ESAS NO : 2016/187 Esas
KARAR NO : 2019/271

DAVA : Patente Tecavüz Edilmediğinin Tespiti
DAVA TARİHİ : 20/09/2016
KARAR TARİHİ : 30/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Patente Tecavüz Edilmediğinin Tespiti davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA;

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı adına … sayılı patente tecavüz edilmediğinin tespitini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA;

Davalı vekili beyan dilekçesinde; davacının huzurdaki dava yönünden dava şartını yerine getirmediğini, dava öncesi ihtar gönderilmediğini, davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacının imal edip sattığı ve kurulumunu gerçekleştirdiği ürünle müvekkili şirkete ait … nolu patentten kaynaklanan hakları ihlal etmekte olduğunu, Davacı müvekkilinin patent başvurusunda yer alan istemler davalının üründe aynı ya da eşdeğer unsurlar kullanılarak taklit edilmiş olduğuu, bu durumun müvekkilinin patent hakkına tecavüz teşkil etmekte olduğunu, davalının, müvekkilinin tüm şartları yerine getirerek yıllarca süren emek ve birikimiyle almayı hak kazandığı 2014 yılı tescilli patentli ürününe ve usulüne karşı, 2016 yılında aldığı ve özü itibariyle müvekkilin ürün ve üretim usulünden bire bir taklit edilen faydalı modeli ileri sürme, faydalı modelin korumasından faydalanma imkanı olmayıp, bunu savunma olarak ileri sürmesi ninhukuken dinlenemez olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;

Dava konusu;

Davalı adına … sayılı patente tecavüz edilmediğinin tespitine ilişkindir.

Bilirkişiler Dr. …, Dr. … , … 29.8.2018 tarihli talimat mahkemesine sundukları raporunda; Dava dosyasında ve ekinde yer alan belgeler ile davacı ürünlerinin yer aldığı … AVM zemin terasta kurulu sistem üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; Davacı ürünlerinin dava konusu … sayılı patent belgesi koruma kapsamında kalmadığı, … sayılı davacı faydalı model belgesi uyarınca yapılacak bir üretimin dava konusu … sayılı patent belgesi koruma kapsamında kalmayacağını bildirdikleri anlaşılmıştır.

Türk patent ve marka kurumundan celp edilen patent belgesi (… sayılı patentin KATLANABİLİR KORUYUCU TENTE/ÇATI olarak 13.10.2011 tarihinden itibaren 20 yıl süre ile verildiği ) istem dosyası ile birlikte celp edilmiştir.

Taraf iddia ve savunmaları, patent dosyası bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirildiğinde; Bir patentte buluş konusunun en geniş kapsamıyla tanımlandığı bir ya da daha fazla sayıda bağımsız (ana) istem ve bu bağımsız isteme/İstemlere bağlı olarak tanımlanmış bağımlı istem/istemler bulunabilir. İstemler, patent belgesinin koruma kapsamını belirler. Bu nedenle, patent veya faydalı model belgesi ile korunan bir hakka tecavüz eyleminin gerçekleşmesi için, ana istemde (veya birden fazla ana istem varsa bu ana istemlerin herhangi birinde) bahsedilen unsurların tamamının veya eşdeğerinin, tecavüz ettiği iddiasında bulunulan üründe bulunması gerekmektedir. Tecavüzün belirlenmesine ilişkin karşılaştırmanın konusu buluşun korunmak istenen unsurlarını açıklayan istemler ile tecavüz ettiği ileri sürülen üründeki teknik özellikler bilirkişi tarafından incelenmiştir. Karşılaştırmada patentli buluş “genel itibariyle” değil, istemlerde mevcut “bütün unsurları” ile tecavüz ettiği ileri sürülen ürünle karşılaştırılmıştır. Bir istemde mevcut bütün unsurların aynısının veya eşdeğerinin karşılaştırma konusu üründe mevcut olması halinde o istemde korunan unsurlar açısından tecavüzden söz edilir. Bir istemdeki unsurların yalnızca bir kısmının karşılaştırma konusu üründe bulunması, buna karşılık diğer unsurların yerine farklı teknik özellikler kullanılmış olması halinde ise tecavüz söz konusu olmaz.

Bir patente tecavüz edilmesinin en basit şekli, istemlerde yer alan unsurların birebir kullanılmasıdır. Bu durumda “aynen/birebir” tecavüz söz konusudur. Ancak tecavüzün belirlenmesi her zaman bu kadar kolay olmayabilir. Zira, istemlerde korunan unsurlar birebir kullanılmamış olsalar dahi patent hakkına tecavüzden söz etmek mümkün olabilir. Bu tür tecavüze “eşdeğer yoluyla tecavüz” adı verilmektedir. 551 sayılı KHK’nın 83. maddesinin altıncı fıkrasında Dolayısıyla bir patente tecavüz olup olmadığının belirlenmesinde üç olasılık karşımıza çıkmaktadır:

1- Patent istemleri ile korunan unsurlar aynen kullanılmıştır: Aynen/birebir tecavüz vardır.

2- Patent istemleri ile korunan unsurların eşdeğeri kullanılmıştır: Eşdeğer yoluyla tecavüz vardır

3-Patent istemleriyle korunan unsurlardan tamamen farklı unsurlar kullanılmıştır: Tecavüz yoktur.
“Eşdeğer yoluyla tecavüz” olarak adlandırılan tecavüz türü uygulamada özel önem taşımaktadır. Bu olasılıkta patent/faydalı model belgesinde yer alan istemlerdeki ifadeler dar bir şekilde yorumlanmayarak, korunan unsurun eşdeğeri olarak nitelendirilebilecek unsurlar da koruma kapsamına alınmaktadır. Bu hususta 551 sayılı KHK’nin 83. maddesinin beşinci fıkrası “patent başvurusu veya patentten doğan koruma kapsamının belirlenmesinde tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, istem veya istemlerde belirtilmiş unsurlara eşdeğer nitelikte olan unsurların da dikkate alınacağını’’ hükme bağlamıştır. Şüphesiz, “istem veya istemlerde belirtilmiş unsurlara eşdeğer nitelikte olan unsurlar ne şekilde tespit edileceği hususu, somut olay bazında bilirkişi heyetince tartışılmıştır.

Kanun koyucu 83. maddenin altıncı fıkrasında şu düzenlemeyi öngörmüştür: “Tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, eşdeğer unsur, esas itibariyle aynı işlevi görüyorsa ve bunu aynı şekilde gerçekleştiriyorsa ve istem veya istemlerde talep edilen unsur ile aynı sonucu ortaya çıkarıyorsa, genel olarak İstem veya istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri sayılır.” Görüldüğü gibi, istemlerde yer alan bir unsurun eşdeğerinden söz edilebilmesi için unsurun istemlerde yer alan unsur ile aynı işlevi görmesi yeterli olmayıp, üç şartı kümülatif olarak taşıması gerekmektedir. Bunlar, aynı İşlevi, aynı şekilde görme ve aynı sonucu ortaya çıkarmadır. Bu üç şartın birlikte sağlanması halinde üçüncü kişilerin ürettikleri ürünün unsurları patentle korunan buluşun istemlerindeki unsurların eşdeğeri sayılacak ve patent hakkına tecavüz söz konusu olacak, bu üç şarttan herhangi birinin eksik olması halinde ise tecavüzden söz edilemeyecektir. Eşdeğerler İlkesinin uygulanması açısından uygulamada en fazla önem taşıyan şart “aynı şekilde gerçekleştirme” şartıdır. Zira işlev ayniyeti ve aynı sonucu doğurma şartları aynı alandaki ürünlerde ortaya çıkabilecek ortak özelliklerdir. Aynı işlevi görüp “farklı şekilde” veya “farklı bir yöntem ile” aynı sonucun gerçekleştirmesi durumunda artık tecavüz söz konusu olmayacağı gibi yenilik, buluş basamağı ve sanayiye uygulanabilirlik şartlarının taşınması halinde patente konu olabilecek bağımsız bir buluştan dahi söz edilebilecektir. Patente tecavüz davalarının belkemiğini oluşturan nokta, tecavüz ettiği ileri sürülen üründeki unsurların patentle korunan unsurlardan “farklı” olup olmadığıdır. Kullanılan teknik unsurların/özelliklerin farklı olup olmadığı ise ilgili teknik alandaki ortalama uzman kişinin görüşü ile belirlenebilir.

Söz konusu belgenin ana isteminde bahsedilen unsurların tamamının veya eşdeğerinin, tecavüz ettiği iddiasında bulunulan üründe bulunması gerekmektedir. Bu bağlamda inceleme sırasında katlanabilir koruyucu tente-çatı patentine ait istemlerin davacının ürününde bulunup bulunmadığı, bilirkişi heyetince yerinde incelenmiş ve davalının ürünündeki /patentindeki özelliklerin davalı ürününde bulunmadığı hususu bilirkişi heyetince denetime uygun olarak tartışılmış olduğundan hükme dayanak yapılan rapor kapsamına göre; Davacı ürünlerinin dava konusu … sayılı patent belgesi koruma kapsamında kalmadığı anlaşıldığından yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM;

Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;

1-Davalı yana ait … tescil nolu Patentten kaynaklanan haklara davacı ürünü yoluyla tecavüz edilmediğinin tespitine,

2- Karar kesinleşene kadar bu yargılama ile sınırlı olarak davacı ürünü nedeniyle dava konusu olan Patentten doğan haklarını davacıya karşı ileri sürmesinin İHTİYATİ TEDBİR yolu ile önlenmesine,

3 -44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 15,20 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,

4-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 29,20 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 3.000 TL bilirkişi ücreti ve 279,00 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 3.337,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,

Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı.30/05/2019

Kaynak: Yargıtay