“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/10/2013 tarih ve 2013/14-2013/194 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri

Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin EP1740435/27.04.2004 sayılı Avrupa Patentinin sahibi olduğunu, patentin verildiğine ilişkin ilanın EPO tarafından 23.04.2008 tarihinde 2008/17 sayılı Avrupa Patent Bülteninde yapıldığını, söz konusu ilandan önce patentin 5. yıl ücretinin 07.03.2008 tarihinde Avrupa Patent Ofisine ödendiğini, ilandan itibaren 3 ay içerisinde Avrupa Patent Fasikülünün Türkçe çevirisinin 23.07.2008 tarihinde TPMK’ye sunulduğunu, 2008 yılı yenileme ücreti EPO’ya ödendiğinden 2008 yılı için ayrıca Davalı TPMK’ye ödeme yapılmadığını, TPMK’nin 04.09.2008 tarihli yazı ile başvuruyu 2008/5454 sayı ile patent siciline kayıt ettiğini ve herhangi bir eksiklikten söz etmediğini, patentin 21.08.2008 gün ve 2008/8 sayılı Resmi Patent Bülteninde ilan olunduğunu, patent sertifikasının da 20.03.2009 tarihli yazı ile müvekkiline gönderildiğini, daha sonra 22.04.2009 tarihinde 6. yıl ve 19.04.2010 tarihinde de 7. yıl ücretlerinin davalı TPMK’ye ödendiğini, TPMK’nin 21.09.2010 günlü ve 327474 sayılı yazısı ile 2008 yılı ücretinin vade tarihinde ve vadeyi takip eden 6 aylık ek süre içerisinde ödenmediği gerekçesiyle patent hakkının sona erdiğine ilişkin müvekkiline bildirimde bulunduğunu, müvekkilinin 04.11.2010 günlü itirazıyla gerekli yukarıda belirtilen açıklamaları TPMK’ye gönderdiğini, ancak Patent Daire Başkanlığı’nın kararını değiştirmeyeceği yönünde cevap verdiğini, bunun üzerine 08.02.2011 tarihinde YİDK nezdinde itirazda bulunduklarını fakat TPMK YİDK’nın 2012/P-29 sayılı kararıyla müvekkili itirazının reddine karar verdiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 2008 yılı ücretinin EPO’ya 07.03.2008 tarihinde ödendiğini, taksit
ödeme tarihinin yayının yapılacağı Avrupa Patent Bülteninden önce ise ödemenin EPO’ya sonra ise ulusal merciye yapılmasının gerektiğini, müvekkilinin ödemesinin geçerli olduğunu, EPO’nun müvekkiline patentin tescil edileceğini ve yayınlanacağına ilişkin bildirimi 28.03.2008 tarihli yazıyla yaptığını, bu yazıda ücretin ulusal merciye ödenmesine ilişkin bir açıklamanın olmadığını, ödedikleri ücretin iadesine ilişkin bir bildirim bulunmadığını, TPMK’nin 551 sayılı KHK’nın 171/2. maddesi gereğince eksik olduğunu düşündüğü ödemenin yapılması konusunda müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunmadığını, 6 ve 7. yıl ücretlerini iyi niyet ile ödediğini, 5. yıl ücretini itirazlarının reddinden sonra %50 fazlasıyla ödediğini, 551 sayılı KHK’nın uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 48. maddesinin aynı yönetmeliğin 47. maddesine ve KHK’ya ve Anayasa’ya aykırı olduğunu, anılan hükümlerin müvekkilinin haklarının kaybolmasına yol açacak şekilde yorumlanmaması gerektiğini, davalı TPMK’nin kararının Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine aykırı olduğunu, hakların yeniden tesisi gerektiğini ifade ederek TPMK YİDK’nın 2012/P-29 sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri

Davalı TPMK vekili asıl davada, EPO’nun davacının patentinin tescil edileceğini ve bunun yayınlanacağı Avrupa Patent Bülteninin tarih ve sayısını 28.03.2008 tarihinde davacıya bildirdiğini, anılan EPO patentinin 23.04.2008 tarihinde Avrupa Patent Bülteninde ilan olunduğunu, Avrupa Patent Sözleşmesinin 86. maddesi gereğince patentin yayınlanmasından sonraki yıllık ücretlerin seçilen yerel ofislere yatırılmasının gerektiğini, bu nedenle 27.04.2008- 27.04.2009 tarihleri arasında kalan 5. yıl ücretinin TPMK’ye ödenmesi gerektiğini, ödeme için TPMK’nin herhangi bir bildirim yapma zorunluluğunun olmadığını, bildirim yapmaya ilişkin 551 sayılı KHK’nın 172. maddesinin patentin verilmesi ile ilgili işlemler sırasında gerekli olan ücretler için uygulanabileceğini, oysa davacının ödemediği ücretin bu tür değil patent ücreti olduğunu, sonraki yıllarda ücret alınmasının davacıya herhangi bir kazanılmış hak sağlamayacağını, 551 sayılı KHK’nın 173. maddesi uyarınca vade tarihinde veya vadeye ekli altı ay içinde geçikmeli ödeme yapılmadığı taktirde patent hakkının ücretin son ödeme tarihi itibariyle sona ereceğini, buna karşın davacının 5. yıl ücretini doğrudan EPO’ya ödediğini, bu ödemenin EPO tarafından kendisine 17.12.2008 tarihinde iade edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davacı vekili birleşen davada, asıl dava dosyasına konu olan vakıa ve işlemleri anlatarak 20.05.2011 tarihinde 2008/5454 sayılı patentin ücretinin ödenmesi ile ilgili mücbir sebep başvurusunda bulunduklarını, ancak patent dairesinin 25.01.2013 günlü yazısı ile mücbir sebep istemini reddettiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ifade ederek Patent Dairesi kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı TPMK vekili birleşen davada, Patent Dairesi kararına karşı zorunlu olan başvuru yollarını tüketmeksizin doğrudan dava açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı

Mahkemece asıl davada, davacının EP 1740435/27.04.2004 tarih/sayılı Avrupa Patenti başvurusunun 23.04.2008 gün ve 2008/17 sayılı Avrupa Patent Bülteni’nde ilân olunduktan sonra, yasal süre içerisinde TPMK’ye başvuru yapılarak Türkiye’de tescilinin sağlandığı, patent başvurusu sahibi olan davacının patent başvurusu ile ilgili EPO’ya yapacağı ücret ödemesinin 27.04.2008 tarihi itibariyle son bulduğu, KHK ve ilgili Yönetmelik hükümlerine göre vadesi 27.04.2008 tarihinde son bulacak olan 27.04.2008-27.04.2009 tarihleri arasındaki 5. yıl patent ücretinin ödeme merciinin yerel tescil kurumu olan TPMK olduğu, davacının bu süre içerisinde TPMK’ye bir ödeme yapmayıp, 5. yıl yıllık ücretini 07.03.2008 tarihinde EPO’ya ödediğini, davacının ödeme süresinin dolmasından sonra yıllık patent ücreti alma konusunda yetkisiz kurum olan- EPO’ya yaptığı ödemenin 17.12.2008 tarihinde EPO tarafından kendisine iade edilmesine rağmen TPMK’ye bir başvuru yapmadığı, patentin yıllık ücretinin ödenmemesi sonucu sona ermesinin kendiliğinden doğan bir sonuç olduğu, TPMK’nin bu sonucu sadece tespit ederek davacıya bildirildiği, TPMK’nin anılan patentle ilgili 6 ve 7.yıl ücretlerini tahsil etmesinin patentin sona ermesi hukuki sonucunu ortadan kaldıracak nitelikte bir işlem olmadığı, ancak mücbir sebep başvurusu sonucu TPMK tarafından tesis edilebilecek böyle bir kararın üstü örtülü olarak verilemeyeceği, birleşen davada Patent Dairesi’nin gerçekleştirdiği yargılama konusu ret kararının kesin olmadığı, red kararına karşı öncelikle YİDK nezdinde itirazda bulunulması gerektiği, bu itiraz da reddedilirse YİDK kararı aleyhine dava açması gerektiği gerekçeleriyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 64,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Yargıtay