Türkiye’de, dini değerleri ve sembolleri içeren markalar tescil edilemez. Bu tür markalar, toplumun dini duygularını zedeleyici, bu duyguları istismar etme ve çıkar sağlama amacı ve etkisi taşıyan işaretler olarak değerlendirilir.

Dini ibarelerin marka olarak kullanımının değerlendirilmesi

Dini ibarelerin marka olarak kullanımının değerlendirilmesinde iki temel unsur dikkate alınır:

  • Toplumda sadece dini bir terim ya da sembol olarak kullanılan ya da doğrudan dini bir çağrışım yapan işaretler münhasıran ya da esas unsur şeklinde içeren işaretler bu kapsamda değerlendirilir.
  • Dini bir içerik ve anlama sahip olmakla birlikte başka alanlarda da kullanılması, ya da doğrudan dini çağrışım yapan bir ibare olmaması gibi nedenlerle doğrudan dini değerlere atıfta bulunmayan işaretler kural olarak bu kapsamda değerlendirilmez.

Nihai değerlendirme

Nihai değerlendirmede, mal ve hizmetlerin niteliği de dikkate alınarak işaretin toplumun genelinde bırakacağı etki ve algılanma ihtimali esas alınır. Bu kapsamda, öncelikle ve doğrudan dini bir çağrışım yapan ya da dini değerleri zedeleme ihtimali bulunan işaretler bu kapsamda değerlendirilir.

Örnek değerlendirmeler

  • İmam, rahip, papa, haham gibi din görevlilerinin isim ve unvanlarını münhasıran ve/veya esas unsur olarak içeren marka tescil başvuruları, sadece dini terim olarak bu alanda kullanılması ya da dini bir ibare olarak bilinirliğinin ve kullanımının yaygınlığı gibi nedenlerle doğrudan dini değerlere atıfta bulunan ibarelerden olmaları durumunda reddedilir.
  • Bir dinin mensupları için kutsal sayılan işaret ve adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur şeklinde ihtiva eden ve doğrudan dini bir çağrışım yapan “Allah”, “Kur’an”, “Tevrat”, “İncil” gibi ibareler 6769 Sayılı SMK 5/1 (h) maddesi kapsamında değerlendirilecektir.
  • Dinler için kutsal sayılan Kâbe, Mescid-i Aksa, cami, kilise, sinagog gibi mekânların fotoğraf, resim ya da isimlerini münhasıran veya esas unsur şeklinde içeren işaretler kural olarak 6769 Sayılı SMK 5/1 (h) maddesi kapsamında değerlendirilir. Ancak, ilgili ibarenin “Ayasofya”, “Sultanahmet Camii” gibi ilgili din mensupları ya da toplumun geneli tarafından bilinen kutsal bir mekânın adı olması halinde başvuru, 6769 Sayılı SMK 5/1 (h) maddesi kapsamında değerlendirilir.
  • Din, mezhep veya tarikatların adlarını ya da bunların mensuplarına verilen adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler 6769 Sayılı SMK 5/1 (h) maddesi kapsamında değerlendirilir. Bununla birlikte, din, mezhep ya da tarikat adlarını ve bunlara ilişkin unvanları içermekle birlikte, ihtiva ettiği diğer unsurlarla beraber bir bütün olarak dini bir çağrışım yapmayan işaretler bu kapsama girmez.
  • Bir dinin mensupları için kutsal sayılan sözcükler, şahıs isimleri veya sembolik kavramları münhasıran veya esas unsur şeklinde içeren işaretler, ibarenin sadece dini bir terim/işaret olarak kullanılması ve bu nedenle doğrudan ilgili anlamda dini çağrışım yapan bir işaret olması halinde 6769 Sayılı SMK 5/1 (h) maddesi kapsamında değerlendirilir. Bu tür isim ya da sembolleri içermekle birlikte ihtiva ettiği diğer unsurlarla birlikte bir bütün olarak dini bir çağrışım yapmayan işaretler bu kapsama girmez.

Sonuç

Dini değerleri ve sembolleri içeren marka başvuruları, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yukarıdaki değerlendirmeler doğrultusunda değerlendirilir. Bu tür marka başvurularında, başvuru sahibinin marka tescili talebinin reddedilme olasılığını azaltmak için, başvurunun teknik özelliklerinin ve mal veya hizmetlerinin niteliğinin iyi bir şekilde değerlendirilmesi ve bu doğrultuda bir marka tescili talebinde bulunulması önemlidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir