“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … . Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14.07.2016 tarih ve 2015/47-2016/192 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin sağlık, temizlik, kozmetik ve gıda güvenliği gibi konularda dünya çapında lider bir şirket olduğunu, müvekkilinin “…”, “…”, “…” ve “…” markalarının sahibi olduğunu, davalı adına … nezdinde 2013/68037 sayılı “…”, 2013/68146 sayılı “…”, 2013/68021 sayılı “…”, 2013/68043 sayılı “…” markalarının müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğu markaları üzerindeki haklarını ihlal ettiğini, kötü niyetle ve müvekkilinin markalarından haksız menfaat sağlamak amacı taşıdığını, dava konusu markaların 556 sayılı KHK m. 7/1-i, 8/3 ve m. 42 hükümleri gereğince hükümsüzlüklerine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davaya konu markaların 06.08.2013 tarihli başvurusundan önce Türkiye’de hak sahibi olduğunu ileri sürerek, 2013/68037 sayılı “…” markasının başvuru tarihinden itibaren geriye yönelik olarak hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının davasını dayandırdığı m. 7/1-i düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna karar verildiğini, tescilli hakkı bulunan müvekkilinin hukuki koruma görmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 556 sayılı KHK m. 7/1-i hükmünün Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği, iptal kararının 02.06.2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmış olması karşısında m. 7/1-i hükmünün somut uyuşmazlığa uygulanma imkânının bulunmadığı, hükmün dava açıldığı tarihte yürürlükte olması nedeniyle irdelenmesi durumunda ise düzenlemede yer alan tanınmış marka kriterinin davacının davaya mesnet yaptığı “…” ibareli markası açısından ispat edilemediği, davacının dava konusu davalı markasının başvuru tarihi olan 06.08.2013 tarihinden önce markası üzerinde dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar emtiası için 556 sayılı KHK m. 8/3 anlamında öncelikli hak sahibi olduğu, davalının davacının markalarının Türkiye’deki tescillerini engelleme gayesiyle aynı gün içinde yaptığı ayırt edilemeyecek kadar benzer markalar arasında yer alan dava konusu marka başvurusu açısından kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.


Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 01.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 Kaynak-Yargıtay