YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2004/8083 E. , 2005/5682 K.

 Marka Tescilinde Ret İçin Mutlak Nedenler;Markaların, cins isim sayılıp sayılamayacağı ve tescilinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

# MARKA TESCİLİNDE RED İÇİN MUTLAK NEDENLER #

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.03.2004 tarih ve 2002/739-2004/135 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda müvekkili şirketin temsilcisi Tuncay tarafından daha önce hazırlıklarına başlanarak Temmuz 1998 ayından itibaren “K… P…” ve “P…” isimli dergilerin yayın hayatına sokulduğunu, öncesinde bu çalışmaları öğrenen davalın ise 19.03.1998 tarihinde “K… P…”, ve daha sonra da “P…” ismini kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, anılan marka tescillerinin hükümsüzlüğüne ve iptaline, terkinine ve mümkünse kendi adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, asıl ve birleşen davaların reddini savunmuştur.

Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davalı adına tescilli markanın 556 s. KHK 7/c maddesi kapsamı gereğince marka olarak tescili mümkün olmadığı gerekçesiyle, markanın hükümsüzlüğüne ve ancak davacı adına tescili isteminin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’nin 7/c bendine dayalı, markanın, hükümsüzlüğün tespiti, iptali ve terkini istemine ilişkindir. Davada, “P…” ve “K… P…” markalarının, davalı adına 09 ve 16 sayılı emtia sınıfı için tescilli olduğu ve davacıya ait bu hususta bir tescilin olmadığında bir uyuşmazlık yoktur. Mahkeme kararında, davalının markasının anılan kararnamenin 7/c bendine göre cins isim niteliğinde olduğu gerekçesiyle hüküm kurulmuş olup, davacının öncelik ve tanınmışlık iddiaları bakımından, lehine hüküm kurulmamış olması, davacı tarafından temyiz edilmemiş olduğundan, bu hususta da uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Uyuşmazlık, davaya konu markaların, anılan kararnamenin 7/c bendine göre cins isim sayılıp sayılamayacağı ve buna göre marka olarak tescilinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.  

Markaların Korunması Hakkında KHK. nin 7/c maddesinde “ticaret alanında cins, çeşit, kalite, miktar, amaç, değer coğrafi kaynak veya malların veya hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların marka olarak tescil edilemeyeceği öngörülmüş ise de, “P…” ve “K… P…” sözcükleri, bu hüküm anlamında bir dergi, broşür, disket gibi bir basılı eser cinsi değildir. Bu nedenle, anıldığı şekilde marka olarak tescil edilmesi, 556 sayılı KHK nin 7/c bendi kapsamında cins isim sayılamaz. Bu durumda da marka olarak tesciline de bir engel yoktur. O halde, mahkemece, davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar vermek doğru olmamış ve bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.  

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın, davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.05.2005 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.