“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … … 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … … 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/09/2015 tarih ve 2014/209-2015/110 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin köklü markalar olan … (1878), … (1914) ve … (1953) ile faaliyetlerini yürüttüğünü, … markasının tanınmış, zeytinyağı ve bağlantılı ürünler ile özdeşleşmiş olduğunu, anılan markanın yıllar öncesinde müvekkilinin taraf olmadığı anlaşma çerçevesinde şampuan, duş jeli, sıvı sabun, bebe yağı, pişik kremi, bebe şampuanı ve sabunu, ıslak mendil gibi bir kısım kişisel temizlik ürünleri bakımından davalı şirket tarafından; asıl ürün olan zeytinyağı ve zeytinyağı ile ilişkili yemeklik sıvı yağ gibi ürünler bakımından ise müvekkili tarafından kullanıldığını, davalının kişisel temizlik ürünleri malları dışındaki kullanımının müvekkilinin tanınmış markasının itibarına zarar vereceğini ve ayırtediciliğini zedeleyeceğini ileri sürerek davalıya ait 2010/01059 sayılı “… … ” markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4.maddesi uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, tarafların ayrı ayrı markaları devralırken markaların farklı mal ve hizmet sektörlerinde tescilli olduğunu bildikleri, davacı markasının gıda sektöründe zeytin yağları için tescilli ve tanınmış marka iken, davalı taraf markasının sektör olarak aralarında bağlantı bulunmayan kişisel temizlik ve bakım ürünlerinde tescilli marka olduğu, markaların sektörlerinde uzunca bir süredir kullanılıyor olması ve ayrı ayrı marka değerlerinin bulunması sebebiyle tüketici nezdinde karıştırılması ihtimalinin bulunmadığı, davacı markasının ayırt edici karakterine zarar verilmesinin mümkün olmadığı, dava dosyasına konu olayda 556 sayılı KHK’nın 8/4.maddesindeki hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay