Ayırt Edicilik Tanınmış marka olarak tespit edilecek bir markanın ayırt edicilik düzeyi önemli bir kriterdir. Bu anlamda tanınmışlığa konu bir ibarenin farklı sektörlerde de olsa başkaları adına çok sayıda tescilinin olması araştırılması gereken bir durumdur. Tanınmışlığa konu ibarenin başka firmalar adına farklı mal ve hizmetlerde tescilli olması, markanın ayırt ediciliğe sahip olmasına ilişkin kriterini zayıflatan bir unsurdur. 

Piyasada aynı ibareyle başka birçok mal ve hizmet için kullanılan markaların varlığı, tanınmış markanın tüketici nezdinde refleks olarak markanın tanınmış olduğu mal ve hizmete işaret etme ve dolayısıyla kaynak gösterme işlevini yerine getirmesine engel olur. Tanınmışlığa konu olan markanın ayırt ediciliği konusunda değerlendirilmesi gereken başka bir unsur da, markanın türetilmiş, herhangi bir anlamı olmayan veya ilgili olduğu mal ve hizmetlerle ilişkilendirilemeyecek anlama sahip bir marka olması durumudur.

 Bununla birlikte, bu şartları sağlamayan markalar da belli bir tanınmışlık seviyesine ulaşabilecektir ancak tanınmış markaya sağlanacak korumadan asgari düzeyde faydalanacaktır. 1999 tarihli “Duplo” kararında OHIM, markanın tanınmış bir marka olduğunu kabul etmekle birlikte “iki kat, çift” anlamlarına gelen “Duplo” ibaresinin çok da ayırt edici bir ibare olmadığına hükmetmiş ve farklı sınıflarda başvurusu yapılan başka bir “Duplo” markasına yapılan itiraz başvurusunu reddetmiştir. 

Markanın Tanınmışlığına İlişkin Mahkeme Kararları, Marka Haklarını Korumaya Yönelik Etkili Çalışmalar Yetkili merciler tarafından doğrudan markanın tanınmışlığına atıfta bulunularak verilmiş kararların olması veya marka sahibinin markasını korumak için yürüttüğü faaliyetler tanınmışlığın belirlenmesinde dikkate alınabilecek unsurlardandır. Aynı şekilde, Enstitü’nün özellikle marka yayına itiraz işlemlerini yürütürken bir markanın tanınmışlığına dayandırdığı net, kesin ve tekrar eder nitelikteki kararları bu anlamda önemlidir. Ancak bu durumda, markanın tanınmışlığına karar verilirken dikkate alınan kriterlerin genel kabul görmüş kriterlerden olması gerekir.

 Örneğin; bir markanın birçok ülkede tescilli olması gerekçesiyle tanınmış marka olarak belirlenmiş olması, ilgili kararın, markanın tanınmışlığının incelenmesinde dikkate alınmasını engelleyebilecektir. Markaların tanınmışlığı yönünden verilen kararların süresiz olarak geçerliliğini koruyacağı düşünülmemelidir. Eski tarihli bir tanınmışlık kararı nedeniyle, mevcut olayda herhangi bir değerlendirme yapmadan, markanın peşinen tanınmış marka olduğuna hükmetmek sağlıklı sonuçlar doğurmaz.

 Mevcut olayın meydana geldiği an itibariyle edinilmiş tanınmışlık önemli olduğundan, mevcut olay anı itibariyle tanınmışlık değerlendirmesi yapılmalıdır. Tanıtım Faaliyetleri Tanınmış markanın tespitinde dikkate alınabilecek kriterlerden bir diğeri de, markanın ilgili olduğu mal ve hizmetlere yönelik reklam amaçlı olan veya olmayan tanıtım faaliyetleridir. Reklam amaçlı olan tanıtım faaliyetlerinin kapsamına, yazılı ve görsel medya organlarında marka için yapılan çalışmalar girmektedir. 

Bu faaliyetler kapsamında; televizyon, radyo reklamları, gazete ve dergilerde marka için yapılan reklamlar, el ilanları, broşürler, panolardaki reklamlar ve benzeri faaliyetler sayılabilir. Markanın tanıtımına katkıda bulunan diğer faaliyetler kapsamında ise; markalı ürünlerin fuarlarda teşhiri, markaya ilişkin yazılı ve görsel medya organlarında çıkmış haberler, sponsorluk ve sosyal sorumluluk projeleri gösterilebilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tanınmış markalara ilişkin verdiği kararlarında yürütülen tanıtım faaliyetlerini tanınmış markanın belirlenmesinde kullanılacak kriterler arasında göstermiş ve tanınmışlık kararlarını bu kritere de dayandırmıştır. 11. Hukuk Dairesi “Maserati”, “Johnson” ve “Rodi” kararlarında marka sahipleri tarafından yürütülen tanıtım faaliyetlerini tanınmış markanın tespitinde kullanılan kriterler arasında saymıştır.

 Ancak, bu faaliyetler tanınmışlığın belirlenmesinde kriter olarak kabul edilebilmekle beraber, değerlendirme yapılırken, tanıtım faaliyetlerinin Türkiye’de yapılmış olması, tanıtıma harcanan miktarın yanı sıra bu tanıtımın geniş halk kitlelerine yayılıp yayılmadığı, tanıtım faaliyetlerinin devamlı surette olup olmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır. Markanın Bilinirlik Düzeyi Bir markanın tanınmış marka olarak belirlenmesinde, markanın toplumun ilgili kesiminde sahip olduğu bilinirlik düzeyi dikkate alınması gereken kriterlerden biridir. İtiraz sahiplerinin tanınmışlık talepleri ile birlikte sunacakları bilinirlik düzeyini ispat eder nitelikteki belgeler, tanınmış markanın tespitinde yol gösterici olacaktır. 

Ancak, bu tip belgelerin sunulması tek başına markanın tanınmışlığının kabulü için yeterli değildir. Markaların toplumda ulaşmış oldukları tanınmışlık düzeylerini ortaya çıkaran en önemli araçlardan biri, marka için yapılan kamuoyu araştırmalarıdır. Burada önemli olan bu çalışmaların tamamen objektif, profesyonel, bağımsız firmalar tarafından yapılmasını  sağlamaktır. Anketlerin istenen sonuçları verebilmesini sağlamak üzere, anketin uygulanması için seçilen model boyutunun (sample size) toplumu temsil edebilecek seviyede olması önem arz etmektedir.

 Seçilen model boyutu ne kadar iyi belirlenirse, anket de o derece güvenilir sonuçlar verecektir. Aksi halde, yani model boyutu ne kadar küçük olursa sonuçlar da o derece az güvenilir olacaktır. OHIM, 2000 yılında verdiği Beachlife kararında, yüzme giysilerinde kullanılan bu markanın tanınmışlığına ilişkin yapılan çalışmada kullanılan 157 kişilik bir cevap veren grubunu ilgili ülke açısından yeterli bulmamış ve çalışmayı değerlendirmemiştir. Buna göre, uzman görüşlerini içerecek anketlerin genel olarak 300 kişiden az olmaması gerekmektedir. Diğer anketlerde ise 2000-2500 arası kişiyle görüşme yapılması idealdir. 

Anketlerin ispat gücü, bu çalışmaları hazırlayan şirketlerin prestiji ve bağımsızlık derecesi, içerdiği bilgilerin doğruluğu ve geçerliliği, uygulanan yöntemin güvenilirliği ile belirlenir. Bağımsız ve güvenilir kuruluşlarca hazırlandığı konusunda şüphe bulunmayan, ideal model boyutunu (sample size) içeren, yönlendirici sorular içermeyen anket çalışmalarının tanınmışlık incelemelerinde dikkate alınmaları önünde herhangi bir engel yoktur. Aksi durumda anket çalışmasının tanınmışlık kararı üzerindeki etkisi de buna bağlı olarak oldukça azalacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir