“İçtihat Metni”



MAHKEMESİ : … … 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … … 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/09/2015 tarih ve 2014/189-2015/106 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalı adına 03. sınıfta tescili 2010/85480 sayılı “… …” markasının, davalının yetkisi dahilindeki kişisel temizlik ürünleri dışındaki tescilinin müvekkilinin zeytinyağı ve zeytinyağı ile ilişkili yemeklik sıvı yağ gibi ürünler bakımından tanınmış “…” markasının itibarını ve ayırt ediciliğini zedeleyeceği gerekçesiyle, davalı markasının bir kısım mallar bakımından hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davacının, yenilebilir yağlar için tescili “…” markalarını devralırken başkalarının kullanımında bulunan ve farklı ürünler için tescilli “…” markalarının varlığına ve bu markaların kullanılmasına tahammül etmesi gerektiğini, müvekkilinin “…” markalarını gerçek hak sahibi olan firmadan devraldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların ayrı ayrı markaları devralırken markaların farklı mal ve hizmet sektörlerinde tescilli olduğunu bildikleri, davacı markasının gıda sektöründe zeytin yağları için tescilli ve tanınmış marka iken, davalı taraf markasının sektör olarak aralarında bağlantı bulunmayan kişisel temizlik ve bakım ürünlerinde tescilli marka olduğu, markaların sektörlerinde uzunca bir süredir kullanılıyor olması ve ayrı ayrı marka değerlerinin bulunması sebebiyle tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunamadığı, davacı markasının ayırt edici karakterine zarar verilmesinin mümkün olmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının gerçekleşmemiş olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
../…


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 25/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay