Lisans Alanın Dava Açma Hakkı; İmzalanan lisans sözleşmesinde davacıya markaya tecavüz nedeniyle dava açma hakkı tanınmamıştır.

T.C. YARGITAY ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ: 2003/3854 ESAS, 2003/3992 KARAR, YARGITAY KARARI   MAHKEMESİ: İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, GÜNÜ:25.12.2001 SAYISI:2001/900-352

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi”nce verilen 25.12.2001 gün ve 2001/900-352 sayılı kararı onayan Daire”nin 22.10.2002 gün ve 2002/6408-9387 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin lisans sahibi olduğu “H… T…” markasında yer alan işaretin davalı tarafından reklamlarda, ürün etiketlerinde, levhalarda kullanıldığını ileri sürerek, asıl davada bu durumun haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, haksız rekabetin ortadan kaldırılmasına, tecavüzün ref”ine, birleşen davada ise, davalının eyleminin markaya tecavüz oluşturduğunun tespitine, bu tecavüzün durdurulmasına, markaya tecavüz nedeniyle 79.500.000.000 TL. maddi, 19.875.000.000 TL. manevi, haksız rekabet nedeniyle 26.500.000.000 TL. maddi, 6.650.000.000 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, haksız rekabet ve markaya tecavüzün söz konusu olmadığını, davalının maddi ve manevi zararının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemenin davalının haksız rekabet ve markaya tecavüzde bulunduğu gerekçesiyle davaların kısmen kabulüne dair verdiği kararının Dairemizce onanması üzerine, davalı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Dava, lisans alanın açtığı markaya tecavüzün önlenmesi, haksız rekabetin men”i, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.  Yukarıda özetlendiği gibi mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizce onanmış, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.  

Davacı ile dava dışı marka sahibi yabancı şirket arasında imzalanan lisans sözleşmesinde davacıya markaya tecavüz nedeniyle dava açma hakkı tanınmamıştır. Yani sözleşme basit lisans sözleşmesidir. Bu durumda lisans alan davacı, Markalar Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname”nin 21 ve 73 ncü maddeleri gereğince marka sahibine noter aracılığı ile yapacağı bildirimden sonra marka sahibinin 3 ay içinde dava açmaması veya dava açılmasına izin vermemesi halinde kendi adına dava açabilir. Ancak, madde hükmünde yer alan noter bildiriminin bir geçerlik şartı değil, bir ispat şartı olduğunun kabulü gerekir.

Nitekim doktrinde de bu görüş benimsenmiş bulunmaktadır. (Bkz. Fikri Mülkiyet Hukuku, Ünal Tekinalp, 2002 Sh.399) Nitekim, somut olayda da davacı lisans alan, marka sahibi şirkete 02.03.1997  tarihli faks mesajı ile dava açma hususunda izin için başvurmuş, marka sahibi şirket ise 03.03.1998 günlü faks mesajı ile dava açılmayacağını davacıya bildirmiş ve bu metinler dosyaya ibraz edilmiştir. Bu durumda davacının 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname”nin 21 ve 73 ncü maddeleri gereğince kendisinin dava açma hakkının doğduğunun kabulü gerekir. Ayrıca, dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin HUMK. nun 440 ncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.      

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK. nun 442 nci maddesi gereğince REDDİNE,  aşağıda yazılı bakiye 5.970.000 lira karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı yasa ile değiştirilen HUMK. nun 442/3.madde hükmü  uyarınca takdiren 86.700.000.-lira para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 25.04.2003 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.