KARAR
ESAS NO : 2014/106 Esas
KARAR NO : 2019/210

DAVA : Menfi Tespit (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2014
KARAR TARİHİ : 16/07/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının yapılan açık yargılama sonucunda;

İSTEM


Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; —— adına kayıtlı ——- Patentine konu buluşun haklarını —- tarihinde devralan —— bu haklarını 05.03.2006 tarihinde davalı Firmaya devrettiğini, orijinal adı ———- olan buluşu devralan davalı firmanın, daha sonra ———- adı ve —- başvuru numarasıyla — ulusal patent müracaatında bulunduğunu ve bunun üzerine de söz konusu buluşun ———–yayın numarası ile yayınlandığını, ancak davalı firmanın—– konu buluşu kullanmamakta olduğunu, bu patentin sağladığı — hakkının arkasına sığınarak gerçekte başka bir ürün piyasaya sürdüğünü ve bu aldatıcı hareketi ile iyiniyet kurallarına aykırı davrandığını, — konu ürünü üretmeyen , aksine hali hazırda müvekkili firmanın üretmekte olduğu ürüne benzer nitelikte bir ürün üreten davalı firmanın sırf rekabet gücünü kırmak, piyasada haksız tekel oluşturmak amacıyla aynı ürün olmamasına rağmen müvekkili firmanın ürettiği ürünün —- konu ürün ile aynı olduğu ve bu suretle — tecavüz edildiği iddiasıyla müvekkili firma aleyhine İstanbul Anadolu —-.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin —- Esas nolu dosyası ile dava açtığını, söz konusu davanın halen devam ettiğini, bu sebeplerle 551 Sayılı K.H.K’nın 98. maddesi uyarınca davalı firmanın hali hazırda ürettiği ürünün—–patentine konu ürün olmadığının, diğer bir anlatımla davalının — patentine konu buluşu kullanmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVAYA CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davanın hukuki yarar ve dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin —- tescil numaralı patent sertifikasının sahibi olduğunu, müvekkilinin — — kesintisiz olarak ve halen korunmakta olduğunu, dosyadaki tüm tespit ve bilirkişi raporları ile hem davacının patent ihlali eylemleri, hem de patentin patent verilebilirlik şartlarına haiz olduğu sabit iken müvekkilinin patent hakkı sahibi olduğu patent hakkına bağlı buluşu yıllardır kullandığı ve davacının patentini ihlal ettiği için davacı ile yıllardır hak koruması mücadelesinde olduğu halde, davacının kötü niyetli olarak asılsız iddialarda bulunduğunu, davacının iddiasının aksine patent kullanım belgesinin mevzuata istinaden zorunlu olmadığını, —- sadece dosyalayıp herhangi bir belge dahi vermediği patent kullanım belgesinin alınmamış olmasının patentin kullanılmadığı anlamına gelmediğini, —– tarihli kullanım belgesini aldıklarını ve —- Esas sayılı dosyaya sunduklarını, müvekkilinin —–uzun yıllardır kesintisiz olarak kullandığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE

Dava, 551 Sayılı K.H.K’nın 98’nci maddesi uyarınca davalı şirketin hali hazırda ürettiği ürünün—- tescil numaralı —–patentine konu ürün olmadığının, davalının tescilli patentine konu buluşu kullanmadığının tespitine ilişkindir.

Dosyaya — kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; ——- ————– başlıklı patentin — tarihinden itibaren 20 yıl süreyle davalı şirket adına tescil edildiği anlaşılmıştır.

Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler — Talimat sayılı dosyaya sundukları — tarihli raporda; davalı şirketin tesislerinde yapılan incelemede dava konusu—–yayın numaralı patente uygun olarak çatı paneli imalatını fiilen kullandığı yönünde görüş bildirmişlerdir.

Mahkememizce Gebze Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmak suretiyle alınan — tarihli raporda bilirkişiler; —– numaralı sayılı buluşun —nolu istemi hariç tüm istemlerinin —- fabrikasında bulunan ürünlerde tespit edildiği yönünde görüş bildirmiştir.

Mahkememizin— Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde davacının— davalının—— Olduğu, davacıya ait ———- tescil numaralı patent haklarına davalı tarafça tecavüz edildiği iddiasıyla dava açıldığı, halen derdest olduğu tespit edilmiştir.

Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 551 sayılı KHK’nin 96. maddesinde, patent sahibi veya yetkili kıldığı kişinin, patentle korunan buluşu kullanmak zorunda oldukları, kullanma zorunluluğunun patentin verildiğine ilişkin ilanın ilgili bültende yayınlandığı tarihten itibaren üç yıl içinde gerçekleştirilmesi gerektiği, 97. maddede, patentin kullanıldığına dair resmi belge alınması gerektiği, bu belgenin Patent Sicili’ne kayıt edileceği,–. maddesinde ise, patent konusu buluşun kullanılmakta olduğu belgelendiği takdirde, aksi dava yoluyla ispat edilmedikçe, patent konusu buluşun —. maddede öngörülen şekilde kullanıldığının kabul edileceği düzenlenmiştir.

Davacı taraf, davalı adına tescilli patentin 551 sayılı KHK’nin — maddesi uyarınca kullanılmadığının tespitini talep etmişse de, patentin kullanılmamasına bağlanan yaptırım, 551 sayılı KHK’nin 99/1-a maddesinde gösterilmiş olup, patentin 96. madde hükümlerine göre kullanılmaması halinde, mahkemeden zorunlu lisans verilmesi için talepte bulunulabileceği düzenlenmiştir. Ancak davacı tarafın dilekçesinde zorunlu lisans talebi bulunmadığı gibi, Mahkememizce davanın hangi amaçla açıldığını açıklaması için davacı vekiline verilen süre sonucunda dosyaya sunulan dilekçeleri ile, zorunlu lisans talebiyle ilgili bir açıklama yapılmaksızın, davalının davacı aleyhine kullanmadığı bir patent hakkına dayanarak açmış olduğu patente tecavüz davası bulunduğu, aslında kullanmadığı bir patent ve üretmediği bir ürün nedeniyle tecavüz davası açamayacağının tespiti amacıyla dava açtıklarını beyan etmiştir.

Tespit davasının konusunun hukuki ilişki olması ve davacının tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunması HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca dava şartıdır. Açılan bir tespit davasında hukuki yararın olup olmadığı, HMK’nun 115/1. maddesi uyarınca davanın her aşamasında re’sen gözetilir. Tarafların bu konuda bir itirazlarının bulunmaması, hatta buna rıza göstermeleri halinde bile bu şart bulunmadıkça tespit davası dinlenmez. Davacının açmış olduğu patentin kullanılmadığının ve patente uygun üretim yapılmadığının tespiti davasının, taraflar arasında görülmekte olan ——- Esas sayılı patent haklarına tecavüz davasında patent sahibi davalının iddialarının aksinin kanıtlanması amacıyla açıldığı, ancak bu konunun tecavüz davasında savunma olarak ileri sürülmek suretiyle o davada incelenmesi gerektiği, davacının başka bir davada öne sürülen iddia ve savunma konularıyla ilgili ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, 551 sayılı KHK’nin 96. maddesindeki patenti kullanma zorunluluğu yerine getirilmemişse, mahkemeden zorunlu lisans talep edilebileceği, ancak davacının böyle bir talebinin de mevcut olmadığı, kaldı ki eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılamayacağı, bu nedenlerle davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

HMK’nun 114/1-h maddesinde hukuki yarar dava şartı olarak sayılmıştır. HMK’nun 115/1.maddesinde, mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığının yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı ve 115/2. maddesinde de, dava şartı noksanlığını tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiş olmakla, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M

Yukarıda açıklanan nedenlerle ;

Davanın HMK’nun 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE,

Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 19,20 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,

Davalı vekiline ——- gereğince takdir olunan 3.931,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

Davalı tarafından 90,75 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,

Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Kaynak: Yargıtay