ESAS NO : 2017/564
KARAR NO : 2019/410

DAVA : Patente Tecavüz ve Haksız Rekabetin Men’i


DAVA TARİHİ : 06/10/2015
KARAR TARİHİ : 03/12/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/12/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin Türkiye genelinde 274, yurt dışında 34 mağazası ile faaliyet gösterden hazır giyim sektörünün önce kuruluşlarından biri olduğunu, müvekkilinin bu faaliyetlerini yürütürken kullanacağı renk ve şekil değiştiren baskılara ilişkin olarak ….. başvuru numarasıyla TPE nezdinde patent başvurusunda bulunduğunu, müvekkili şirketin patent başvurusunu yapıp söz konusu ürünleri piyasaya sürdükten sonra, davalının işbu patent başvurusuna konu baskı tekniğini kullanarak birtakım ürünler ürettiğini ve bunları piyasaya sunduğunu, davalının piyasaya sunduğu ürünlerin müvekkilinin patent başvurusuna konu teknik kulanılarak üretilmekte olduğunu ve bu durumun müvekkilinin patent haklarını tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasını, patentten doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet suretiyle üretilen veya ithal edilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara ve patente bağlı bir usulün kullanımı sağlayan araçlara el konulmasını ve imhasını ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının patent sahibi olmadığını, patent başvurusunda bulunan bir kişi olduğunu, bu nedenle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, müvekkiline tespit dosyasından keşif için gelindiğinde, davacının böyle bir patent başvurusunda olduğundan haberdar olduğunu ve hayretler içinde kaldığını, söz konusu ürünlerin 20 yıldır piyasada var olan ürünler olduğunu, 20 yıldır sektörde uygulanan güneş ışığı altında renk ve şekil değiştiren baskı yönteminin yenilik unsuru taşıyamayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkememizden verilen 23/05/2017 tarih, ….. Esas ve …… Karar sayılı karar ile, “Davaya konu patente yönelik davalının kullanımına ilişkin tarih dikkate alındığında davalıya bir ihtar yapılmamış ve patentin başvuru yayın tarihi 21.07.2016 tarihi olup patentin durumu dikkate alındığnıda davacının dava açma hakkı olmayıp haksız rekabet açısından söz konusu ürünün daha önceden patent başvurusundan önce piyasada olduğu anlaşıldığından yerinde olmayan tüm talepler yönünden davacı tarafın davasının reddine” dair karar, davacı vekilinin istinaf talebi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi’nin 30/10/2017 tarih, ….. Esas ve …. Karar sayılı ilamı ile, “Dava konusu patent başvurusu henüz tescil aşamasında olduğu gibi, rüçhan talebi de bulunmadığından davalının 77. Maddeye dayanması mümkün değildir. Davacı delil tespiti yaptırdıktan sonra 12 Ağustos 2015 tarihli ihtarnameyi çekerek davalıyı patent başvurusundan haberdar etmiştir. Bu ihtarname ve delil tespiti ile davalı patent başvurusuna vakıf olduğundan bu tarihten sonraki kullanımlar koşulları varsa patent hakkına tecavüz oluşturacağından, bu tarihten sonra kullanımın devam edip etmediği araştırılmadığı gibi patent haklarına tecavüzün bulunup bulunmadığı patent belgesinin tesciline bağlıdır. 551 Sayılı KHK’nun 136/3 maddesi gereğince tescilin sonuçlanması beklenmeden tecavüz davası hakkında karar verilmesi mümkün olmadığından belirtilen kullanım durumu araştırılıp, patent başvurusunun akıbeti de beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden mahkeme kararının kaldırılmasına” karar verilerek dosya iade olunmakla, Mahkememizce bu doğrultuda yeniden yargılama yapılmıştır.


Türk Patent Kurumuna yazılan yazıya verilen 17/09/2019 tarihli cevapta, dava konusu …. sayılı patent başvurusunun birinci incelemesinin olumsuz sonuçlandığı, ikinci inceleme talebinin süresi içerisinde yapılmadığı, üçüncü inceleme talebi için gerekli evrakların süresi içerisinde kuruma sunulmadığı ve patent başvurusunun reddedildiği bildirilmiştir. Buna göre, davacı adına geçerli ve tescilli bir patent bulunmadığı, dolayısıyla patente tecavüz veya haksız rekabetten bahsedilemeyeceği anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile, 16,70 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 11,00 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,

Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.03/12/2019

Kaynak ; Yargıtay