“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada … . Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2016 tarih ve 2015/…-2016/… sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İÇİNDEKİLER
Davacının İddia ve Görüşleri
Davacı vekili, davalı adına … nezdindeki 2013/… sayılı “…” markasının müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğu markası üzerindeki haklarını ihlal ettiğini, kötü niyetli olduğunu ve müvekkilinin markasından haksız menfaat sağlamak amacı taşıdığını, dava konusu markanın 556 sayılı KHK m. 8/3 ve m. 42 hükümleri gereğince hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, dava konusu markanın müvekkilinin markası ile birebir aynı olduğunu, aynı zamanda müvekkilinin markasının tescilli olduğu ve uzun yıllardır kullandığı ürünleri içeren 5. sınıftaki mallar için tescil edildiğini, dava konusu markanın 556 sayılı KHK’nın 7/1-i maddesi gereğince de hükümsüz kılınması gerektiğini ileri sürerek 2013/68146 sayılı “İNCİDİN” markasının başvuru tarihinden itibaren geriye yönelik olarak hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının İddia ve Görüşleri
Davalı vekili, dava şartı olan ihtarname tebliğ edilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının davasını dayandırdığı m. 7/1-i düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna karar verildiğini, davacı tarafın dayanak yaptığı hukuki düzenlemenin ortadan kalktığını, tescilli hakkı bulunan müvekkilinin hukuki koruma görmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Yerel Mahkeme Kararı
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 556 sayılı KHK m. 7/1-i hükmünün Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği, hükmün dava açıldığı tarihte yürürlükte olması nedeniyle irdelenmesi durumunda düzenlemede yer alan “tanınmış marka” kriterinin davacının davaya mesnet yaptığı “…” ibareli markası açısından ispat edilemediği, davacının dava konusu davalı markasının başvuru tarihi olan 06.08.2013 tarihinden önce “incidin” markası üzerinde dezenfektanlar, antiseptikler, tıbbi amaçlı deterjanlar malları için 556 sayılı KHK m. 8/3 anlamında öncelikli hak sahibi olduğu, davalının davacının markalarının Türkiye’deki tescillerini engelleme gayesiyle aynı gün içinde yaptığı ayırt edilemeyecek kadar benzer olan dava
konusu 2013/68146 tescil numaralı “…” marka başvurusu açısından kötü niyetli olduğu ve markanın tümden hükümsüzlüğü gerektiği, dava konusu markanın tescil tarihinin 08.08.2014 olması karşısında gerek öncelikli hak sahipliği gerek kötü niyet iddiasına dayalı hükümsüzlük talepleri açısından hak düşürücü sürelerin dolmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay Kararı
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak-Yargıtay