“İçtihat Metni”



MAHKEMESİ : … 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada … 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2015 tarih ve 2012/36-2015/163 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili şirkete ait “…” markasının Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde tescilli olduğunu, davalı adına 25. sınıfta tescilli, 2004/27449 no’lu “…” markası ile 2007/19842 no’lu “… …ılması halinde, tüketici nezdinde ürünlerin müvekkili şirket tarafından üretildiği veya müvekkili ile davalı şirket arasında idari veya ekonomik bir işbirliği bulunduğu izlenimi yaratmasının kaçınılmaz olduğunu, müvekkili markasının tanınmışlık düzeyi ve … nezdinde 1989 yılından itibaren tescilli olduğu göz önüne alındığında, davalının müvekkili markasını bilmemesinin mümkün olmadığından iyiniyetli olmadığını, müvekkilinin tanınmış markasının itibarından haksız kazanç sağladığını ve müvekkili markasının itibarına zarar verdiğini ileri sürerek, davalı adına tescilli 2004/27449 no’lu “…” ve 2007/19842 no’lu “…” markalarının hükümsüzlüğünü talep ve deve etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, müvekkili markasının farklı sınıfta tescilli olduğunu, bu itibarla iltibas yaratmasının söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “…” ibareli markasının 1995 yılında tanınmış marka olmamakla birlikte 2004 ve 2007 yıllarında yani hükümsüzlüğü talep edilen markaların tescili için başvuru tarihlerinde tanınmış marka olduğu, davalı markalarının tekstil alanında tescilli olup, bu mallarda markanın kullanımı halinde 556 sayılı KHK’nın 8/4 m. belirtilen durumların gerçekleşeceği konusunda bir kanaat oluşmadığı gibi, davacı tarafça bu hususta somut bir delil de sunulmadığı, davacı markası 1995 yılında tanınmış olmadığından davalının markasın tescil ettirdiği tarihte kötü niyetle hareket etmediğinin de açık olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 25/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay