“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/12/2014 tarih ve 2014/71-2014/264 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkilinin TPE nezdinde 2010/75456 sayılı “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TPE Resmi Markalar Bülteni’nde yayınlanmasını takiben, davalı …’nun 2009/30669, 2003/18221, 2009/18760 sayılı “…”, “…”, “… +şekil” ibareli markasını dayanak göstererek itirazda bulunduğunu, itirazın markalar benzer olmadığı gibi karıştırma ihtimalinin bulunmadığından bahisle reddedildiğini, bu kez davalı tarafından yeniden inceleme isteminde bulunulduğunu, yeniden inceleme taleplerinin TPE YİDK’nın dava konusu nihai kararla kısmen kabul edilmek suretiyle başvurularından 25. sınıftaki mallar ile 35/06 sınıf ve alt gruptaki hizmetlerin çıkartılmasına karar verildiğini, oysa müvekkilinin başvurusu ile davalının markaları arasında benzerlik ve karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, bu kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek TPE YİDK kararının iptaline, tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı TPE vekili; Enstitü işlem ve kararlarının usule ve KHK hükümlerine uygun olduğunu, dava konusu markaların benzer olduğunu ve iltibas yaratacağını savunarak davanın reddini istemiştir.


Davalı … vekili; müvekkilinin “…” ibareleri markalarının bulunduğunu, bu markalar ile dava konusu başvurunun benzer olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; Miss ibaresinin İngilizce’de bayan anlamına geldiği, bayan ismi algısı yaratan “…” sözcüklerinden meydana gelen markada yer alan çiçek figürünün yüksek bir ayırt ediciliğe sahip olmadığı, davacının başvurusu ile davalının itiraza ve redde dayanak alınan markaları aynı ya da aynı tür mal ve hizmetleri içerdiği gibi, okunuş görünüm, anlam ve genel izlenim itibariyle de, yüksek seviyede benzer oldukları ve 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmü anlamında karıştırılma ihtimali olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.


2- Asıl ve birleşen dava, TPE YİDK kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının tescil başvurusuna konu “…+şekil” markası ile davalının … ibareli markalarının görünüm, anlam ve genel izlenim olarak benzer olduğu, markaların koruma kapsamlarının da aynı yada aynı tür mal ve hizmetleri içerdiği, markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında karıştırılma ihtimali olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Ancak, davacı, 2000/27907 tescil numarası ile “…+şekil” markasının sahibi olduğunu ve markayı uzun yıllardır kullandığını, bu kapsamda kazanılmış hakkı olduğunu iddia etmektedir. Davacı tarafından tescil başvurusu ve yargılama esnasında da dayanılan işbu markadan kaynaklı kazanılmış hak iddiası hakkında herhangi bir değerlendirilme yapılmaksızın eksik inceleme ve değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, eksik incelemeye dayalı hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay