T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO: 2020/208 Esas
KARAR NO: 2020/392 Karar

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

NUMARASI: 2019/377 E.
DAVANIN KONUSU: Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ: 20/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :


Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketinin medikal ürün satışı ve medikal ürün tanıtımı alanlarında faaliyet gösteren,sektöründe itibar sahibi olan basiretli bir tacir olduğunu, dava konusu patent ile ilgili satış ve pazarlama işlemi için ciddi miktarlarda bütçe ayırdığını, davalının haksız ve hukuk dışı eylemleri ile müvekkili şirketinin zararının söz konusu olduğunu, davalı tarafın sahip olduğu tescile dayalı olarak müvekkiline karşı haksız müdahalelerde bulunması tehlikesinden hareketle, müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramasının önlenmesi için hükümsüzlük kararı verilinceye kadar, davalı tarafın patent hakkını üçüncü kişilere karşı ileri sürebilmesinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir, davacı vekilinin hükümsüzlük gerekçesi olarak; davaya konu TR … başvuru numaralı patentin incelemesiz patent olarak alındığı, koruma süresinin bitiminde incelemeli patente çevrildiği, incelemeli patent başvurusunun istemler ve tarifnameler genişletilerek Kuruma kabul ettirildiği, dava konusu patentin tek isteminin esaslı unsurunun dış yüzeyinde lateks ve poliüretan malzemeden mamul ipliksi balonun şişirildiğinde sertleşme özelliği olması olduğunu, patent istemindeki bu hususların yeni olmadığını, 25 Temmuz 1988 tarihinde Amerika menşeli şirket olan … tarafından aynı istemleri içeren … numaralı “…” adıyla tescil edildiğini, yenilik ve buluş basamağı kriterinin sağlanmadığını, bu patent dışında 6 adet daha (…, …, …, …, …, …) benzer patent bulunduğunu beyan etmiştir. İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/12/2019 tarihli 2019/377 Esas sayılı kararıyla; dava konusu patentin davalı adına kayıtlı olduğu ve tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; davalı tarafından patent tarifnamesine/isteminde hukuka aykırı şekilde kapsam aşımı/genişletici değişiklik yapılmış olduğu dosyaya sundukları deliller neticesinde açıkça ispat edilmiş olduğunu,davalı tarafından patent nezdinde yapılan kapsam aşımı hükümsüzlük sebebi olduğunu,551 sayılı KHK’nın hükümsüzlük hallerine yer verilen 129. maddesinin c bendinde; “Patent konusunun, yapılmış olan başvurunun kapsamı dışına çıktığı veya patentin 45 inci madde anlamında ayrılmış olan bir başvuruya veya 12 inci maddeye göre yapılan bir başvuruya dayandığı ve onların kapsamlarını aştığı ispat edilmişse…” şeklinde olup, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 138/1-c hükmünün de aynı yönde olduğunu, -davalı patentinin patent verilebilirlik şartları taşımadığını, … numaralı patent, davalının incelemesiz patent başvurusundan yaklaşık 18 yıl öncesine dayandığını, -davalı tarafın, haksız şekilde elde ettiği patent tesciline dayalı olarak müvekkiline yönelik taleplerde bulunabileceğini, patent hakkının kendisine verdiği üretimi engelleme yetkisini kullanabileceğini, bu durumun ise müvekkili’nin ticari hayatı bakımından bir riziko doğurduğunu, menfaatlerini ciddi derecede zedeleme tehlikesi arz ettiğini, davalı yan adına haksız olarak tescil edilen işbu patent neticesinde yalnızca müvekkilinin değil medikal ürün sektöründe üretim yapan tüm gerçek ve tüzel kişiler söz konusu bu risk ile ticari hayatına devam ettiğini beyanla ilk derece mahkemesinin tedbir red kararının kaldırılarak, delillerin değerlendirilerek tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevabında; davacı yan her ne kadar parantez içerisinde dava dilekçesine … yazmış ise de … isimli şirket 22.11.2017 yılında Muğla Ticaret Sicil müdürlüğüne tescil edildiğini, ancak … isimli firmanın asla müvekkiline ait ürünle ilgili bir faaliyette bulunmadığını, söz konusu ürünün hukuki ve mali haklarının müvekkiline ait olup müvekkil tarafından … isimli firmaya bir mal satışı yapılmadığını, … isimli firmanın iştigal ettiği alanda müvekkile ait ürünün patentinin kullanım alanında olmadığını, bu hususta davacı yanca bir açıklama yapılmadığı gibi ortaya bir delil de sunulmadığını, davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, -örgü yapısının patent dokusu için oldukça önemli olduğunu, dava dışı … A.Ş. İsimli firmaya karşı tespit talebinde bulunarak aleyhinde İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2018/408 Esas sayılı dosyasında tecavüzün durdurulması önlenmesi, maddi ve manevi tazminat konulu dava açtıklarını, dava dışı … A.Ş. İsimli firmanın da müvekkiline aynı mahkemenin 2018/437 Esas sayılı dosyasında açtığı hükümsüzlük davasının reddedildiğini, bu dava reddedildiğinden kanaatlerine göre dava açma hakkı bulunmayan üçüncü şahıslar üzerinden müvekkilinin haklarının zayi edilmesinin amaçlandığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6769 Sayılı SMK 138/6 maddesinde patentin hükümsüzlüğünün ” Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kurum ve kuruluşları patentin hükümsüzlüğünü isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.

GEREKÇE:


Davacı vekilinin davalı adına tescilli TR … başvuru numaralı patentin, incelemeli patente çevrilirken usulsüz olarak tarifname ve istemlerin genişletilerek incelemeli patent alınabildiğini, davalı patentinin, 25 Temmuz 1988 tarihinde Amerika menşeili şirket olan … tarafından tescil edilen ve aynı istemleri içeren … numaralı “…” adlı patent belgesi ve bu patent dışında 6 adet daha (…, …, …, …, …, …) patent belgeleri karşısında, yenilik ve buluş basamağı kriterinin sağlanmadığını beyanla hükümsüzlüğünü, müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramasının önlenmesi yönünden hükümsüzlük kararı verilinceye kadar patentin üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbire karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddine karar verildiği görülmüştür. 6769 Sayılı SMK 159/son maddesinde yapılan atıf nedeniyle, somut uyuşmazlıkta da uygulanması gereken HMK 389/1 maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” denilerek, ihtiyati tedbir yönünden hukuki yarar ön şartının düzenlendiği görülmüştür. Davalı vekilinin cevap ve istinafa cevap dilekçesinde, davacının iştigal ettiği alanın davaya konu patentin kullanım alanında olmadığını, davacı taraf ile ticari ilişkisinin bulunmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davacı vekilinin yenilik giderici delil olarak dayandığı yabancı patent belgeleri ve tercümelerini tedbir red kararından sonra 19/12/2019 tarihinde ibraz ettiği, henüz bilirkişi incelemesi yapılmadığı görülmüştür. Davacı tarafça tedbir talebinde bulunurken, tedbir talep etmekte hukuki yararının bulunduğuna dair delilleri ile, yaklaşık ispat koşullarını ortaya koyacak delillerini ibraz etmesi gerektiği ancak ibraz edilmediği anlaşılmakla, koşulları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük görülmemiştir. Kaldı ki yargılama sırasında da , deliller sunularak tekrar tedbir talebinde bulunulması her zaman mümkündür. Bu nedenlerle tedbir red kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M:

Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/02/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

Kaynak: Yargıtay