“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/06/2015 tarih ve 2014/350-2015/213 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı (TPE) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili müvekkilinin … ibareli 35.sınıf hizmetleri içeren 14.11.2011/92900 ve … ibareli 5, 29, 30, 31, 32, 35 ve 43. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 21.05.2009/25922 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının 06.06.2012 tarihinde “D… …+ŞEKİL” ibareli, 1 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2012/52066 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde ilân olunduğunu, bunun üzerine iltibas ve tanınmışlık vakıasına dayanarak başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazlarının önce Markalar Dairesi tarafından reddedildiğini, bu kez anılan karara karşı itirazda bulunduklarını, YİDK’nın 2014/M-8717 sayılı kararla itirazlarını kısmen kabul ettiğini ve başvurunun 35. sınıf hizmetler bakımından reddine karar verdiğini, buna karşın başvurunun 1. sınıf ürünler bakımından devamına ve itirazın reddine karar verdiğini kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkilinin … esas ve ayırt edici unsurlu markası ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi, onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini de zedeleyeceğini ileri sürerek YİDK kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı TPE vekili başvuru ile redde mesnet alınmaya çalışılan markaların kapsamlarında yer alan ve kalan ürün ve hizmetler itibariyle ortalama düzeydeki tüketicilerin davacı markalarıyla başvuru konusu işareti karıştırmasının mümkün olmadığını, her iki kelimenin görsel ve biçimsel farklılığının bu ürün ve hizmetler için ilk bakışta farkedildiğini, anlamsal benzerlik olmadığını, yazım biçimi ve kullanılan logolar itibariyle ve bütünsel olarak başvuru konusu işaretle davacı markaları arasında belirgin farklılık bulunduğunu, kapsamlarının da aynı tür ürün ve hizmetleri içermediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.


Davalı … cevabında, başvurunun işlemlerinin devam ettirilmemek suretiyle hükmünü yitirdiğini bu sebeple davanın konusuz kaldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; … ve D… ibarelerinin görsel ve sescil olarak bıraktıkları umumi intiba itibariyle karıştırılabilecek derecede benzer oldukları, diğer sözcük ve şekillerin bulunmasının ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı, başvuru kapsamında yer alan “…, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar (gübreler ve topraklar dahil); Gübreler ve topraklar.” ürünlerinin davacı markalarının kapsamında yer alan ürün ve hizmetlerle aynı tür olduğu, zira ürünlerin aynı dağıtım kanallarından geçtikleri, aynı işyerlerinde sunuldukları, birbirleri yerine ikamet edilme ve rekabet etme olanaklarının bulunduğu, bu nedenle aynı tür sayılmalarının zorunlu bulunduğu, buna karşın diğer ürün ve hizmetlerin aynı türden olmadıkları, anılan ürün ve hizmetlerle ilgili satın alma süresi içersinde davacının “…” ibareli markasıyla sunulan anılan ürünleri satın almak veya yararlanmak isterken davalının “D… …+ŞEKİL” işaretini taşıyan ürün ve hizmetleri satın alma veya yararlanma yönünden tercihte bulunabilecekleri, bir kısım alıcıların iki farklı marka karşısında bulunduğunu algılayabilse bile marka ve işaretin birbirleriyle idarî ve ekonomik olarak bağlantılı şirketlere ait olduğu yönünde algılamada bulunulmalarının kaçınılmaz olduğu, bu hâlin öteden beri kullanılan davacı markalarının tüketiciler nazarında tesis ettiği imajın transferi sonucunu doğuracağı, buna karşın başvuru kapsamında yer alan diğer malların davacı markalarının kapsamında yer alan ürün ve hizmetlerle aynı türden olmadığı, bu nedenle iltibas vakıasına dayanarak davacının davalı başvurusunun tescilini engelleme olanağının bulunmadığı, davacının markalarının tanınmışlık vasfı olmadığı, başvurunun kötüniyetli sayılmasının gerektirir bir emare olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, TPE YİDK’nın 2014/M-8717 sayılı kararının, “…, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar (gübreler ve topraklar dahil); Gübreler ve topraklar.” ürünleri bakımından davacı itirazlarının reddi yönünden iptaline sair yönlerden iptal isteminin reddine karar verilmiştir


Kararı, davalı (TPE) vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı (TPE) vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı (TPE) vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı (TPE)’den alınmasına, 03.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay