“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … . Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2016 tarih ve 2014/551-2016/187 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalılar adına tescil edilmiş olan 4 adet alan adının, müvekkili adına 2011/40932 sayılı “… ” ibaresi ile tescilli markasına ihlal teşkil eden markasal kullanımlarının bulunduğunu, …, ….tr, ….tr ve … alan adlarının kim/kimler adına kayıtlı olduklarının ve web sitelerinde davalının “…” asıl unsurlu markasına ihlal teşkil eden kullanımların delil tespiti bilirkişi raporuyla çıktıları alınarak tespitini talep ettiklerini, davalılardan …-… isimli şahıs firmasının 24.05.2013 tarihinde … Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde … tescil numarası ile “Mimarlık ve Mühendislik faaliyetleri ve danışmanlık” hizmet grubu için kayıtlı olduğunu, davalı …-… isimli şahıs firmasının 24.05.2013 tarihinde … Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde 869862 tescil numarası ile “Mimarlık ve Mühendislik faaliyetleri ve danışmanlık” hizmet grubu için kayıtlı olduğunu, davalı … Mimari Tasarım Proje Uygulama İnşaat Ltd. Şti.’nin ise … Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde … tescil numarası ile 15.10.2014 tarihinde tescil edilmiş olup, üç alan adının da IP numarasının ortak olduğunu, üç alan adının davalı şirkete ait olduğu içeriğinde belirtilen adrese yönlendirilmiş olup adres olarak
şahıs şirketlerinin de kullandığı ortak adresin kullanıldığını, müvekkilinin 23.09.2011 tarihinden itibaren kayıtlı ve faal olduğunu, müvekkilinin faaliyet konularının mimarlık ve mühendislik hizmetleri olup işbu hizmetlerle ilintili çeşitli hususların da faaliyet konusu içinde olduğunu, müvekkilinin kuruluşundan önce 31.07.2011 tarihinde … ve www…. alan adlarını aldığını, davacının 2011 40932 sayılı markasının yanında 2014/94766 sayılı “…” ibareli başvurusunun da bulunduğunu, davalıların ticaret unvanları ve alan adları ile bağlı web sitelerinin davacı markası ile 556 sayılı KHK m.7/1 (b) ve 8/1(b) uyarınca iltibas, karışıklık, ihlal yarattığını, davalılara ait alan adları ile alan adlarına bağlı web sitesinin de davacının marka hakkını ihlal ettiğini belirterek, davalıların ticaret unvanlarındaki “…” ibaresinin silinmesini, davalılara ait ve kendileri tarafından kullanılan web sitesi içeriğinde davacının marka hakkının ihlal edildiğinin tespiti ile ihlalin durdurulmasını, web sitesinde davacının marka hakkını ihlal eden … ibaresinin kullanıldığı her türlü içeriğin siteden çıkartılmasını, içeriğin çıkartılarak marka hakkının ihlalinin önlenemeyeceği anlaşılır ise web sitesinin kapatılmasını, tüm davalılardan davacının marka hakkının ihlaline ilişkin eylemleri nedeniyle müşterek ve müteselsil olarak 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalılar vekili, “… ” ibaresinin müvekkilleri tarafından fiili kullanımlarının ilk olarak 18.01.2011 tarihinde kartvizit siparişi ile başladığını, bu kullanımın 19.06.2011, 20.06.2011 tarihlerinde alan adı tescil ve e-posta kullanım işlemleri gibi işlemlerle devam ettiğini “…” ibaresi üzerindeki gerçek hak sahibinin müvekkilleri olduğunu, gerçek hak sahibinin davacı tarafından da bilinmesine rağmen davanın kötü niyetle haksız olarak açıldığını, davalılar … ve … ’ın “… ” ibareli marka başvurularının bulunduğu, müvekkillerinin “… ” markası ile sektörde oldukça tanınan ve bilinen bir marka haline geldiğini, davacının “… ” markasını davalıların kullanımından çok sonra devraldığını, davacının markasını oluştururken davalıların markasından haberdar olmasına rağmen, davalıların tanınırlığından yarar sağlama amaçlı ve kötü niyetli hareket ettiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, davalının ”… ” marka başvurusunun itiraz aşamasını geçirdiği ve tescil aşamasında olduğu, bu marka ile … . Com alan adının davalılar tarafından kullanımının, davacının tescilli yada tescilsiz marka haklarına tecavüz teşkil etmediği, davalının “…mimarlık.com”, “…mimarlik.com.tr” ve “…mimarlık.com.tr” alan adlarının, davacının “…mimarlik.com” alan adı ve davacının … şeklindeki fiili kullanımıyla hemen hemen aynı olduğu, davalıların alan adlarının ve fiili kullanımlarının daha sonra olduğu, bu alan adları ile davacının ilişkilendirilebileceği, davalıların bu alan adlarını benzer hizmetlerde kullanmasının 556 s. KHK. 8/1-b ve 9. madde hükümleri gereğince, davalı alan adlarının erişiminin engellenmesine, 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.


Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalıların tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.


2- Ancak, dava dilekçesinde davalıların ticaret unvanlarındaki “…” sözcüğününde sicilden terkinine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece bu talep hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın ve karar gerekçesinde de sebebleri açıklanmadan fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilerek, söz konusu terkin talebinin de reddini kapsayacak şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden kararın bu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1)nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 512,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, 04/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 Kaynak-Yargıtay