Tescilli Marka Sahibinin Markanın Açıkça Farklı Ürünler İçin Tescil Edilmesine Karşı Çıkması; mümkün değildir.

T.C. YARGITAY ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ 2006/4087 ESAS, 2007/12269 KARAR

# MAL VE HİZMETLERİN SINIFLANDIRILMASI # MARKA #

“ÖZET” 556 SAYILI KHKNM ATIF YAPTIĞI, TÜRKİYENİN TARAF OLDUĞU NİCE ANLAŞMASINDA SINIFLANDIRMA ESAS SİSTEM OLARAK KABUL EDİLMEDİĞİNE GÖRE, TPENİN YÖNETMELİKLE SINIFLANDIRMAYI ESAS SİSTEM OLARAK KABUL ETMESİ BAĞLAYICIR DEĞİL, YARDIM FONKSİYONLUDUR. TESCİLLİ MARKA SAHİBİNİN MARKANIN AÇIKÇA FARKLI ÜRÜNLER İÇİN TESCİL EDİLMESİNE KARŞI ÇIKMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR.

“İçtihat Metni” Taraflar arasında görülen davada (Ankara Birinci Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi)nce verilen 15.02.2006 tarih ve 2005/413-2006/54 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin *S…” adlı markayı 1993 tarihinde yiyecek maddeleri için tescil ettirdiğini, davalı şirketin de S… ibaresinin marka olarak tescili için başvurduğunu, müvekkilince yapılan itirazların davalı TPE tarafından kabul edilmediğini ileri sürerek, YİDKnın 11.06.2001 tarih ve M-866 sayılı kararının iptaline, tescil edilmesi halinde davalı şirket markasının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir, Davalı A… Gıda San. ve Tic. A.Ş. vekili, davacı markasının sadece 30. sınıfta yer alan bir kısım ürünleri kapsadığını, müvekkili başvurusunun ise 29, 30 ve 32. sınıfa giren ürünlere ilişkin olup, davacı markasından farklı emtialarda kullanılacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı TPE vekili, davaya konu “S…” ibareli marka başvurusunun, davacı tarafın markası ile aynı lat sınıfa giren mallar çıkartılmak suretiyle resmi marka bülteninde ilan edildiğini, kalan malların davacının tescilli markasından farklı alt grupları kapsadığı, bu durumda iltibastan söz edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 12.10.2004 tarihli karannda yazılı gerekçeyle davalılar yararına bozulmuştur.

Mahkemece bozma karanna uyularak yapılan yargılama sonunda alman bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı markası ile davacı markasında yer alan “S…” ibaresinin tıpatıp birbirinin aynısı olduğu, daha önce tescil edilmiş bir markanın aynı veya benzeri bîr markanın aynı sınıfla fakat farklı alt gruplarda yer alan mal ve hizmetler için tescil edilebileceği, marka hukuku ağsından aynı veya benzer markalarda korumanın kapsamının, bir sınıfta yer alan bütün emtialar değil, ilgili sınıfın alt gruplarında yer alan emtialar olduğu, davalı markasından davacı markasının kapsadığı aynı tür mallar çıkarıldıktan sonra kalan malların davacının tescilli markasındaki mallar ile aynı ait grup içerisinde yer almadığından iltibas olmayacağı gibi, 32. sınıfa dahil emtialar olan alkollü ve alkolsüz biralar, bira mayalan ve bira yapımında kullanılan preparatlar için bu hususun tartışmasız olduğu, davacı ve davalı markalarının aynı sınıf mallar için tescil edilmiş olduğu halde hiçbir alt grup açısından kesişmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, 32. sınıf emtialara ilişkin olarak verilen karara yönelik davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Dava, YİDK kararlarının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı şirketin tescilini istediği markanın, daha önceden davacı adına tesciili marka ile farklı alt grup emtialar için olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 556 sayılı KHKnın 24. maddesinde markaların kullanılacağı mallar veya hizmetler, marka tescili amaçları için malların veya hizmetlerin uluslararası sınıflandırmasına ilişkin esaslara göre sınırlandırılacağı, sınıflandırma ile ilgili ilkelerin yönetmelikle belirleneceği benimsenmiştir. Yasanın işaret ettiği uluslararası düzenleme olan Nice Anlaşması ile mal ve hizmetler, gösterdikleri ortak Özellikler gözönünde tutularak sınıflandırılmış olup, ilk 34 sınıf mallar, son 11 sınıfta da “hizmetler” sınıflandırılmıştır.

Nice Anlaşmasının 2/1. maddesi ile bu anlaşma ile tanımlanan gereklere göre sınıflandırmanın etkisi özel Birlik Ülkelerinin her biri tarafından belirlenecektir. Sınıflandırma, tescil edilen herhangi bir marka için temin edilen koruma sınırlarının değerfendirilmesi veya hizmet markalannın tanınması konusunda bağlayıcı olmayacaktır, Görüldüğü gibi anlaşmada, özel Birlik Ülkeleri sınıflandırmanın etkisini belirleme yetkisine sahiptir. Birlik Ülkeleri İsterlerse bu sınıflandırmayı esas sistem olarak, isterlerse yardıma sistem olarak kabul edebilirler. Sınıflandırmanın esas sistem olarak kabul edildiği ülkelerde mal veya hizmetlerin benzer olup olmadıkları sınıflara göre değerlendirilmektedir. Sınıflandırmanın yardımcı sistem olarak kabul edildiği ülkelerde ise mal veya hizmetlerin benzer olup olmadıkları her somut olaya göre, değişik kriterler gözetilerek belirlenmektedir. 556 sayılı KHKda sınıflandırma konusunda uluslararası anlaşmalara atıf yapılmış olduğundan ve Türkiyenin de taraf olduğu Nice Anlaşmasında Birlik Ülkeleri tarafından sınıflandırmanın esas sistem olarak kabul edilmesi zorunluluğu getirilmediğine göre, Nice yönetmelik ile sınıflandırmayı esas sistem olarak kabul etmesi bağlayıcı değil, ancak yardım fonksiyonlu olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.

Zira, tescilli marka sahibinin markanın açıkça farklı ürünler için tescil edilmesine karşı çıkması mümkün değildir. Mal ve hizmet sınıf ve alt gruplannda benzerlik araştırmasında gözönüne alınması gereken kriterler ise; piyasanın anlayışı, benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, mal veya hizmetlerin birbiri yerine ikame edilebilme ve rekabet etme olanaklarının olup olmadığı, birinin diğerini tamamlama imkanı olup olmadığı, mal veya hizmetlerin dağıtım kanallarının ortak olması, kullanım yöntemleri-amaçları-hedeflenen halk kesiminin aynı olup olmadığı hususları olup, her somut olay için bu hususların araştırılması gerekmektedir.

Mahkemece, 29 ve 30. sınıf ve alt gruplarda yer alan emtiaların her biri açısından açıklanan hususlar dikkate alınarak, bilirkişi raporu alınması gerekirken, tescili istenen sınıf ve alt gruplar içerisinde yer alan emtiaların örnekseme yolu ile değerlendirilmeye tabi tutularak, benzer ürün olmadıkları kanaatine dayalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, kararın (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.