“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ


DAVA :

 

Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.


Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:


Y A R G I T A Y K A R A R I


Davacı işçi, 02.03.2000-22.09.2008 tarihleri arası davalı işyerinde 5953 Sayılı Basın İş Kanunu’na tabi olarak çalıştığı, alacakların anılan yasal hükmüne göre ödenmesi gerektiğini, ancak hizmet akdi fesih edilirken tazminatları ile izin ücretinin 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri dikkate alındığı için eksik ödendiği belirtilerek kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti alacak farklarını talep etmiştir.


Davalı işveren, davacının 02.03.2000-22.09.2008 tarihleri arası davalı işyerinde 4857 sayılı Yasa hükümlerine tabi olarak çalıştığını, hizmet akdi fesih edilirken yasal hükümlerine göre tüm alacaklarının ödendiğini belirtilerek davanın reddini talep etmiştir.


Mahkemece, davalı şirketin gazetecilik faaliyetinde bulunmadığı, cep telefonu GSM şirketi olduğu, bu kapsamda müşterilerine SMS haberlerle kısa bilgilendirme yaptığı, davacının da bu alanda çalıştığı,…com isimli haber sitesinin de bulunduğunu ve bu sitenin de davalı şirkete ait olduğunu, bu sitenin salt haber sitesi olmadığı, adı gibi merak edilen her şeyin ulaşılabileceği parolasıyla hareket eden bir portal olduğunu, bu portalda alt bir kısım olarak haber birimi yer aldığını, davalı şirketin bu anlamda basın faaliyetinde bulunmadığı, müşteri çekmek amacıyla değişik hizmetler kapsamında verdiği günlük olayların bildirildiği gerekçesiyle davacının gazeteci niteliğine sahip olmadığı kanaatine varılarak dava reddedilmiştir.


Kararı yasal süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.


Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun kapsamında gazeteci olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.


Basın çalışanlarıyla ilgili 5953 sayılı Yasanın 1 inci maddesinde, “Bu Kanun hükümleri Türkiye’de yayınlanan gazete ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışan ve İş Kanunundaki işçi tarifi şümulü haricinde kalan kimselerle bunların işverenleri hakkında uygulanır. Bu Kanunun şümulüne giren fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlara gazeteci denir” şeklinde kurala yer verilerek

Kanunun kapsamı ve gazeteci tanımı ortaya konulmuştur. Buna göre Kanunun kapsamında kalan işyerleri Türkiye’de yayınlanan gazete ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajansları olarak sıralanabilir. Kanunda bahsi geçen “gazete” ve “mevkute” gibi kavramların nesne anlamında olmadığı günlük gazete ya da daha uzun dönemsel yayınların basıldığı yer olan işletmenin anlaşılması gerektiği açıktır. Bununla birlikte gazete ve dönemsel yayının Türkiye’de yayınlanması bir başka zorunluluktur. Bahsi geçen dört tür işyerinde fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlar, Kanunda gazeteci olarak adlandırılmıştır.


Fikir ve sanat işinde çalışma ölçütü, gazetecilik mesleğinin yerine getirilmesine dair ve doğrudan doğruya söz konusu alanlarda çalışmayı ifade eder. Buna göre, yazar, muhabir, redaktör, düzeltmen, çevirmen, fotoğrafçı, kameraman, ressam, karikatürist gibi çalışanlar gazetecilik mesleği ile doğrudan doğruya ilgili olup, gazeteci olarak değerlendirilmelidir. Ancak aynı tür işyerlerinde teknik sorumlu, şoför, sekreter, muhasebe elemanı, satış ve pazarlama gibi işlerde çalışanlar gazeteci olarak değerlendirilemezler.


Günlük veya çok kısa aralıklarla yayınlanan, günlük haber ileten, nispeten büyük boyutta basılı eser olarak tanımlanabilen gazetenin umuma hitap etmesi ve devamlılık göstermesi gerekir. Gazetenin yayınlanması bir başka anlatımla basılıp çoğaltılması gerekirse de, günümüzde teknoloji ve iletişimin geldiği nokta itibarıyla, gazetenin nesne olarak basımı ve dağıtımı bir zorunluluk değildir. Gazetenin elektronik ortamda, umuma açık olarak yayınlanması ve okuyucunun yararlanmasına sunulması da mümkündür. Dairemizce elektronik gazetelerin yayın koordinatörlüğünü yapan çalışanın, 5953 sayılı Yasa kapsamında gazeteci olduğu kabul edilmiştir (Yargıtay 9. HD. 17.4.2007 gün 2006/33909 E, 2007/11104 K.).


Öte yandan 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 38 inci maddesinde, özel radyo ve televizyonların haberle ilgili birimlerinde çalışanların da 5953 sayılı Kanunun kapsamında olduğunu açıklanmıştır. Özel radyo ve televizyonların haberle ilgili birimlerinde çalışanlar yönünden fikir ve sanat işi yapma koşulu söz konusu değildir. Ancak haberle ilgili birimde çalışma kavramı, haberin oluşumuna doğrudan katkı sağlama olarak değerlendirilmelidir. Buna göre haber müdürü, muhabir, foto muhabiri, spiker, haber kameramanı gibi çalışanlar gazeteci olarak değerlendirilmelidir. Bununla birlikte, uplink görevlisi, şoför, diğer teknik ve idari personelin, haberin oluşumuna doğrudan katkıları olmadığından gazeteci kavramına dahil değildirler.


5953 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde, “Devlet, vilayet ve belediyeler ve İktisadi Devlet Teşekkül ve müesseseleriyle sermayesinin yarısından fazlası bu teşekküllere ait şirketlerde istihdam edilen memur ve hizmetliler hakkında bu Kanun hükümleri”nin uygulanmayacağı hükme bağlanarak, gazeteci kavramı ile bağımsızlık ve tarafsızlık unsuru arasında bir bağ kurulmuştur.


Somut olayda, davalı işverenin GSM operatörü olduğu tartışmasızdır. Ancak davalı şirket Türk Patent Enstitüsü nezdinde marka kayıtlarını, elektronik gazete yayımı ve haber ajansı hizmetleri alanında da tescil ettirmiştir. Özellikle davalının sahibi olduğu ve davacı işçinin çalıştığı…com adlı internet sitesinin marka kaydının “haber ajansı hizmetleri, haber ajansı hizmetleri( toplanan bilginin dağıtılması)” gibi bilgileri içerdiği de görülmektedir.


Dosya içeriğine göre davalının bir dönem sahibi olduğu…com adlı internet sitesi haber yayını yapmıştır. Sözü edilen internet sitesinin başlığında “haber, siyaset, ekonomi, eğlence, magazin portalı” olduğu yazılıdır. Dosya içinde yer alan siteyle ilgili görüntü kayıtlarında da ağırlıklı olarak haber bilgilerinin yer aldığı görülmektedir. Yayınlanan haberlerin bir bölümü de abonelere aktarılmıştır. Bu yönüyle sözü edilen yayın hizmetleri gazetecilik faaliyeti olarak değerlendirilmelidir.


Davacının iş sözleşmesinin feshedildiği yazıda da şirketin iştigal konusu dışında kalan ve halen çalışmakta olduğu netbul bölümü kapatıldığı için fesih yoluna gidildiği açıklanmıştır.
Dosya içinde yer alan yıllık izin belgeleri ile diğer belgelerde davacının unvanı internet ve içerik müdürü ya da direktörü olarak geçmektedir. İbranamede ise netbul kıdemli müdürü unvanı yazılıdır. Davacı işçi sözü edilen yazıyı Basın İş Kanunu’ndan doğan haklarını saklı tutarak imzalamıştır.


Davalı tanıkları, …com adlı sitenin elektronik gazete olduğunu ve tüm internet kullanıcılarına açık olduğunu belirtmişlerdir. Yine davalı tanıkları beyanlarına göre davacının ajanslardan gelen haberleri seçerek internette yayınladığını ve haberlerin bir kısmının abonelere kısa mesaj olarak aktarıldığını ifade etmişlerdir.


Davalının…com adlı site üzerinden faaliyeti internet gazeteciliği niteliğindedir. Davacının internet gazetesinde internet ve içerik direktörü olarak çalıştığı, internet gazetesinde yazılarının olduğu, kısa haber bilgilerinin SMS, WAP ve GPRS yoluyla ücret karşılığında abonelere aktarılması görevini de yerine getirdiği anlaşılmakla, çalışmaları, 5953 sayılı Basın İş Kanunu’nu kapsamında değerlendirilmelidir. Mahkemece davaya konu istekler bakımından hesap raporu aldırılarak bir karar verilmelidir.


Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak ; Yargıtay