“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/02/2015 gün ve 2014/17 – 2015/24 sayılı kararı onayan Daire’nin 02/03/2016 gün ve 2015/7503 – 2016/2278 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
İÇİNDEKİLER
Davacının İddia ve Görüşleri
Davacı vekili, ”…” markasının müvekkili şirkete ait tescilli marka olduğunu, bu markalı ürünlerin reklam ve tanıtımının sadece bayiiler tarafından yapılabildiğini, davalı ile müvekkili arasında akdedilmiş bir bayilik sözleşmesi olmamasına rağmen davalı şirketin, mağazasının dış cephe vitrinine markayı içeren tabelalar astığını, şehiriçi yolcu otobüsleri içindeki reklam tanıtım yazılarında bu marka ve logoyu aynen kullandığını, ayrıca mağaza satış fişlerinde ve ticaret unvanında, işyerinde baskın unsur olarak ”…” ibaresini kullandığını, bu şekilde bayii imajı verdiğini, haksız rekabet yarattığını ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, davalının ticaret unvanından ”…” ibaresinin kaldırılmasını, 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, hükmün ilanını talep etmiş; maddi tazminat talebini ıslahen 10.000 TL’ye yükseltmiştir.
Davalının İddia ve Görüşleri
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Yerel Mahkeme Kararı
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın davacı adına tescilli “…” markasını yetkili bayi imajı verecek şekilde tabela, mağaza içindeki duvar, kartvizit ve poşetlerde markasal olarak kullanılmasının marka hakkın tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve men’ine, davalı tarafın tabeladaki kullanımı ve mağaza içindeki iç cephe duvarlarındaki markasal kullanımı ”…” ibaresinin silinmek suretiyle poşet, yazılı evrak, kartvizitteki kullanımın söz konusu evraklara el konularak ve imha edilerek tecavüzün giderilmesi ve men’ine, 10.000 TL maddi tazminat ile 5.000 TL manevi tazminatın faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 556 sayılı KHK 67 maddesi uygulamasına yönelik talebin reddine, hükmün ilanına, davalının ticaret unvanının 2009 yılından beri tescilli olup, bu hususu davacının da bildiği ve sessiz kaldığı ayrıca, davacının tescilli ticaret unvanı ile benzer nitelikte olmadığından ticaret unvanı
terkin talebinin reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay Kararı
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 14,00 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 314,79 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak-Yargıtay