T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO : 2017/6434 Esas
KARAR NO : 2018/1117

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ : 13/06/2017
NUMARASI : 2011/1 2017/91

DAVANIN KONUSU : Patent (Tecavüzün Ref’i İstemli)|Patent (Manevi Tazminat İstemli)|Patent (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ : 08/05/2018

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili, müvekkilinin 2007 yılında TPE’ye başvurarak İzli Defter buluşunu tescil ettirerek koruma altına almak istemiş ve bu patenti kullanarak ürettiği ürünü piyasaya sürdüğünü, ” izli defter ” markasınının da 2007/57204 tescil numarasıyla müvekkilini adına kayıtlı olduğunu, ayrıca müvekkilinin tescilli markasını www…..com adlı internet sitesi de dahil ticaret hayatında aktif olarak kullandığını, müvekkilince yapılan araştırma sonucunda www…..com adlı internet sitesinde ve davalılara ait satış merkezleri , şube ve yayınevlerinde davalıların müvekkiline ait patenti içeren ürünleri sattığı ve patent sanki kendisine aitmiş gibi tanıtım faaliyetlerinde bulunduğunu, ” Papu ile çizgilere dokunuyorum ” adlı ürün karşılaştırıldığında ürünlerin birebir aynı olduğunun görüleceğini, davalının bu eylemlerinin patente tecavüz teşkil ettiğini belirterek davalıların eylemlerinin müvekkilinin patent hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, patent hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasına ve men’ine, maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacıya ait izli defter markasının logo ile birlikte tescil edildiğini, davaya konu “Papu ile çizgilere dokunuyorum ” şeklinde izli defter markası ve logosunun bulunmadığını, markaya tecavüzün söz konusu olmadığını, davacıya ait çalışmanın buluş niteliğinde olmadığını, henüz tescil edilmiş bir patent de bulunmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu bildirerek reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan delillere göre; davacının adına izli defter markasının tescilli olduğu, davacı tarafından yapılan patent başvurusunun sonuçlanmasının beklendiği, Rusya Patent Ofisi’nden üçüncü inceleme raporunun olumsuz gelmesi üzerine Türk Patent ve Marka Kurumu’nun davacının patent başvurusunu patentlenebilirlik kriterine sahip olmaması nedeniyle reddettiği ve red kararının 21/02/2017 tarihli resmi patent bülteninde yayınlandığı, bu nedenle patente tecavüz edildiğine ilişkin davanın reddi gerektiği, ayrıca alınan bilirkişi raporunda ve Rusya Patent Ofisi tarafından düzenlenen araştırma raporunda davacının ürününün yenilik taşımadığı, davacının ürününe benzer bir ürün ortaya konulmuş olmasının tek başına haksız rekabet teşkil etmeyeceği gerekçeleriyle patente tecavüz ve haksız rekabet ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.

Davacı vekili istinaf sebebi olarak, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, patente ilişkin incelemeler sonuçlanmadan bilirkişilerin patentin yenilik kriterine haiz olmadığı şeklinde görüş sunduklarını, bu tespitin açık bir şekilde eksik bir inceleme yapıldığını gösterdiğini, müvekkilince daha sonradan TPE nezdinde istem değişikliğine gidildiğini, TPE’nin sisteminde başvurunun kayıtlı son halinde son istemlerin açık ve net bir şekilde yer aldığını, ancak bilirkişilerin TPE kayıtlarına açıp bakmadıklarını, özensiz ve eksik rapor hazırladıklarını, raporda birbiri ile çelişen ifadeler bulunduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, çekilen ihtarlara rağmen eylemlerine devam ettiğini, ayrıca Ankara 1.FSHHM’nin 2011/23 esas sayılı dosyasında kötü niyetli olarak hükümsüzlük davası açtığı, patent hakkına tecavüzün gerçekleştiğini, müvekkiline ait patentin açıklama , tarifname ile istemleri ile davalının internet sitesindeki açıklamalar karşılaştırıldığında bile patente tecavüzün açıkça görüleceğini, somut olayda haksız rekabetin tüm koşullarının gerçekleştiğini, müvekkiline ait gizli defter buluşunun birebir aynısının Papu ile çizgilere dokunuyorum adlı üründe kullanıldığını ve davalı tarafından tanıtım ve satışının yapıldığını, çekilen ihtara rağmen davalının eylemine devam ettiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, mahkemenin kötü niyeti dikkate almadığını, Türk Patent ve Marka Kurumu’nun red kararına karşı dava açılacak iken işbu davanın reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu davanın da beklenilmesi gerektiğini bildirmiştir.

TPE’den gelen 21/02/2011 tarihli cevabi yazıda; 2007/57204 numaralı faydalı model başvurusuna rastlanılamadığı, ancak izli defter buluş başlığı altında … adına kayıtlı 2007/07291 nolu patent başvurusuna rastlanıldığı belirtilerek başvuru evrakının onaylı örneğinin gönderildiği görülmüştür.
2007/57204 tescil numaralı izli defter şekil markasının davacı adına 16.sınıfta 25/10/2007 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile tescil edildiği görülmüştür.

Yargılama sırasında alınan 11/07/2011 tarihli bilirkişi raporunda; www.birlesikbasim.com.tr adlı sitenin davalı adına olduğu, söz konusu sitede davacıya ait tescilli hiçbir ibarenin kullanılmadığının belirtildiği görülmüştür.

Yargılama sırasında alınan 25/06/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda ise; 2007/07291 numaralı patent başvurusunun henüz başvuru aşamasında olduğu için 551 Sayılı KHK’nun 136/son hükmü gereğince patente tecavüz iddiası ile karar verilemeyeceği, başvurunun mevcut haliyle yeni olmadığı ve patente bağlanmasının mümkün görünmediği, bu aşamada herhangi bir tazminat hesabının yapılamayacağı belirtilmiştir.


Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından mahkemeye gönderilen 10/02/2017 tarihli cevabi yazıda; başvurunun üçüncü inceleme raporunun Rusya Patent Ofisi’nden döndüğü ve bu rapora göre kurumca değerlendirme yapılarak başvurunun patentlenebilirlik kriterine sahip olmaması nedeniyle reddedildiği bildirilmiştir.

GEREKÇE:

Dava, patente tecavüz ve haksız rekabetin durdurulması, men’i, toplatma, ilan, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Her ne kadar davacı tarafça patent haklarına dayalı olarak talepte bulunulmuş ise de davacının patent başvurusunun Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından Rusya Patent Ofisi’nden 3.inceleme raporunun olumsuz gelmesi üzerine reddedildiği ve red kararının 21/02/2017 tarihli Resmi Patent Bülteninde yayınlandığı, buna göre davacının ürününün yenilik taşımadığı, somut olayda davacının ürününün herhangi bir yenilik taşımadığından davacının ürününe benzer bir ürünün ortaya konulmuş olmasının tek başına iltibas teşkil etmeyeceği, buna göre haksız rekabet koşullarının da gerçekleşmediği, bilirkişi raporundaki davacının ürününün yenilik taşımadığına ilişkin tespit ve değerlendirmelerin dosya içeriğine uygun düştüğü, yine yargılama sırasında Türk Patent ve Marka Kurumu’nun red kararına karşı henüz bir iptal davası açılmadığı, ileride açılması muhtemel bir davanın görülmekte olan bir dava için bekletici mesele yapılamayacağı hususları gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir.

Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/05/2018

Kaynak: Yargıtay