“İçtihat Metni”



Taraflar arasında görülen davada verilen 18/11/2014 tarih ve 2013/263-2014/248 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili asıl davada müvekkili şirketin esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı başvuruda bulunduğunu, müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığı’na itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak arafından kısmen reddedildiğini ve kısmen kabul edildiğini, oysa markaların benzer olduğunu ve başvurunun tümüyle reddi gerektiğini, ortalama tüketiciler nezdinde müvekkili markası ile davalının başvurusunun iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunun kabul edildiğini; bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararının itirazlarının kısmen reddine ilişkin bölümü yönünden kısmen iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı, birleşen davada davacı vekili; müvekkili şirketin marka başvurusu hakkında kararının davalı itirazının kısmen kabulüne ilişkin bölümünün iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl unsurlu başvurunun itiraza dayanak markalar ile benzer oldukları en azından KHK’nın 8/1 hükmü uyarınca idari, ticari, ekonomik bir bağlantı olduğu ihtimali nedeniyle ortalama tüketicinin işaretleri ilişkilendirilip karıştırılabileceği, öte yandan asıl davada davalının sayılı markasının müktesep hak oluşturamayacağı tüm bunlara ilave olarak davacının ibarelerini taşıyan markalarının da ibareli şemsiye markalarından ayrı olarak yoğun kullanım ve tanıtım sonucu tanınmışlık kazandığı anılan tanınmışlık düzeyinin karıştırma ihtimalini artıran bir etki yarattığı gerekçesiyle, asıl davada davanın kabulüne ve sayılı kararının davacı itirazının kısmen reddine dair bölümü yönünden kısmen iptaline, 2010/69412 sayılı markanın tümüyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, birleşen davada ise davanın tümüyle reddine karar verilmiştir.


Kararı, asıl davada davalılar vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 35,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 24/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay