Know-How ticari sırların korunması nedir, ne demek, ticari sır ile patent arasındaki fark ve ilişkileri, hakları ve yaptırımları burada bulabilirsiniz. Bir üründen ya da yöntemden en kolay ya da en verimli biçimde yararlanmayı sağlayan bilgi, “know-how” veya “ticari sır” olarak tanımlanmaktadır.

Ekonomik bir değer oluşturan bu bilgi, lisans anlaşması yoluyla ya da buluş sahibinden doğrudan veya onun aracılığıyla üçüncü kişilerden öğrenilebilir.

Etkin Patent ‘ in detaylı açıkladığı  Patent Nasıl Alınır başlıklı yazımızı, oldukça yararlı olabilecek Patent Sorgulama ve Patent Alma yazılarımızı ve Faydalı Model Başvuru yazılarımızı Patent Ücretleri sayfamızı incelemenizi öneriyoruz.


Ticari sır olarak ek gizli bilgi eğer bir patent’ e bağlantılı bir bilgi ise anlaşmada sır olarak saklanma süresi patentin süresi ile eş tutulabilir. Sunulan ek gizli bilgi, eğer kendi başına bir ticari kazanç kaynağı ise, onu gizli tutacak önlemler alınabildiği ve eldeki koşullar buna olanak sağladığı sürece sonsuza kadar saklanabilir.

Günümüzde ticari sır oluşturan bir bilgi, örneğin bir bilgisayar kaynak kodu, biyokimyasal bir formül, ya da teknik bir şema, bir şirket için tüm üretim biriminin değerinden daha üstün olabilmektedir.

KNOW-HOW İLE PATENT ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Patent yasalarında genel olarak geçerli kural, söz konusu buluşun tam olarak ve açık biçimde yazılmış bir tarifnamesinin, patent almak için yapılan başvuru ile birlikte sunulmasıdır.

Bu tarifname öylesine açık ve ayrıntılı olmalıdır ki, söz konusu sanayi ya da bilim dalında sıradan bilgi ve becerilere sahip bir kişi, ilgili buluşu elde etmek için gerekli işlemleri tarifnameyi izleyerek gerçekleştirebilsin. Çizim ve resimler bu tarifnameye eklenebileceği gibi, işlemlerin hangi koşullarda yürütüleceğinin bile açıklanması zorunlu olabilir.

Etkin Patent uzmanlarınca hazırlanan Patent Sorgulama yazılarımızı, mutlaka incelemenizi öneriyoruz.Sağlanan bütün bu bilgilerin de ötesinde söz konusu bilgi, buluşun sanayiye uygulanmasında edinilmiş uzun bir deneyim sonucunda kazanılmış olan teknik uzmanlık bilgisi de olabilir. Bu tür bilgi genelde, buluş için patent başvurusu yapıldığında sunulan tarifnamenin içinde yer almamış olabilir. Çünkü buluşun ilk safhasında yalnızca laboratuvar ya da pilot uygulamalarla kısıtlı çalışılmış ve yeni ek bilgiye henüz ulaşılamamıştır;ya da buluşla ilgili en üst düzeye ulaşıldığında know-how ya da ticari sır olarak adlandırılacak bu yeni bilgi ticari değeri üstün bir unsur olarak ortaya çıkmıştır.

Know-how ya da ticari sır türünden bir bilgi, diğer fikri hak alanlarına konu olabilecek buluş ya da becerilerden tümüyle bağımsız bilgi olarak da ticari bir değer oluşturabilir. Zamanla kısıtlanmış bir koruma yerine, zaman içinde sonsuz bir koruma sağlamanın daha uygun görüldüğü durumlarda, söz konusu bilginin ticari sır olarak korunmasına gidilebilir.

Böyle bir seçim yapılırken gözönüne alınacak hususlar şunlardır;

 Saklanacak olan bilginin ticari değeri düşük olduğundan, patent almak veya herhangi türde bir tescil için yapılacak başvurunun masrafını emeğini karşılamayacağı düşünülebilir,

 Söz konusu bilginin ticari değerinin beş yıldan az bir süre içinde kendiliğinden yitirileceği düşünülebilir,

 Söz konusu bilginin tarifname belgesinde açıklanması durumunda,aynı alanda bir basamak ötedeki buluşlara temel  oluşturabileceği düşünülebilir.

Bu durumda seçilecek iki yol vardır;

 Patent başvurusu yapılarak gelecekte kaydedilecek gelişmeler açısından temel buluşu koruma altına almak,

 Açıklanmamış gizli bilgiyi sır olarak saklamak ve bu bilgiden bağımsız olarak başkalarının aynı ya da benzer buluşları ve buna dayanan yeni buluşları zaman içinde ortaya koymalarının riskini göze almak. Böyle bir risk göze alınırken, eldeki gizli bilginin bir gün hiçbir ticari değerinin kalmayabileceği anlaşılmalıdır.

 Eldeki gizli bilgi eğer, “tersine mühendislik” yöntemi ile kolayca elde edilebiliyorsa, bu durumda patent başvurusu yapmak en doğru seçenektir. Zira, sır olarak saklanan bilginin gizliliği ancak “tersine mühendislik” işlemi tamamlanana kadardır.

“Tersine mühendislik” yöntemiyle bilginin elde edilmesi hiç mümkün değilse ve bilginin sır olarak kalması olasılığı yüksek ise o zaman bilginin ticari sır olarak saklanması en doğru seçim olur.

“Tersine mühendislik” yöntemiyle kolayca elde edilemeyecek olan bir bilgi için patent başvurusu yapılırsa, söz konusu bilgi bütün ayrıntılarıyla rakiplere ve topluma sunulacaktır. Bu durumda rakipler, patentin alanı dışında kalan fakat yine de benzer bir sistem oluşturarak , ürüne ticari rakip oluşturacak bir başka ürünle piyasaya çıkabilirler. Gizlilik korunmuş olursa, rakip bir ürünün imal edilmesi olasılığı hem daha düşük olacak, hem de maliyeti çok daha yüksek olacaktır. 

TİCARİ SIRRIN KAPSAMI VE KORUMA YÖNTEMİ NEDİR ?

Know-how ve ticari sır bilgilerinin türüne ya da bunlara yasal koruma hakkı tanınmasına kısıtlama getirilemez. Bu tür açıklanmamış bilgiler,verilmiş bir patent hakkı gibi, kişinin elinde yasal gerçekliliği olan bir tekel hakkı gibi korunabilir.

Bazı ün yapmış ürünlere ait know-how çok yüksek ticari bir değer kazanabilir. Yıllarca gizliliği korunan bir içecek veya yiyecek tarifnamesi bir know-how konusu olabilir.Lisans anlaşması yoluyla know-how ya da ticari sır, üçüncü kişilere devredilebilir. Bu tür anlaşmalar yalnızca know-how ile kısıtlı kalmayarak,patent gibi fikri hak konularını da kapsayabilir.

Avrupa hukuk sistemlerinde, know-how ya da ticari sırrın gizliliği yalnızca bu konuda yapılan sözleşmelerde mevcut olan ilgili hükümlere dayanılarak korunmaktadır.

Bir zamanlar sır olarak saklanan know-how, her ne şekilde olursa olsun bir kez açığa çıkarıldığı zaman herkes tarafından serbestçe kullanılabilir.Özellikle hızlı gelişen teknolojilerde, endüstri casusluğu oldukça önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu yüzden işyerlerinde en gelişmiş güvenlik önlemleri alınmalı, teknik, elektronik aygıtlar kullanılarak, yeni ve gizli bilginin geliştirildiği , işlendiği bölümler diğer çalışanlara ve ziyaretçilere kapalı tutulmalıdır. İşten ayrılacak olan kişinin elinde bulundurduğu bütün belgeleri işyerine iade etmesi sağlanmalıdır. İyi niyet sahibi olmayan bir çalışanın daha önce bu gibi belgeleri kopyalamış olmasının önüne geçebilmenin yolları da göz önüne alınmalıdır.

WIPO Dünya Sınai Haklar Kuruluşu’nun teknoloji transferinin gerçekleştirilmesinde üç temel metod önermektedir;
 Satış ya da devretme sözleşmesi
 Lisans verme sözleşmesi
 Know-how sözleşmesi

Patent hakkı tanınan buluşa ait bütün hakların, sahibi tarafından satışı ve yasal yoldan başka bir kişiye devri işlemi, yazılı olarak “patent haklarının devri” adı verilen sözleşme ile yapılır. Hakların devredildiği kişi patent verilmiş buluşun yeni sahibidir ve o buluşa ait patent kapsamında tanınan inhisari haklardan yararlanmaya yetkilidir.

Patent verilmiş bir buluşa ait inhisari hakların kapsadığı işlemlerden birinin veya birkaçının, sahibi tarafından belirli bir süreyle sınırlandırılmış olarak ülke içinde sürdürülmesi için başka bir kişiye izin verilmesi ise lisans sözleşmesi ile mümkündür. Yazılı lisans sözleşmesinde genellikle iki tür yasal işlem yer alır. Birincisinde, patent verilmiş buluşun sahibinden,başka bir kişi ya da kuruluşa, patentli buluşa ait inhisari hakların koruduğu bir ya da birkaç işlem yapma izni verilir ki buna lisans denilir. İkincisinde ise verilen lisansın hangi koşullar altında gerçekleştirileceği belirtilir.

Lisans sözleşmesi içinde ya da lisans sözleşmesinden ayrı olarak yapılacak bir yazılı sözleşmede “know-how” ile ilgili önlemleri de ortaya koymak mümkündür. Buluşun ya da ürünün sahibi olan taraf,”know-how” ya da ticari sırrı elinde tutan taraf olduğundan lisans sözleşmelerinde know-how ile ilgili hükümlere de yer verilir.

Know-how, somut bir biçimde iletildiği gibi somut olmayan bir biçimde de iletilebilir. Somut olarak know-how, belge, fotoğraf, çizim,bilgisayar diskleri, mikrofilm ve benzeri araçlarla sunulabilir. Bir fabrikanın binalarının mimari projesinin ayrıntıları, makinelerin çizim detayları ve yerleşme planları, yedek parça listeleri, çalıştırma tarifnamesi,yeni bir malzemenin özellikleri işçilik ve makine zamanı hesapları,bir sürecin basamakları , paketleme ve depolama bilgileri, çevre faktörlerini açıklayıcı bilgiler, teknik ya da profesyonel personel için görev tanımlaması olabilir.

Somut olmayan bir biçimde iletilen know-how için örnek, knowhow’ı sağlayan tarafın bir mühendisinin alıcı taraftan bir mühendise sözlü olarak süreci açıklamasıdır. Ayrıca, alıcı tarafın mühendisi, verici tarafın üretim süreci içinde bizzat olayı izleyerek öğrenebilir. Ya da alıcı tarafın personeli, alıcı tarafın ya da verici tarafın tesisinde, know-how üzerinde topluca eğitim görür. Somut olmayan bir şekilde iletilen know-how, “teknik servis” ya da “teknik destek” olarak da adlandırılabilir.Somut bir biçimde iletilemeyen know-how, eğer üretimin veya diğer işlemlerin aydınlatılması yönünde planlama, finansal yönetim ya da pazarlama konularını içerirse “yönetim hizmetleri” olarak da adlandırılır.

TÜRKİYE’DE DURUM NEDİR ?


Türkiye’de know-how veya ticari sırlarla ilgili açıklanmamış bilgilerin korunması, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu gibi genel hükümler çerçevesinde sağlanmakta ve gerektiğinde ceza davaları kapsamında da görülmektedir.

Avrupa Birliği, ticari sırların fikri hak konusu olarak Birlik düzeyinde korunmasını düzenleyen bir mevzuat hazırlamamış, bu alanda korumayı her üye ülkenin iç hukukuna bırakmıştır.