“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2006
NUMARASI : 2006/241E-2006/344 K.

Taraflar arasındaki “tasarıma tecavüzün tespiti tasarım tescil belgesinin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesince asıl davanın reddi, karşı davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine dair verilen 29.06.2004 gün ve 750-375 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 24.10.2005 gün ve 12540-10250 sayılı ilamı ile;

Davacının İddia ve Görüşleri

(…Davacı vekili, kuyumcuların satmakta oldukları ürünleri teşhir etmeleri amacı ile müvekkilinin bir tasarım gerçekleştirdiğini, küpe, kolye ve yüzüklerin tek bir yerde birleştirilerek teşhir edilmesini sağlayan tasarımı için 27.07.2000 tarihli endüstriyel tasarım tescil belgesi aldığını, davalının müvekkilinden aldığı aparatları kendi katoloğuna dahi koyup, rağbet gören aparatları taklit edip kendisinin yapmaya başladığını, davalının bu eyleminin müvekkili tasarımına tecavüz teşkil ettiğini, hedef kitlenin aynı olmasının davacıyı mağdur ettiğini, davadan önce alınan tedbir kararının infaz edildiğini ileri sürerek, davalının üretiminin engellenmesine, davalı üretiminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, üretimde kullanılan makine, kalıp ve cihazlara el konulmasına, haksız rekabet nedeni ile 1.000.000.000-lira maddi, 25.000.000.000-lira manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davacının tasarımları ile müvekkilinin tasarımlarının tamamen farklı olduğunu, maddi ve manevi tazminat isteminin dayanağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiş, karşı dava da ise, müvekkilinin tedbir kararının infazından dolayı ticari itibarının sarsılıp ve siparişleri yerine getiremediğini, davacı-karşı davalının ABD’ nde 20 yıldan beri üretilen patentli tasarımları kendi adına yeniymiş gibi tarifnameleri ve şekilleri ile tescil ettirdiğini, oysa bir tasarımın tescil edilebilmesi için yeni ve ayırt edici nitelik taşıması gerektiğini iddia ederek, davacı-karşı davalı adına tescilli tasarım tescil belgesinin yeni olmaması nedeni ile iptalini ve sicilden terkinini, 500.000.000-lira maddi, 10.000.000.000-lira manevi tazminatın tahsilini ve hüküm özetinin ilanını talep etmiştir.


Davacı-karşı davalı vekili, karşı davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının tasarımının daha önce ABD’nde ….şirketi tarafından tescil alınıp kullanıldığı, 554 sayılı KHK.nın 43 ncü maddesi uyarınca davacı–karşı davalının tasarımının yenilik vasfı taşımadığı, davalı- karşı davacının maddi ve manevi tazminat isteminin karar kesinleşmediğinden reddine karar verildiği gerekçeleriyle, asıl davanın reddine, karşı davanın ise kısmen kabulü ile davacı-karşı davalı adına tescilli endüstriyel tasarım tescilinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.


Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-Asıl dava, davalı üretiminin tescilli bulunan davacı-karşı davalının tasarım tescil belgesine haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, karşı dava ise, davacı-karşı davalı adına tescilli tasarım tescil belgesinin yeni olmaması nedeni ile iptali ve sicilden terkini istemine ilişkindir.


Mahkemece, asıl davanın reddine, davacı-karşı davalının tescilli tasarımının yenilik vasfı taşımadığı gerekçesiyle, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.


Bir endüstriyel tasarımın tescil edilebilmesi için, 554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 5 ve 7 nci maddelerinde öngörülen anlamda, o tasarımın yeni (özgün) ve dünyanın herhangi bir yerinde daha önce kamuya sunulmamış olması gerekir.


Somut olaya gelince, karşı davaya konu edilen, davacı-karşı davalı adına tescilli çoklu tasarımların özgün olup olmadığı konusunda mahkemece, içinde tasarım uzmanı olup olmadığı tutanaklardan anlaşılamayan bilirkişi kurulundan rapor alınarak hükme dayanak yapılmış, bilirkişi kurulu raporunda, karşı davaya konu edilen davacı-karşı davalının tasarımına Türkiye’de 27.07.2000 tarihinde tasarım tescil belgesi almasına rağmen, bunların ABD’de 22.07.1997 tarih ve 5,649,625 sayısı, yine 28.09.1999 tarih ve 5,957,274 patent sayısı ile dava dışı J..O… adına kayıtlı olduğu, anılan ülkede tescilli tasarımların ayniyet derecesinde benzerlerinin üretilerek bir kısmının 1998 tarihli, diğer bir kısmının ise tarihsiz olmakla ABD’de yerleşik …firmasınca kataloge edildiği tespiti yapılmış, davacı-karşı davalının tasarımlarının bu nedenle yenilik unsurunu yerine getirmediği sonucuna varılmıştır.


Ancak, davacı- karşı davalı vekilince, yargılama aşamasında dosyaya sunulan, başka bir dava dosyası ile ilgili fakat, davacının aynı tasarımına ilişkin olduğu anlaşılan başka bir bilirkişi kurulu ise, raporlarında, …nın tasarımlarının çok çeşitli, daha orijinal ve estetik görünümde oldukları, davacının tasarımlarının ise daha sade ve primitifdir, şeklindeki tespitlerine yer verilmiş olmasına rağmen, mahkemece, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu dosya içerisine alınan ve aynı konuya ilişkin iki rapor arasındaki çelişkiyi giderir yeni bir rapor alınmadığı gibi, esasen davacı-karşı davacı vekilince hükme dayanak yapılan bilirkişi raporuna karşı itirazları da karşılanmamıştır.


Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, içinde tasarım konusunda uzman bir bilirkişinde bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulundan, her iki rapor arasındaki duraksamayı ve çelişkiyi gideren ve davacı –karşı davalının itirazlarını da karşılayan ek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.


2-Bozma neden ve şekline göre, davacı-karşı davalı (Y..Ö..) vekilinin diğer, davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı Karşı Davalı

HUKUK GENEL KURULU KARARI



Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2007 gün ve 2007/11-154 Esas, 2007/168 Karar sayılı ilamı ile 07.03.2007 gün 2007/11-94 Esas, 2007/113 Karar sayılı ilamlarında aynı hususların benimsenmiş olmasına göre, Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.


S O N U Ç :

Davacı-Karşı Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 12.03.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.

Kaynak ; Yargıtay