki emtialar için tescil ettirildiğini, söz konusu markanın Türkiye’de tanınmış olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı TPE Başkanlığı vekili, müvekkilinin sadece davacı adına tescilli V…” markalarının tanınmışlığına karar verilmesi talebi ile ilgili olarak hasım gösterilmişse de, bu konuda öncelikle Enstitü’ye başvuru şartının yerine getirilmesi gerektiğini, davacının doğrudan dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre V../nin tanınmış marka olduğunun tespiti ile marka ve ticari unvana tecavüz teşkil etmesi de nazara alınarak davalı adına tescilli 2003 09317 sayılı “V…” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, tescilli markanın kullanımı haksız rekabet yaratmayacağından buna ilişkin istemin reddine, karar kesinleştiğinde hüküm fıkrası özetinin ülke çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile davanın davalı TPE Başkanlığı tarafından verilmiş bir karar veya tesis edilmiş bir işleme karşı açılmamış olması nedeniyle, davalı TPE Başkanlığı yönünden 556 sayılı KHK’nın 71/2. maddesinde düzenlenen kesin yetki kuralının somut olayda uygulanması koşullarının bulunmamasına göre de, davalılar vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.  

2-Dava, davacıya ait WV…” ibareli markaların tanınmış marka olduğunun tespiti, davalı şirketin tescil ettirmiş olduğu aynı ibareli markanın iptali ile sicilden terkini, bu davalının eylemlerinin davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, bu eylemlerin durdurulması ve hüküm özetinin gazetede ilanı istemlerine ilişkindir. Davacı taraf, dava dilekçesinde, davalı TPE Başkanlığına yönelik olarak açılan davanın sadece tanınmışlığın tespiti istemine yönelik bulunduğunu açıkça belirtmiştir. Davadan önce davacı tarafça WV…” markasının tanınmışlığının tespitine karar verilmesi yönünde TPE Başkanlığına yapılmış bir başvuru bulunmamaktadır. 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un Markalar Dairesi Başkanlığı’nın görev ve yetkilerine ilişkin 13. maddesinin d bendi, ilgili mevzuat hükümlerine göre belirli nitelikleri haiz işaret ve ibarelerin koruma altına alınması, markaların ta-nınmışlık düzeyleri ile ilgili esasların belirlenmesi ve uygulamaya konulması işlemlerini düzenlemektedir.

Buna göre, bir markanın tanınmış olduğunun tespiti yönündeki istemin, öncelikle kanunen bu konuda yetkili kılınan TPE Başkanlığına yapılması gerekmektedir. TPE Başkanlığı’na başvuru koşulu yerine getirilmeden, doğrudan anılan Kurum davalı olarak gösterilmek suretiyle markanın tanınmış olduğunun tespiti davası açılabilmesinin kabul edilmesi, 5000 sayılı Kanun’un Kuruma tanıdığı inceleme yapma ve karar verme hakkının ortadan kaldırılması sonucunu doğuracağından, bu şekilde açılan bir davanın mahkemece dinlenebilmesi mümkün değildir.

Bu durumda, somut olayda davalı TPE Başkanlığı’na yönelik olarak yasal koşullar yerine getirilmeden açılan tanınmışlığın tespiti istemli davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu yönden davalı TPE Başkanlığı yararına bozulması gerekmiştir. 3-Davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarına gelince, tescilli markanın kullanılmasının haksız rekabet oluşturmaması nedeniyle mahkemece yerinde olarak davacının haksız rekabetin önlenmesine ilişkin isteminin reddine karar verilmişse de, reddedilen istem yönünden davasını vekili vasıtasıyla takip eden davalı yararına vekalet ücretine karar verilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden de davalı K… Mutfak Ltd. Şti. yararına bozulması gerekmiştir.  

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı TPE Başkanlığı yararına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ise davalı K… Mutfak Ltd. Şti. yararına (BOZULMASINA), ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 17.04.2008 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.