“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/02/2015 gün ve 2014/363 – 2015/47 sayılı kararı onayan Daire’nin 20/09/2018 gün ve 2016/14347 – 2018/5540 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davacının tanınmışlık vasfı taşıyan ve Avantaj + Kelime biçiminde oluşturulmuş seri markaların sahibi olduğunu, anılan markaların uzun süredir kullanıldığını, davalı şirketin, davacının tanınmış markaları ile iltibasa neden olabilecek şekilde “GENÇ AVANTAJ MAKSİ” ibareli marka için tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurusunun ilânını müteakiben kötüniyet, iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayalı olarak başvuruya itirazda bulunduklarını ancak itirazlarının öncelikle Markalar Dairesi ve nihaî olarak da YİDK tarafından işaret ve markaların benzer olmaması gerekçesiyle reddedildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu zira markaların ortalama tüketici tarafından ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptaline ve davalı adına tescil olunan markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı TPMK vekili, davalı başvurusu ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığını, hal böyleyken karıştırılma ihtimallerinden de söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.


Davalı şirket vekili, davacıya ait markaların tanınmış ve seri markalardan olmadığını zira dosyaya buna ilişkin olarak sunulmuş bir delil bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından tescili talep edilen “GENÇ AVANTAJ MAXI” ibaresinin davacının iddialarının aksine, davacıya ait markalardan farklı olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, haksız yarar sağlanacağı ve markanın itibarına zarar vereceği savlarının da dayanaksız olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.


Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 38,50 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 477,45 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 11/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak; Yargıtay