“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/06/2015 tarih ve 2014/173-2015/182 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili; müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2010/11464 kod numarasını alan başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığı’na itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu, tüketicilerin başvuruyu müvekkili şirketin bağlantılı markalarından birisi olarak algılayacağını ileri sürerek YİDK kararının iptaline ve marka tescil işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili; YİDK kararının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.


Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından 19.02.2015 tarihli duruşma günü bilindiği halde gelip davasını takip etmediği gibi geçerli bir mazerette bildirmediğinden dosyanın aynı tarihli duruşmada işlemden kaldırıldığı ve üç aylık yasal süre içerisinde taraflarca yenilenmediği gerekçesiyle HMK’nın 150/1. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava, TPE YDİK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğüne istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ancak dosya kapsamından, 19.02.2015 tarihli ön inceleme duruşma gününün dosyada gider avansı olmasına rağmen davacı vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

 Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Kaynak-Yargıtay