Cins, Çeşit Bildiren Tescilli Markanın İptali; Sözcük anlamının belirli olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile red kararının iptaline karar verilmiştir.

T.C. YARGITAY ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ: 2003/2953 ESAS, 2003/9172 KARAR, YARGITAY KARARI MAHKEMESİ: Ankara Asliye 7.Ticaret Mahkemesi, GÜNÜ: 28.11.2002, SAYISI: 2001/614 – 2002/664

Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 7.Ticaret Mahkemesi”nce verilen 28.11.2002 tarih ve 2001/614 – 2002/664 sayılı kararın Yargıtay”ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:  

Davacı vekili, ş…+L… ibareli markanın tescili için yapılan başvurunun 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname”nin 7/1-c ve f bentleri uyarınca davalı tarafından reddedildiğini, red kararına yaptıkları itirazında Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından reddedilmiş olduğunu ileri sürerek, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile markanın tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, başvurudaki esas unsurun labne ibaresinden çok şekil ibaresi olduğu, labne kelimesinin halkta yanılmaya yol açmasının söz konusu olmayacağı, zira sözcük anlamının belirli olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile red kararının iptaline karar verilmiştir.  Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava, davacıya ait ş…+L… ibaresinin marka olarak tescili talebinin reddine dair davalı Enstitünün Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda tescili istenen ş…+L… markasında esas unsurun şekil olduğu ve L… kelimesinin ne anlama geldiğinin bilinmediği dolayısıyla cins belirtmediği ve üzerinde kullanılan ürünler bakımından halkı yanıltacak mahiyette olmadığı belirtilmiş ise de, tescili istenen ş…+L… markasında esas unsur açık olarak L… kelimesi olduğu gibi, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname”nin marka olarak tescil edilemeyecek işaretleri düzenleyen 7/c maddesi gereğince, cins, çeşit, vasıf, kalite belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların tescil edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, davacının daha önce marka olarak tescil ettirdiği ve markaya tecavüz nedeniyle dava konusu olan “P… L…” markası ile ilgili Dairemizin 20.09.2001 tarih 2001/4623-6954 sayılı kesinleşen ilamında da açıklandığı üzere, “L…” sözcüğünün, özellikle Ortadoğu ülkelerinde çok bilinen iştah açıcı aperatif olarak tüketilen yoğurtlu bir peynir cinsi olduğu, hatta Suudi Arabistan tarafından standartlarının dahi belirlenmiş olduğu, dolayısıyla cins ve çeşit belirten bu kelimenin bir kişinin inhisarına verilmesinin mümkün olmayacağı da  açıklanmıştır.

Yukarıda anılan ilkeler doğrultusunda 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname”nin 7/c maddesi uyarınca bir kişi adına tescili mümkün olmayan davaya konu markanın aynı kanunun 7/son maddesine göre tescil tarihinden önce münhasıran kullanılarak ayırt edici nitelik kazandırıldığı da ispat edilememiştir.O halde tescil isteminin reddine dair davalı Enstitü kararının yerinde olduğu anlaşılmış bulunmasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan  nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.