“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/09/2017 tarih ve 2015/217-2017/206 sayılı kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 03.11.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 25.12.2012 tarihinde Franchising Ana Sözleşmesi, Franchise Protokolü ve ek-1 adı altında sözleşmeler imzalandığını, sözleşmelerin imzalanması öncesinde müvekkilinin dünya çapında tanınan LAVAZZA-İtalya firmasının franchise alanı olacağı konusunda yanıltıcı bilgi, beyan ve belgelerle ikna edildiğini, buna karşın davalı firmanın LAVAZZA-İtalya adına franchise verme yetkisinin bulunmadığını, davalı şirketin kendi markası olan Best Coffee markasını yaygın hale getirme amacıyla bu yönde davranışlar sergilediğini, davalının LAVAZZA-İtalya’nın sadece kahve ürünleri distribütörü olduğunu, müvekkiline imzalatılan sözleşmenin tek taraflı hazırlandığını, içeriğinde müvekkili aleyhine pek çok haksız hükmün bulunduğunu, müvekkiline sözleşmenin bir nüshasının bile verilmediğini ileri sürerek sözleşme sırasında hileli davranışlar nedeniyle müvekkilinin hataya düşürülmesi, sözleşmenin muvazaalı oluşu ve kanuna aykırı genel işlem koşulları barındırması ve tek taraflı olarak hazırlanıp müvekkiline dayatılması nedeniyle taraflar arasında imzalanan 25.12.2012 tarihli sözleşme, protokol ve eklerinin sözleşme tarihi itibariyle hükümsüzlüğüne, sözleşme uyarınca müvekkiline ait taşınmaza konan ipoteğin kaldırılmasına, sözleşme uyarınca müvekkilince davalıya devredilen taşınmazın iadesine, aksi halde bedeli olan 350.000,00 TL’nin devir tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davanın marka kullanım hakkı, markanın tüketilmesi ve kullandırılmasına ilişkin ihtilaf içermesi nedeniyle davaya bakma hususunda Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkilinin LAVAZZA markalı kahvenin Türkiye’de tek satıcılığını yaptığını, 2009 yılından beri Best Coffee Shop konsepti ile LAVAZZA markalı ürünler başta olmak üzere kafe zinciri oluşturduğunu, franchise sözleşmeleri ile 40’ı aşkın kafenin bu zincire dahil edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmelerde açıkça LAVAZZA ürünleri kullanarak Best Coffee Shop dükkanı işletmek üzere franchise alındığının belirtildiğini, davacının tacir sayılacağını, aldatılma ve sair iddialarının yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalının Best Sistemi adı altında bir sistem oluşturarak davacı yanla franchising sözleşmesi yaptığı, davacının tacir olması nedeni ile basiretli bir iş adamı şeklinde davranışta bulunması gerektiği ve serbest iradesi ile tüm riskleri gözönüne alarak yatırım yaptığı ve yalnızca LAVAZZA kahve ürünlerinin pazarlanılması nedeni ile aldatıldığı yönündeki iddiasının yerinde olmadığı ve davalı yanın da buna ilişkin hile ile davacı yanı aldattığı hususunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 54,40 TL temyiz ilam harcı ile 267,80 TL temyiz başvuru harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 05.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak; Yargıtay