ESAS NO : 2020/69 Esas
KARAR NO : 2021/210

DAVA : Patent Lisansının Feshi


DAVA TARİHİ : 08/07/2015
KARAR TARİHİ : 20/10/2021

Davacı vekili tarafından 22/12/2014 tarihinde, davalılar aleyhine açılan dava, mahkememizce verilen …/… Esas – …/… Karar sayılı ve 26/10/2016 tarihli karar üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin …/… Esas- …/… Karar sayılı ve 29/05/2017 tarihli kararı ile kaldırılmakla, mahkememizin esas defterine yeniden kaydedilmiş olup, mahkememizden verilen 08/03/2018 tarih ve …/… Esas …/… sayılı kararı ‘nin Yargıtay … Hukuk Dairesi ‘nin 11/11//2019 tarihli …/… Esas …/… sayılı ilamıyla bozulmakla, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA:


Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin TPE’de …/… no ile kayıtlı patentleri bulunduğunu, “…” ibareli …/… nolu marka tescilleri bulunduğunu, buluşun … konulu olduğunu, davalı şirket ve ortakları ile buluşun ekonomik kullanımı için 04/03/2014 tarihli patent lisans sözleşmesi yapıldığını, ancak, yürümediğini 04/7/2014’de patent lisans sözleşmesinin fesih edildiğini, buna karşılık davalı şirketin üstüne düşeni yapmadığı gibi bu kapsamda edindiği bilgileri mahremiyet ve rekabet yasağı şartlarına rağmen patent hakkına tecavüz ederek, haksız rekabette bulunarak, dava dışı … İşletmesinde kullandığını, buraya üretim ve tesis yaptığını, teslim ettiğini belirterek, davalı şirket ve gerçek kişinin eylemlerinin tedbiren önlenmesine, 04/03/2014 tarihli patent lisans sözleşmesinin fesih edildiğinin 04/07/2014 tarihi bakımından hükümsüz olduğunun tespitini, …İşletmesine yapılan iş bedeli olan 350.000 Euro’nun ödenmemesi için tedbir verilmesine, bu bedel üzerine el koyma yapılmasına, sözleşmenin hükümsüzlüğü sonucu müvekkiline doğacak aylık 15.000 x 15 yıl = 2.700.000 TL tazminat yönünden 350.000 Euro üzerine tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:


Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçek dışı olduğunu, …’in sözleşme akdi sırasında diğer davalı … şirketinin temsilcisi olmadığını, dolayısıyla, sözleşmenin … şirketini bağlamayacağını, iddiaların kötü niyetli olduğunu, taraflar arasında (…, …, …,…) 17/01/2014 tarihli iş birliği protokolü imzalandığını, …’nın temsilcilerinin birisinin davacının oğlu … olduğunu, pratiklik için …’e temsil yetkisini vereceğini kararlaştırıldığını, davalı şirketteki, davacı hissesinin …’e devredildiğini ve onun ortaklığının sürdüğünü, 30/04/2014 tarihli İzmir …. Noter düzenlemesi işlemin pay defterine kaydında … hissesinin imtiyazlı hisse olarak kayıt tescili ana sözleşme tadili yapılabileceği ibarelerinin bulunduğunu, dolayısıyla, davacının hisse devir sözleşmesini farklı yansıttığını, şirket faaliyetini zorlaştırdığını, …’in tek başına temsil yetkisi olmadığını ve bunun karşı tarafça bilindiğini belirtmiştir.
Taraflardan davacı ile … şirketi ve ortakları arasında davalar bulunduğunu, sözleşmenin baskı altında imzalatıldığına ilişkin beyanlar bulunduğunu, Karşıyaka CBS tarafından davacının … ve ortaklar hakkındaki şikayeti hakkında takipsizlik kararı verildiğini, bir başka dosyada da hakaret iddiası için HAGB kararı verildiğini, davacının patentinin ihlal edildiği iddialarının gerçek dışı olduğunu, … firmasının …’de uyguladığı sistemin, davacı patentinden farklı olduğunu, öte yandan, …. İcra Müdürlüğünün …/… nolu dosyasında kıymet takdir raporunda …/… nolu patentin şartları taşımadığı sonucunun bildirildiğini, karşı tarafın buluşunun bulunmadığını, patentlenemeyeceğini ve “…” Dünya’da bilinen eski bir teknik olduğunu, google araması ile ortaya çıktığını, davacının bu konuda yetkin olmadığını belirterek, haksız açılan davanın reddini talep ve dava etmiştir.


BİLİRKİŞİ RAPORU

Bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; bozma öncesi hazırlanan kök raporun da mevzuat hükümlerine uygun bir rapor olduğunu, uyuşmazlığın çözümüne dair anılan raporda herhangi bir eksik inceleme/ değerlendirme bulunmadığını, patente ihlalin gerçekleşmesi için patentin en az bir istemindeki tüm özelliklerin ihlal iddiası ile yöneltilen … İşletme Müdürlüğünde bulunan sistemde bulunmasının yeterli olacağını, en geniş kapsamlı istemin bağımsız istem olacağından izahla bu değerlendirmenin bağımsız istem üzerinden yapılmasının yeterli olacağını, davalı tarafından … İşletme Müdürlüğüne kurulan sistemin davacıya ait … sayılı patent belgesinin bağımsız istemlerindeki tüm özellikleri taşımasına istinaden anılan patentin koruma kapsamında kaldığını, bu nedenle patent sahibinin patentten doğan haklarının ihlal edildiğini, bahse konu sistemin davalıya ait patentin de kapsamında olduğunu, ancak davalının sonradan patent almış olmasının KHK’nın 78. Maddesi uyarınca ihlal için bir savunma teşkil etmeyeceğini, bu bağlamda davacının patentinin ihlal edildiği gerçeğinin davalının sonraki tarihli bir patente ait olmasından etkilenmeyeceğini rapor etmişlerdir.

TESPİT DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE

Mahkememizce daha önce “Patent koruması tescil edilmek kaydıyla başvuru tarihinden itibaren başlamaktadır (PatKHK 136/3), somut olayda ise, patent başvurusu ile ilgili bir işbirliği protokolü yapıldığından, korumanın başladığı tarafların bilgisi dahilindedir.


Patent başvurusu veya patent tescili başkasına devir veya lisans konusu edilebilir (PatKHK 86 md.). Nitekim, fesih konusu edilen sözleşme lisans verme amacını taşımaktadır.
Adi ortaklık ve işbirliği girişimlerinde ortaklar, emek, nakit veya gayri maddi nitelikte patent, marka gibi haklarını ortaklığa koyabilirler. Nitekim, söz konusu işbirliği sözleşmesinden davacının …/… nolu patent başvurusunu ve “…” markasını kullandırmayı öngördüğü anlaşılmaktadır.


Ahde vefa ve karşılıklı sadakat Borçlar Hukukunun temel ilkelerindendir.


Davacı, sözleşme tarihi itibariyle patent başvuru sahibi olarak TPE’de incelemesiz olarak kaydedilen …/… nolu patentinin ve bu patent altında üretilecek ürünlerde kullanılmak üzere tescillediği “…” markasının sınai olarak uygulanması ve kazanç elde edilebilmesi için 04/03/2014 tarihli lisans sözleşmesini davalılar ile imzalamıştır. Sözleşmenin varlığı taraflarca çekişmesizdir. Sözleşmenin konusu bir patent lisansı olmakla birlikte, imzacılar …, …, … ve …’dir. İşbirliği protokolü başlıklı sözleşmede 15 yıllığına lisans verilmesi öngörülmekte, henüz ana sözleşme tadilatı hazır olmayan, kuruluşu 10/06/2008 olan … Şirketine lisans verileceği belirtilmektedir. Daha önce kurulmuş olmakla birlikte, … şirketinin pay sahipleri 30/01/2014 itibariyle genel kurul toplantısı cetveline göre …, …, …ve …’dır. Şirket temsilcisi olan 14/02/2013’de … seçilmişse de, 30/01/2014’de …’a payı devir etmesiyle yetkisi bitmiştir. Diğer temsilciler ise 30/01/2014 itibariyle …, … ve … olup, görevleri 30/01/2015’e kadar devam etmiş görünmektedir. Nitekim, bilahare sözleşme imzacıları …’ın hissedarları olmuştur.
Taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi gereği hak ve yükümlülüklerin uygulamaya dökülmesi ve sözleşmenin yürütülmesi gerekmekle birlikte, davalı …’in davacıyı ve halefi olan …’i dışlamak suretiyle, …ve … İşletmesinde buluşa ilişkin tesis yaptığı ve teslim ettiği belirlenmiştir. Bu davanın tarafı olmayan … İşletmesi, İktisadi Devlet Teşekkülü …, işi yapan ve teslim eden … ortakları …, 04/03/2014 tarihli işbirliği protokolüne aykırı davranmışlardır. Bununla birlikte dava dışı …ve … taraflar arasındaki sözleşmeyi ve …/… nolu patent başvurusunu bilmek durumunda değildir. Nitekim, dava dışı …konuyu gönderilen ihtarname ile öğrendiklerini beyan etmektedir.


Davalıların faaliyetlerinin 04/03/2014 tarihli lisans ve işbirliği sözleşmesi hükümlerine aykırı olup olmadığı, ancak …İşletmesindeki tesisatın …/… nolu patentin kapsamına girip girmediğine bağlı olarak belirlenecektir. Nitekim, mahkememizce … AHM’ne yazılan yönerge ile araştırma yaptırılmış ve teknik bilirkişi yerinde yaptığı inceleme sonunda … … İşletmesine kurumu yapılan Adyabatik Sistemin …/… nolu patentin istemleri kapsamında olduğunu; 1-16 arasındaki istemlerin patentle koruma kriterlerini taşıdığını ve aynı amaçla kullanılan tekniğin …İşletmesinde kullanıldığını belirlemiştir. Bilirkişi iki sistemdeki farkı da tespit ederek değerlendirmiş; sistemlerin soğutma birimleri arasında önemli bir fark oluşturmayacağını ve bu farkın (Nuzzleların havanın geliş yönünde aksi yönde sıvı püskürtmesi yapması) buluş adımı niteliği taşıyacak şekilde değerlendirilemeyeceğini önemli bir fark yaratmadığını bildirmiştir. Davacının …/… nolu patenti kapsamında havanın geliş yönüne bakan sıvı püskürtme Nuzzlelarının sabit olduğunu, püskürtülen suyun hava ile temasına arttıracak şekilde, farklı açılardan yerleştirildiğini; …İşletmesindeki sistemde ise Nuzzleların suyun hava ile temasını arttırması için bir elektrik motoru yardımıyla hareketlendirildiğini tespit etmiştir. Ancak, bu eklemenin sonucu değiştirmeyeceğini de bildirmiştir.


Gerçekten de, her ne kadar davalının farklı bir sistem geliştirdiğine ilişkin savunmaları ve dayandığı …/… nolu patenti bulunsa da, bu iddia dinlemeyecektir. Çünkü PatKHK’nın 78. maddesi uyarınca patent sahibi kendi patentinden daha önceki tarihli patentlerin ihlali halinde bir hak sahibi olduğunu ileri süremeyecektir. Gerçekten de patent kapsamındaki istemlerin önceki tarihli patentlerde bulunması halinde bir yenilik ve üstünlük ileri sürülemez. Getirtildiği ileri sürülen farkın ise ancak önceki patent sahibinin patentine bağlılık şartları varsa PatKHK 79. maddeye göre izin alması, lisans elde etmesi gereklidir. Ancak böyle bir lisans halinde önceki tarihli patentin kullanılması ile kendi patentini korumayı ve kullanmayı deneyebilir.
Buna göre, yerinde yapılan inceleme ile elde edilen bulgulardan … İşletmesine … markası ile …, … tarafından tesis edilen sistemin …/… nolu patentin kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı …’in ve …’ın izinsiz olarak …/… nolu patenti kullandığı belirlenmektedir. Buna bağlı olarak işbirliği sözleşmesinin … Noterliğince 04/07/2014 tarihinde çekilmiş olan ihtarname ile bozulduğu anlaşılmaktadır.


Davalı …’in işbirliği protokolünden sonra kurucusu olduğu ve kurmuş olduğu … şirketinin temsilcileri, ortakları arasında …’in bulunduğu savunmasının ise sonucu değiştirmeyeceği açıktır. Öte yandan, davalı patent ihlali iddialarının gerçek dışı olduğunu …’nin …’de kurduğu tesisin farklı olduğunu ileri sürmüşse de, aksi teknik raporla da kanıtlanmıştır. Yine, davalı …/… nolu patentin tescil şartlarını taşımadığını savunmuş, yaygın, bilinen bir sistem olduğunu içerdiğini belirtmiş, ancak duruşmalar devam ederken, başlangıçta incelemesiz olan patentin inceleme talebi yapılarak TPE’ce tescillendiği anlaşılmıştır. Böylece, patent başvuru aşamasındayken, dava açılmış olmakla birlikte, İsveç Patent Ofisince yapılan inceleme ile patentin tescilinin mümkün olduğunun anlaşıldığı, artık …/… nolu patentin, incelemesiz patent şartlarından ayrıldığı, esaslı incelemeden geçmiş, 20 yıl korunabilecek patent şartlarını aldığı belirlenmiştir. Patentin verilmesi kararı ile 21/06/2016 tarihinde sicile tescil edildiği sabit olmuştur.


Öte yandan, patent başvurusunun gaspı nedeniyle iptaline ilişkin olarak davacı tarafından açılmış bulunan …/… nolu dosyada düzenlenen teknik rapor ve karar ile davalılardan …’ın yapmış olduğu …/… sayılı patent başvurusunun davacıya ait sistemi içerdiği, dolayısıyla gasp şartlarının bulunduğu sonucuna varılmıştır. Bu dosya henüz temyiz denetiminde olup, kesinleşmemiştir. Bununla birlikte, toplanan kanıtlar, teknik raporlar, bu dosyada alınan …işletmesindeki incelemeye bağlı olarak düzenlenen rapor ile uyumludur. Kaldı ki davacının …/… nolu patenti tescilli olarak sicilde kayıtlıdır. Davacı lehine tekelci hak ve yetkiler sağlamaktadır.


Gasp şartlarını tespit eden teknik rapor …/… nolu davalı patent başvurusunun davacıya ait önceki tarihli patentle ayniyet içerdiğini küçük farklara rağmen eş değer olduğunu ortaya koymuştur. Davalının … ile birlikte ürettiği ve …’e teslim ettiği sistemin …/… nolu patent başvuru kapsamında kalmakla birlikte, aynı zamanda …/… nolu davacı patentinin kapsamında kaldığı ortaya çıkmıştır. Davalı tarafın davacıdan sonra başvuru konusu ettiği …/… nolu başvurunun kapsamındaki istemlerin başlangıçta taraflar arasındaki işbirliği sayesinde edilen teknik bilgilerle geliştirildiği, ortaya konulduğu ve tescile konu edildiği anlaşılmaktadır.


Bu durumda, davalı … ve … yaptıkları sınai faaliyet ve girişimler ile, farklı bir patent başvurusu yapmak suretiyle, 04/03/2014 tarihli patent işbirliği sözleşmesine aykırı davranmışlardır. Öte yandan taraf arasında Karşıyaka CBS’nin … nolu soruşturması da yürümüş ve …’in şikayeti ile hakaret suçlamasından ötürü, … ortaklarından … hakkında iddianame düzenlenmiştir.


Davacının … AHM’de … .. A.Ş ve …’a karşı patent ihlali, haksız rekabet konulu bir dava da açtığı, …/… Esasta kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Ancak, bu davanın hüküm konusu tarafları etkilememektedir.
Sonuç olarak, davalı … ve …’ın haksız eylemleri ile sözleşmenin bozulduğu belirlenmiştir.
Bununla birlikte mahkememizin …/… – …/… sayılı kararını konusu taraflar arasındaki patent iş birliği sözleşmesinin fesih edildiğinin tespitine ilişkindir. Bu karara varılırken tarafların dosyaya sunduğu bütün kanıtlar incelenmiş ve tartışılmıştır. Ayrı bir teknik rapor alınmasının gerekliliği bulunmamaktadır. Sözleşmenin feshine yol açan olaylar hukuki sonuç doğuran olaylardır. Teknik açıdan özel bir inceleme bu davanın kapsamında değildir. Esasen dava, patent iş birliği taraflarının iş birliği sözleşmesinin taraflara sağladığı hak ve güven ortamını bozan eylemlerinin sonucu olara fesih edilmiş sözleşme bulunduğunun tespiti konusundadır. Feshin hukuken teyidi ihtiyacını duyan davacının isteminin ayrıca bir bilirkişiye inceletilmesi patent hukuksal bir gereklilik değildir. Davalının davacı tarafından daha önce başvurusu yapılmış patent konusuyla aynı alanda ve istemleri çakışan (farklı patent sınıflandırılması kullanılmasına rağmen) …/… nolu patentin tescil başvurusunu yapmasının sözleşme ile bağdaşmadığı feshin davacı tarafından 04.07.2014 tarihinde yapıldığı karara bağlanmıştır. Toplanmayan ve karara etki edebilecek bir delil söz konusu değildir. Değerlendirilmeler mevcut istem çakışmasını gösteren raporlar ve davalının yapmış olduğu bireysel …/… sayılı başvuru üzerinde yapılmıştır. Nitekim davacının iş birliği sözleşmesine konu ettiği …/… sayılı patent başvurusu anlaşılacağı üzere önceki tarihlidir. Feshin tespitinin dayanakları söz konusu hukuki işlemlerdi. Ahde vefa Borçlar Hukuku’nun temel ilkesidir. Davanın konusu ve talep edilen sonuç itibariyle daha ileri bir teknik inceleme gereksizdir.


Davacı yan başlangıçta davalıların …işletmesine yaparak teslim ettikleri tesisatlarından doğan alacaklarına, ihlal ihtimali nedeniyle tedbir konulmasını talep etmişse de, ön inceleme aşamasında bu konudaki talebini geri çekmiştir.


Bununla birlikte mahkememizce …/…-…/… nolu karar ile davacı ile davalılar arasında patent işbirliği/ortaklık sözleşmesinin feshine ilişkin olarak davalı davranışlarının fesih konusunda haklı sebep oluşturduğu değerlendirmesi yapılmış ve karar verilmiştir. Bu dosyada davalı tarafın davacıdan sonra başvurarak tescillediği …/… nolu patentin küçük detay farklarıyla aynı istemleri içerdiği konusundaki bağlantılı dosyalarda bulunan raporlar değerlendirilerek hukuki sonuca varılmıştır.
Bununla birlikte, anılan karar İstinaf Mahkemesince HMK’nın353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmıştır. Kaldırma gerekçesi teknik rapor alınmamış olmasıdır.


İstinaf Mahkemesinin kararı kesin olduğundan, mahkememizce karar verilmemişçesine davaya devam olunmuş ve konuyla ilgili olarak Ankara FSHHM’den teknik rapor alınmıştır. Sınai mülkiyet uzmanı makine mühendisi, elektrik mühendisi ve kimya mühendisi uzmanlardan oluşan kurul da 07/02/2018 tarihli raporunda, patent işbirliği ve ortaklık ilişkisinin bozulmasına yol açan … patent başvurusunun konusu olan istemlerin davacıya ait …/… nolu patent koruma kapsamında olduğunu rapor etmişlerdir. İki tarafın patentleri arasındaki kıyaslama sonucu farkın, davalı patentin de yer alan “kendi ekseni etrafından 360 derece dönebilecek şekilde asılan ve üzerinde birden çok sayıda nozüle (5) sahip olan en az bir askı elemanı (6)” koruma talebi olan unsur ile “bu askı elemanına kendi ekseni etrafında dönebilmesi için gerekli olan gücün tedarik edilmesini sağlayan en az bir motor (9) ve motorla ilgili çevre elemanları (dişli vb)” koruma unsurlarından ibaret olduğu rapor edilmiştir. Keza, davalı tarafın tesisatını yapıp teslim ettiği … İşletme Müdürlüğündeki sisteminde …/… patent belgesi koruma kapsamında olduğunu rapor etmişlerdir. Bu durumda mahkememizin önceki kararının yinelenmesi gerekmektedir. ” gerekçe ile verilen hüküm Yargıtay … Hukuk Dairesi tarafından” bilirkişi raporunda, davacıya ait patentin istemleri tek tek belirtilerek, …firmasına ait işletmeye kurulan sistemin patent kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmediği gibi, sistemin davalı …’e ait patent kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin bir inceleme olmadığı, Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğinden bahisle” gerekçeleri bozulmuştur. Yargıtay bozma ilamındaki eksikliklikler doğrultusunda alınan 02/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; …şirketine kurulan sistemin davacı ve davalıya ait patentin koruma kapsamına girdiği ancak 551 sayılı KHK’nın 78. Maddesi uyarınca davalının sonraki tarihli patentine dayanamayacağı anlaşılmıştır. Yine mahkememizin …/… esas sayılı dosyası kapsamında verilen Y… HD …/… E – …/… K ve 27/05/2021 tarihli ilamı idkkate alındığında mahkememiz dosyasının beklemenin dosyaya katacağı bir şey olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalılar vekili mahkememizin …/… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise de SMK 139/2-b maddesi uyarınca hükümsüzlüğün karar verilmeden önce yapılmış ve uygulanmış sözleşmede etki etmeyeceğinden bekletici mesele yapılma talebi yerinde görülmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

Davanın KABULÜNE,


Taraflar arasında imzalanmış 04.03.2014 tarihli patent iş birliği protokolünün 04.07.2014 ihtar tarihi itibariyle haklı nedenle fesih edildiğinin tespitine
Alınması gereken 59,30 TL karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırılan 25,20 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 34,10 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 25,20 TL harcın davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 4.123 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan toplam 1.552 TL yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 15 gün içinde, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ne temyiz yolunun açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı.20/10/2021

Kaynak: Yargıtay