ESAS NO : 2018/6
KARAR NO : 2019/380

DAVA : Patente Tecavüz Edilmediğinin Tespiti


DAVA TARİHİ : 05/01/2018
KARAR TARİHİ : 24/09/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan patente tecavüz edilmediğinin tespiti davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,


GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı firmanın “… ve … kaplı tablet” ürünlerini geliştirdiği için bu süreçte ürünlere ilişkin yapılan patent araştırmasında davalı yana ait … ve … patentlerin varlığını tespit ettiğini ve hukuken korunmak amacıyla işbu davayı açma gerekliliğini duyduğunu, davalı yana ait … ve … sayılı patent belgelerinin sırasıyla 21/08/2014 ve 22/12/2014 tarihlerinde Resmi Patent Bülteninde yayınlanan Avrupa Patent Fasikülleri ile ülkemizde geçerli hale gelen Avrupa Patentleri olduğunu, … sayılı patent belgesinde açıklanan buluşun 1 bağımsız ve 19 bağımlı olmak üzere toplam 20 istemle korunduğunu, … sayılı patentin koruduğu unsurlarla, müvekkili tarafından geliştirilen “… ve …” ürünleri arasında farklılıklar olduğunu, … sayılı patentin 1 no.lu bağımsız isteminde “Formül (3) olarak temsil edilen fenil-substitue heterosiklik türevin üretilmesi için Formül (1) ve Formül (2) bileşiklerinin bir geçiş metal bileşiği varlığında -burada geçiş metal bileşiği içerisindeki geçiş metali, nikelden farklıdır- reaksiyona girmesi”nin korunduğunu, müvekkili tarafından geliştirilen “… ve …” ürünlerine ait bilgiler incelendiğinde, ürünlerin içerdiği Febuksostat etkin maddesinin sentez proses aşamalarında, … numaralı patentte korunan “Formül (1) ve Formül (2) bileşiklerini içermediğini ve prosesin tamamen farklı olduğunu, … ürünlerinin içerdiği febuksostat hemihidratın sentez prosesinde … no.lu patentte yer alan Formül (1) ve Formül (2) bileşiklerinin kesinlikle kullanılmadığını ve bu nedenle … no.lu patentin istemlerini ihlal etmediğini, … ürünlerinin içerdiği febuksostat hemihidratın poliformik formunun Form G olduğunu ve … no.lu patentte kullanılan form A’dan farklı olduğunu, iddia ederek davacıya ait “… ve …” isimli ürünlerin davalının … ve … numaralı patentlerine tecavüz etmediğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.


Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, “… ve …” adlı ürünlerinin ruhsat dosyalarının incelenmeden dava konusu ürünlerin … ve … no.lu patentlere tecavüz edip etmediğinin tespitinin bu aşamada mümkün olmadığını, müvekkilinin savunma hakkını kullanma imkanının bulunmadığını, bu nedenle ruhsat dosyalarının celbedilmesini, sonrasında inceleme günü verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış patente tecavüz edilmediğinin tespiti talebine ilişkindir.


Dosyada taraflarca bildirilen deliller toplanmış, ruhsat dosyası üzerinde bilirkişilerce inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır.


Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, … tescil nolu “Geçiş metal katalizörü kullanılarak birleştirme yoluyla fenille ikame edilmiş heterosiklik türev üretme prosesi” buluş başlıklı patentin 25/02/2010 tarihinden itibaren 20 yıl süreyli koruma altında olduğu, … tescil nolu “Tiazol karboksilik asit türevinin tek kristal formunu içeren katı preparasyon” buluş başlıklı patentin 27/03/2003 tarihinden itibaren 20 yıl süreyli koruma altında olduğu ve patentlerin sahibinin … şirketine ait olduğu,


Alınan raporda bilirkişiler, “Davacının ruhsata konu olan ürünlerinin, “…” ve “…” isimli ürünler olduğu, söz konusu ürünlerin davalının … ve … sayılı patentlerinde koruma altına alınan bileşimlerden ve proseslerden farklı olduğu ve davalının patentlerinin istemlerine birebir veya eşdeğer tecavüzün söz konusu olmadığı” hususlarında görüşlerini bildirmişlerdir.


6769 sayılı SMK “Patent hakkının kapsamı ve sınırları” başlıklı mülga 551 sayılı KHK’nın 73. Vd Maddelerine paralel olarak düzenlenen MADDE 85- “(1) Patent sahibi, buluşun yeri, teknoloji alanı ve ürünlerin ithal veya yerli üretim olup olmadığı konusunda herhangi bir ayrım yapmaksızın patent hakkından yararlanır. (2) Patent sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:a) Patent konusu ürünün üretilmesi, satılması, kullanılması veya ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulması. b) Patent konusu olan bir usulün kullanılması. c) Kullanılmasının yasak olduğu bilinen veya bilinmesi gereken usul patentinin kullanılmasının başkalarına teklif edilmesi. ç) Patent konusu usul ile doğrudan doğruya elde edilen ürünlerin satılması, kullanılması, ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulması.(3) Aşağıda sayılan fiiller patentin sağladığı hakkın kapsamı dışındadır: a) Sınai veya ticari bir amaç taşımayan ve özel maksatla sınırlı kalan fiiller. b) Patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller. c) İlaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dâhil olmak üzere, patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller. ç) Sadece bir reçetenin oluşturulması için eczanelerde yapılan ilaçların seri üretim olmadan hazırlanarak kullanılması ve bu şekilde hazırlanan ilaçlara ilişkin fiiller. d) Patent konusu buluşun Paris Sözleşmesine taraf devletlerin gemi, uzay aracı, uçak veya kara nakil araçlarının yapımında veya çalıştırılmasında veya bu araçların ihtiyaçlarının karşılanmasında, söz konusu araçların geçici veya tesadüfi olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunması şartıyla kullanılması…..” hükümlerine amirdir.


Yine aynı yasanın mülga KHK 83 maddesine paralel olarak düzenlenmiş olan “Korumanın kapsamı” başlıklı MADDE 89- (1) Patent başvurusu veya patentin sağladığı korumanın kapsamı istemlerle belirlenir. Bununla birlikte istemlerin yorumlanmasında tarifname ve resimler kullanılır.(2) İstemler, kullanılan kelimelerin verdiği anlamla sınırlı olarak yorumlanamaz. Ancak istemler, koruma kapsamının tespitinde, buluşu yapan tarafından düşünülen fakat istemlerde talep edilmeyen, buna karşılık ilgili teknik alanda uzman bir kişi tarafından tarifname ve resimlerin yorumlanması ile ortaya çıkacak özellikleri kapsayacak şekilde genişletilemez. (3) İstemler, başvuru veya patent sahibine hakkı olan korumayı sağlayacak ve üçüncü kişilere de korumanın kapsamı açısından makul bir düzeyde kesinlik ifade edecek şekilde yorumlanır. (4) Patent başvurusunun sağladığı korumanın kapsamı, patentin verilmesine kadar geçen süre için başvurunun yayımlanmış olan istemleri ile belirlenir. Ancak patentin verildiği hâli veya itiraz veya hükümsüzlük işlemleri sonucunda değiştirilmiş hâli, koruma alanının genişletilmemiş olması şartıyla başvurunun sağladığı korumayı geçmişe dönük olarak belirler. (5) Patent başvurusunun veya patentin sağladığı koruma kapsamının belirlenmesinde, tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte istemlerde belirtilmiş unsurlara eşdeğer nitelikte olan unsurlar da dikkate alınır. Bir unsur, esas itibarıyla istemlerde talep edilen unsur ile aynı işlevi görüyor, bu işlevi aynı şekilde gerçekleştiriyor ve aynı sonucu ortaya çıkarıyorsa, genel olarak istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri olarak kabul edilir. (6) İstemlerin kapsamını belirlemek için patentin verilmesi ile ilgili işlemler sırasında veya patentin geçerliliği süresince, koruma kapsamının belirlenmesinde patent başvurusu veya patent sahibinin beyanları dikkate alınır. (7) Patent, buluşla ilgili örnekler içeriyorsa istemler bu örneklerle sınırlı olarak yorumlanamaz. Özellikle ürün veya usulün sahip olduğu ilave özelliklerin patentte açıklanan örneklerde bulunmaması, bu örneklerde bulunan özellikleri kapsamaması veya bu örneklerde belirtilen her amaç veya özelliği gerçekleştirememesi hâllerinde, ürün veya usul istemlerle sağlanan koruma kapsamının dışında tutulmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
SMK ‘nın MADDE 141- “(1) Aşağıdaki fiiller, patent veya faydalı model hakkına tecavüz sayılır: a) Patent veya faydalı model sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek. b) Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak. c) Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu usulü kullanmak veya bu usulün izinsiz olarak kullanıldığını bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak. ç) Patent veya faydalı model hakkını gasp etmek. d) Patent veya faydalı model sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. (2) Patent konusunun, bir ürün veya maddenin elde edilmesine ilişkin bir usul olması hâlinde mahkeme, aynı ürün veya maddeyi elde etme usulünün patent konusu usulden farklı olduğunu ispat etmesini davalıdan isteyebilir. Patent konusu usulle elde edilen ürün veya maddenin yeni olması hâlinde, patent sahibinin izni olmadan üretilen aynı her ürün veya maddenin, patent konusu usulle elde edilmiş olduğu kabul edilir. Aksini iddia eden kişi bunu ispat etmekle yükümlüdür. Bu durumda, davalının üretim ve işletme sırlarının korunmasındaki haklı menfaati göz önünde tutulur. (3) Patent başvurusunun veya faydalı model başvurusunun 97 nci maddeye göre yayımlandığı tarihten itibaren, patent başvurusu veya faydalı model başvurusu sahibi, buluşa vaki tecavüzlerden dolayı dava açmaya yetkilidir. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (4) Mahkeme, 99 uncu maddenin üçüncü veya yedinci fıkrası ile 143 üncü maddenin onuncu veya onikinci fıkrası uyarınca yapılan yayımdan önce, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez.” hükümlerine amirdir.


Yine 6769 sayılı SMK’nın “Tecavüzün mevcut olmadığına ilişkin dava ve şartları” başlıklı MADDE 154- (1) Menfaati olan herkes, Türkiye’de giriştiği veya girişeceği ticari veya sınai faaliyetin ya da bu amaçla yapmış olduğu ciddi ve fiili girişimlerin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil edip etmediği hususunda, hak sahibinden görüşlerini bildirmesini talep edebilir. Bu talebin tebliğinden itibaren bir ay içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın menfaat sahibi tarafından kabul edilmemesi hâlinde, menfaat sahibi, hak sahibine karşı fiillerinin tecavüz teşkil etmediğine karar verilmesi talebiyle dava açabilir. Bildirimin yapılmış olması, açılacak davada dava şartı olarak aranmaz. Bu dava, kendisine karşı tecavüz davası açılmış bir kişi tarafından açılamaz. (2) Birinci fıkra uyarınca açılan dava, sicile kayıtlı tüm hak sahiplerine tebliğ edilir. (3) Birinci fıkra uyarınca açılan dava, hükümsüzlük davasıyla birlikte de açılabilir. ” hükümlerine amirdir.


Patent başvurusu veya patentten doğan korumanın kapsamı istemler ile belirlenir. Patentler, buluşun yeni olduğu iddia edilen ve korunması arzulanan asıl teknik özelliklerinin tanımlandığı bir veya daha fazla sayıda bağımsız (ana) istem içerebilir. Buluşun diğer alt teknik özellikleri ise, bu bağımsız (ana) isteme bağlı olarak yazılan bağımlı istemlerde tanımlanır. Bu nedenle, bağımlı bir istem, bağımlı olduğu ana istemde tanımlanan asıl teknik özelliklerle birlikte, diğer alt teknik özellikleri de içerir. Diğer bir ifadeyle, ana istemdeki tüm teknik unsurları içeren isteme “bağımlı istem” denir. Buluşun asıl teknik özelliklerinin ana istemde tanımlandığı dikkate alınırsa, koruma kapsamı en geniş olarak ana istemde belirlenmekte, buluşun asıl teknik özelliklerine ek olarak diğer alt teknik özellikleri ise bağımlı olan istemde verilmektedir.


Dolayısıyla, patent ile korunan bir hakka tecavüz eyleminin gerçekleşmesi için, ana istemde (veya birden fazla ana istem varsa bu ana istemlerin herhangi birinde) bahsedilen unsurların tamamının, tecavüz ettiği iddiasında bulunulan üründe bulunması gerekmektedir. Zira, bağımsız (ana) isteme tecavüz gerçekleşmeksizin, bu isteme bağımlı olan isteme tecavüzden bahsedilemeyecektir.
Bu nedenle, öncelikle, davacının ürünlerinin ve fiillerinin davalıya ait patent belgelerine muhtemel bir tecavüzünün olup olmadığının değerlendirilmesinde, davacının ürünlerinin ve fiillerinin, davalının patentlerindeki ana istemlerin kapsamına girip girmediğinin değerlendirmesi yapılacaktır. Bu nedenle istemlerin koruma kapsamının belirlenebilmesi istemlere yönelik herhangi bir tecavüzün olup olmadığının anlaşılmasında büyük önem arz etmektedir. Patentin ana isteminde yer alan unsurların tamamının tecavüz iddiasıyla davalık olan üründe bulunmadığının tespit edilmesi halinde kural olarak bu ana isteme bağlı olan diğer bağımlı istemler itibariyle de tecavüzün olmadığı söylenebilecektir.
Dosyaya sunulan bilirkişi heyet raporunda davaya konu “… Sayılı Patent Belgesi” ne ilişkin olarak “Geçiş metal katalizörü kullanılarak birleştirme yoluyla fenille ikame edilmiş heterosiklik türev üretme prosesi” başlıklı buluşu için 26/02/2010 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle geçerli … sayılı patent belgesine sahip olduğu, bu patent belgesinin, Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC- (European Patent Convention)) uyarınca 26/02/2010 tarihinde yapılan … nolu Avrupa Patent başvurusunun … yayın numarası ile yayınlanmasından sonra 27/06/2014 tarihinde Türkiye’ye girerek Türk Patent Enstitüsü Resmi bülteninde 22/01/2018 tarihinde yayınlanmış ve Türk Patenti olarak tescil olunduğu, patente konu buluşta özetle, birkaç aşamada verimli bir şekilde hiperürisemi için bir terapötik ajan olan bir ksantin oksidaz inhibitörü veya bunun bir ara maddesini üretmeye yönelik bir proses korunduğu proses, formül (1) ile temsil edilen bir bileşiğin, bir geçiş metal bileşiği varlığında formül (2) ile temsil edilen bir bileşik ile birleştirme reaksiyonuna tabi tutulması ve böylelikle formül (3) ile temsil edilen bir bileşik elde edilmesini kapsayan yeni bir birleştirme prosesi olduğu, patent belgesinin 76 ncı sayfasından itibaren istemlerin sıralandığı 1 no.lu istem bağımsız proses istemi ve 1 no.lu isteme bağımlı 2-20 no.lu bağımlı istemler de dahil olmak üzere toplam 20 adet istem bulunduğu, davaya konu “… Sayılı Patent Belgesi” ne ilişkin “Tiazol karboksilik asit türevinin tek kristal formunu içeren katı preparasyon” başlıklı buluşu için 28/03/2003 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle geçerli … sayılı patent belgesine sahip olduğu bu patent belgesinin, Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC- (European Patent Convention)) uyarınca 28/03/2003 tarihinde yapılan … no.lu Avrupa Patent başvurusunun … yayın numarası ile yayınlanmasından sonra 02/10/2014 tarihinde Türkiye’ye girerek Türk Patent Enstitüsü Resmi bülteninde 22/12/2014 tarihinde yayınlanmış ve Türk Patenti olarak tescil olduğu, patente konu buluşta özetle korunan buluş, bir tek kristal form olarak 2-(3-siyano-4-isobutiloksifenil)-4- metil-5-tiazol karboksilik asit içeren bir katı preparasyonu ile ilgili olduğu, patent belgesinin 18 inci sayfasından itibaren istemler sıralandığı 1 no.lu istem bağımsız ürün istemi olduğu ve 1 no.lu isteme bağımlı 2-9 no.lu bağımlı istemler ve 10 no.lu bağımsız yöntem istemiyle 10 no.lu isteme bağlı 11-18 no.lu bağlı istemler ve ayrıca 19 no.lu kullanım istemi de hail olmak üzere toplam dahil olmak üzere toplam 19 adet istemin bulunduğu belirtilmiştir.


Davacının Ruhsata Konu Ürününün Davalının Patentine Tecavüz Edip Etmediğinin Değerlendirilmesi
Patente tecavüz, patentle korunan istemlerde yer alan unsurların tümünün birebir kullanılması suretiyle “aynen tecavüz” şeklinde veya patentle korunan istemlerde korunan unsurların tümü veya bir kısmı yerine bunlara eşdeğer unsurların kullanılması suretiyle “eşdeğer yoluyla tecavüz” şeklinde gerçekleşebilir. Tecavüz incelemesinde öncelikle istemlerdeki unsurların birebir kullanılıp kullanılmadığı tespit edilmeli, bu şekilde bir kullanım yok ise istemlerdeki unsurların eşdeğeri sayılabilecek unsurların varlığı araştırılmalıdır.


Sağlık Bakanlığı TİTCK’da davacıya ait “… ve …” isimli ürünlerin ruhsat dosyaları incelenerek, söz konusu ürünlerin davalı tarafın patentlerine tecavüz oluşturup oluşturmadığı bilirkişi heyetince değerlendirilmiş, yapılan karşılaştırmadan ayrıntıları raporda belirtildiği üzere, davacıya ait “…” ve “…” ismili ürünler, davalıya ait … sayılı patentin 1 nolu bağımsız isteminin kapsamına girmediği, dolayısıyla nolu isteme bağımlı 2-20 nolu istemler de bağlı oldukları istemin tüm unsurlarını içerdiğinden bu istemlere de birebir (aynen, kelimesi kelimesine) bir tecavüzün söz konusu olmadığı yine bahse konu ürünlerin davaya konu … sayılı Patentin kapsamına girmediği, eşdeğer bir tecavüzün söz konusu olmadığı tespit olunmuştur.


Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporu kapsamında değerlendirildiğinde; davacıya ait “… ve …” isimli ürünlerin davalıya ait … sayılı patenti ile … sayılı Patentin kapsamına girmediği, eşdeğer bir tecavüzün söz konusu olmadığı anlaşılmakla davacının sübut bulan davasının kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.


HÜKÜM :


Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile; davacıya ait dava konusu “… ve …” isimli ürünlerinin, davalının … ve … sayılı patentlerinde koruma altına alınan bileşimlerden ve proseslerden farklı olduğu ve davalının davalının patent istemlerine birebir veya eşdeğer tecavüzün söz konusu olmadığının TESPİTİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 8,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 4.500,00 TL bilirkişi ücreti, 562,88 TL posta gideri olmak üzere toplam 5.062,88 TL ve 71,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 5.134,68 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/09/2019

Kaynakça ; Yargıtay