Haksız Rekabet Ticari İşletmeye Husumet Yönetilmesi; ticaret siciline tescil edilen ünvan ve logo murisin ölümünden sonra mirasçıları tarafından kullanılmaya devam edilmektedir.

T.C. YARGITAY ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ ESAS KARAR 2001/10310 2002/2662 T:25.03.20002

# TİCARİ İŞLETMEYE HUSUMET YÖNELTİLMESİ #

Davacı vekili, müvekkili şirketin ortaklarının murisi tarafından ticaret siciline tescil edilen “Güven Turizm” unvanı ve logosunun murisin ölümünden sonra mirasçıları tarafından halen kullanılmaya devam edildiğini, davalıların bu unvan ve markayı otobüs terminalinde açtıkları iş yerinde kullandıklarını, aynı zamanda marka olarak da tescil ettirdiklerini, eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, bundan dolayı zarara uğradıklarını ileri sürerek, unvana ve logoya yapılan tecavüzün meni ile ticaret sicilindeki ve Türk Patent Enstitüsündeki davalılar adlarına olan kayıtların silinmesine ve iptaline, 500.000.000.-TL maddi ve 500.000.000.-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. “

Davalılar vekili, davacının iddialarına konu olan Karabük Güven Turizm İşletmeciliği ve Komisyonculuğu unvanlı ticari işletmenin tek başına müvekkili M… B….. adına kayıtlı olup, diğer müvekkillerinin bağlantılarının bulunmadığını savunarak, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, haksız rekabette bulunan firmanın Güven Turizm İşletmesi ve Komisyonculuk işletmesi olduğu, bu davanın sadece şirket aleyhine açılması gerektiği, gerçek kişiler aleyhine böyle bir davanın açılamayacağı gerekçesiyle, davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı şirketin ünvanına ve logosuna yapılan tecavüzün meni ve Ticaret Sicili ile Türk Patent Enstitüsünde davalılar adlarına olan kayıtların iptali ve maddi, manevi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, haksız rekabette bulunan firmanın Güven Turizm İşletmesi ve Komisyonculuk İşletmesi olduğu, bu nedenle davanın bu şirket aleyhine açılması gerektiği, gerçek kişiler aleyhine açılamayacağı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkeme kararında belirtilen işletme Türk Ticaret Kanununda tarifi yapılan bir şirket değildir. İşletme, bir girişimci tarafından ekonomik çıkar sağlamak amacıyla emek ve sermayenin bağımsız şekilde bir araya getirilmesi olup, bir işletmenin ticari işletme sayılması, işletme içinde yürütülen faaliyetin esnaf faaliyeti düzeyini aşması ile mümkündür.

Bu itibarla ticari işletmelerin tüzel kişiliği bulunmayıp, haklarında açılacak davanın o ticari işletmenin sahibi veya ortaklarına yöneltilmesi gerekir. Dosya arasında bulunan Karabük Ticaret Sicil Memurluğunun yazısına göre karara mesnet yapılan işletme M…. B…. adına tescilli olup, bu şahıs davalı olarak davada yer almaktadır. O halde, ortada davalılar tarafından kurulup sicile tescil edilmiş bir şirket bulunduğu iddia ve ispat edilmemiş bulunmasına göre, davacı vekilinin dosya arasında bulunan tarihsiz ve dava hakkında beyanlarına ilişkin dilekçesinde ileri sürülen hususlar çerçevesinde işin esasına girilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.03.2002 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.