“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … … 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR

Taraflar arasında görülen davada … … 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/09/2015 tarih ve 2014/212-2015/113 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili; davalı adına 03. sınıftaki bazı emtialarda tescili 2009/39893 sayılı “…” ibareli markasının bulunduğunu, davalının bu markasının müvekkilinin zeytinyağı ve zeytinyağı ile ilişkili yemeklik sıvı yağ gibi ürünler bakımından tanınmış “…” markasının itibarını ve ayırt ediciliğini zedeleyeceğini ileri sürerek davalı markasının bir kısım mallar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili; davacının yenilebilir yağlar için tescili “…” markalarını devralırken başkalarının kullanımında bulunan ve farklı ürünler için tescilli “…” markalarının varlığını bildiğini ve bu markaların kullanılmasına tahammül etmesi gerektiğini, müvekkilinin “…” markalarını gerçek hak sahibinden devraldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların ayrı ayrı markaları devralırken markaların farklı mal ve hizmet sektörlerinde tescilli olduğunu bildikleri, davacı markasının gıda sektöründe zeytin yağları için tescilli ve tanınmış marka iken, davalı markasının sektör olarak aralarında bağlantı bulunmayan kişisel temizlik ve bakım ürünlerinde tescilli marka olduğu, bir markanın belirli bir sektörde tanınmış marka olmasının farklı sektörlerde kullanılmasına engel teşkil etmeyeceği, markaların sektörlerinde uzunca bir süredir kullanılıyor olması ve ayrı ayrı marka değerlerinin bulunması sebebiyle tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı ve davacı markasının ayırt edici karakterine zarar verilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.


2-Dava, tanınmışlık hukuki nedenine dayalı marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, hükümsüzlüğü istenilen 2009/39893 sayılı “… ” markasının kapsadığı ürünler içerisindeki “Aşındırıcı ürünler (Zımpara bezleri, zımpara kağıtları, pomza taşları, pastalar dahil).

Parlatma ve bakım ürünleri (deri, vinil, metal, ahşap vb. için)” malları bakımından dava konusu markanın bu ürünler üzerinde kullanılması halinde, 556 sayılı KHK 8/4. maddesi uyarınca mahkemece de zeytinyağı emtiası üzerindeki kullanımı nedeniyle tanınmışlığı kabul edilen davacıya ait “…” markasının itibarına zarar verilip verilmeyeceği, markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurup doğurmayacağı veya haksız yarar sağlanıp sağlanmayacağı hususlarında bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle bu hususa ilişkin davacı itirazları karşılanmaksızın bahsi geçen ürünler bakımından da davanın reddi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

 Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 08.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay