“İçtihat Metni”



MAHKEMESİ : … … 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ



Taraflar arasında görülen davada … … 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/09/2015 tarih ve 2010/153-2015/170 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin kalorifer emtiası ve benzeri ürün ve satış hizmetleri bakımından “… … …” ibareli markayı … nezdinde 2005/06712 nolu tescil belgesiyle adına tescil ettirdiğini, davalıların müvekkili ile aynı alanda ticari faaliyet gösteren rakip firmanın bayiliğini yaptığını, davalıların işyerinde yapılan aramada müvekkile ait markaların izinsiz ve yasalara aykırı olarak kataloglarda kullanıldığını ve müvekkile ait markaları kullanarak satış yaptıklarının faturalarla tespit edildiğini, bu nedenle davalılar hakkında ceza davası açıldığını, davalıların müvekkilin tescilli markasıyla aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer ibare altında taklit ürünleri satışa arz etmesi ve müvekkilinin tescilli markasıyla iltibas yaratacak derecede benzer ibareleri kullanmasının müvekkilinin 556 sayılı KHK’dan kaynaklanan haklarına açıkça tecavüz teşkil eden fiiller olduğunu, aynı zamanda TTK 57/5 maddesine göre haksız rekabet fiilleri bulunduğunu ileri sürerek markaya tecavüzün durdurulmasına ve 5.000.00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalılar vekili, davacının açmış olduğu davanın yalnızca markanın kullanılmasına ilişkin olduğunu, ürünler ve ürün tasarımlarına ilişkin olmadığını, yurt dışında tescil sahibi olan davalının iyi niyetli olduğunu ve yurt dışında ortağı olduğu firmaya katalogları göndermek üzere işyerinde bulunduğunu, davalının sipariş üzerine markası ve tasarımı müvekkile ait ürünleri imal ettiğini, müvekkilinin ortağı olduğu şirketlerin yurt dışında olmasından yararlanarak davacının Türkiye’de marka tescili yaptığını, dava konusu markanın davalı …’nin ortağı olduğu grup tarafından ilk defa öncelikli olarak kullanılmış ve tanıtılmış olduğunu, davalının mağazasında kataloglarının bulunmuş olmasının maddi ve manevi tazminat için yetmediğini, kusur illiyet bağı ve zarar olmasının şart olduğunu, davacının bu eylem sonucunda oluşmuş bir zararının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
../…

Yerel Mahkeme  Kararı


Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, ceza dosyasında faturalara konu olan malların ele geçirilememesi ve sanıkların ürünleri satışa arz ettiğinin sabit olmaması nedeniyle beraatlerine dair hüküm kurulmuş olduğu, davacının “DUNE By Korle” tescilli markasına yönelik 2011/14 Esas sayılı davada ele geçen katalogların davalı …’ye ait olmadığı, davalının şirket ortağı olmasının bu dava bakımından delil sayılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın onanarak kesinleştiği, davalı …’ün işyeri çalışanı olduğu, ele geçirilen katalog ve faturalarda dava konusu markanın kullanılmış olduğuna dair herhangi bir ibarenin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava, markaya tecavüzün durdurulması, men’i ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.


Dairemizin 06.11.2014 gün 2014/4919E-2014/17023K sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşen … … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kararıyla dava konusu 2005/06712 sayılı “…” markası üzerinde davacının öncelik ve üstün hak sahibi olduğu belirlendiğine göre, mahkemenin uyuşmazlık konusu marka üzerinde davalı …’nin ortağı olduğu dava dışı … ve … firmalarının öncelik hakkı sahibi olduğuna dair gerekçesi isabetli değildir. Ayrıca dava tarihi itibariyle yürürlükte olan mülga BK 53. maddesi uyarınca hukuk hakimi ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmayıp ancak kesinleşen ceza mahkemesi kararında sabit olan maddi vakıalar hukuk hakimini bağlar. Somut uyuşmazlıkla ilgili ceza davası kararı, delil yetersizliğine ilişkin beraat hükmü niteliğinde bulunduğuna göre BK 53. maddesi uyarıca hukuk hakimini bağlamaz. Yine karar gerekçesinde yer alan aynı mahkemenin 2011/14 E sayılı dava dosyasındaki uyuşmazlık ile dava konusu uyuşmazlığın hukuki konuları birbirinden farklı olduğundan işbu davada dikkate alınması da mümkün değildir.


Bu durumda davacının davalılarca markasının işyerindeki kataloglar vasıtasıyla, markanın kapsadığı ürünlerin satışının teklifine yönelik ve yine aynı şekilde bu satışların gerçekleştiğine dair irsaliyeli faturaya dayalı ihlal iddiası bakımından söz konusu faturalar ve kataloglar getirtilip incelenerek uyuşmazlığın çözümü gerekirken bu şekilde bir inceleme yapılmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ :

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay