ARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2006/3973 E. , 2007/12431 K.

Faydalı Modelde Tecavüzün Bulunmadığının Tespiti; Tecavüzün varlığının saptanması için faydalı model konusunu oluşturan aparat ile ilgili bir karşılaştırmanın yapılması gerekir.

# TECAVÜZÜN BULUNMADIĞININ TESPİTİ  # FAYDALI MODEL #

Özet: Tecavüzün bulunmadIğInIn tespİtİ davasI faydalI model İçİn de açIlabİlİr. Tecavüzün varlIğInIn saptanmasI İçİn cİhazlarIn bİr bütün olarak değİl, faydalI model konusunu oluşturan ve İstemlerde İfadesİnİ bulan aparat İle İlgİlİ bİr karşIlaştIrmanIn yapIlmasI gerekİr. İçtihat Metni Taraflar arasında görülen davada (Ankara Birinci Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi)’nce verilen 21.12.2005 tarih ve 2004/565-2005/672 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan D… Ltd. Şti. adına ve kendine asaleten Zeki tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin “BMS Proton” markası ile “programlanabilir kontör” cihazının ilk versiyonunu 8 yıl kadar önce üretip piyasaya sunduğunu ve zaman içinde bazı değişiklikler ve geliştirmeler yaptığını, cihazın sinyalli ve sinyalsiz çalışabilen telefon ücretlendirme cihazı olduğunu, davalıların 12.06.2003 tarihinde davacıya keşide ettikleri ihtarname ile “Otomatik Başlatma Cihazı” adlı faydalı model belgesi ile koruma altında olduğunu ve bu buluşa konu olan “otomatik başlama” özelliğinin davacının üretiminde kullanılıp bu yüzden maddi kayıplara uğradığını, üretimin derhal durdurulmasını istediğini, oysa davacının piyasaya arz ettiği cihazın davalının faydalı model belgesinde yer alan teknik özelliklerden çok farklı olduğunu, davalının eyleminin TTK’nın 56 vd. maddesi gereğince haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek davacının üretimini yaptığı cihazın davalının faydalı model belgesi ile himaye gören haklarında tecavüz teşkil etmediğinin tespitine, davalıların ihtarname keşide ederek davacı emtiasını yanlış, yanıltıcı ve lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek suretiyle haksız rekabette bulunduğunun tespit ve haksız rekabetin önlenmesine, hükmün ilanına karar verilmesini istemiştir.

Davalı Zeki ve D… Ltd. Şti. vekili, 551 sayılı KHK’nın 137/a maddesi gereğince davalının yaptığı uyarının haksız rekabet olarak yorumlanamayacağını, mahkeme kanalıyla yaptırılan tespit sonucunda faydalı model belgesi konusunun davacı yanca üretilip pazarlandığının belirlendiğini, davacının yaptırdığı tespitte ise incelemeye alınan cihazın dava konusu ile ilgisinin olmadığını, Kararname’nin 137. maddesine göre 3. kişilerce patent sahibi aleyhine açılacak davanın davalının ikametgahı mahkemesinin yetkisi alanına girdiğini, faydalı model belgesi ile koruma altına alınan hususun cihazın “otomatik başlama özelliği” olduğunu, bu hususun davacının ürettiği cihazın kullanma kılavuzunda da açıkça belirtildiğini savunarak dava dilekçesinin yetki yönünden ve davanın esastan reddini istemiştir.

Mahkemece; uyuşmazlık konusunu faydalı model belgesine dayalı olarak yaratılan muarazanın ve haksız rekabetin men’inin oluşturduğu, bu nedenle HUMK’nın 21. maddesi gereğince yetki itirazının yerinde görülmediği, bilirkişi raporu ile de, davacıya ait “PROKON” markalı cihazın başlı başına ücretlendirme özelliği olan bir cihaz olduğu, davalıya ait faydalı model belgesi konusu cihazın ise ücretlendirme cihazlarının kullanışlı hale gelmesi için bu cihazlara ek olarak kullanılmak üzere tasarlandığı, ayrıca davacıya ait “PROKON” marka cihazın hem kontör sinyalli olmadan, hem de 12 KHz kontör sinyali ile çalışabildiği, faydalı model belgeler cihazın ise PTT sinyali almadan çalışan cihazlara yardımcı olduğu, davacıya ait cihazın, meşgul-ulaşılamıyor, Türk Telekom ve GSM santral Bant Kayıtlarında ücretlendirme yapmayan bir cihaz olması nedeniyle de farklılık arzettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıya ait “PROKON” marka kontör cihazı üretiminin davalı Zeki’ye ait faydalı model belgeli cihaza tecavüz teşkil etmediğinin ve davalıların 12.06.2003 tarihli ihtarının TTK’nın 57/1. maddesi uyarınca eylemlerinin haksızlığının tespiti ve muarazanın giderilmesine, hüküm özetinin ilanına karar verilmiştir. Kararı, D… Ltd. Şti. adına ve kendine asaleten Zeki temyiz etmiştir.

Dava; davacı yanın ürettiği “programlanabilir kontür cihazının” davalının faydalı model belgesi konusu olan “otomatik başlama cihazı” ile çok farklı teknik özelliklere sahip olmadığı iddiasıyla 551 sayılı KHK’nın 149. maddesine dayanılarak açılmış “tecavüzün bulunmadığının tespiti” istemine ilişkindir. Her ne kadar 551 sayılı KHK’nın 149. maddesi patent ile ilgili ise de, aynı kararnamenin 166. maddesi gereğince patente ilişkin hükümler faydalı model açısından da uygulanabilir olduğundan davacının bu şekilde dava açması mümkündür. Davalı yan 12.06.2003 tarihli ihtar ile davacının eyleminin faydalı model belgesi ile korunan davalı hakkına tecavüz niteliğinde olduğu bildirilmiş olmakla kararnamenin 149. maddesinde öngörülen dava koşulu oluşmuş bulunmaktadır.

Davalının keşide ettiği ihtarın konusunu, faydalı model belgesinin konusunu oluşturan ve Özet ile istemler bölümünde belirtilen “otomatik başlama özelliği” içeren cihazın bir parçası oluşturmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, karşılaştırma yapılan cihazlar faydalı model belgesinin konusu olan aparatın da içinde bulunduğu cihazın bütünüdür. Oysa, davalı yan, cihazın bütünü açısından bir tecavüzün varlığından söz etmemekte, cihaz içinde, faydalı model belgesinin konusunu oluşturan ve özet ve istemlerde belirtilip belge ile koruma altına alınan aparata dayalı olarak tecavüzden bahsetmektedir.

O halde mahkemece, tecavüzün varlığının saptanması için cihazların bir bütün olarak karşılaştırması yerine, faydalı model belgesi konusunu oluşturan ve özet ve istemlerde ifadesini bulan aparat ile ilgili bir karşılaştırma yapılması gerekirken, yazılı gerekçeyle dava konusu edilmeyen cihazların karşılaştırması sonucu düzenlenmiş bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.