“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada…1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/04/2015 tarih ve 2014/11-2015/101 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin piyasada uzun yıllardır kesintisiz biçimde kullandığı ve tanıttığı …” ve “…l” ibarelerini içeren marka ve tasarım başvuruları/tescilleri ile kıyaslandığında davalının 2012/06895 – 4, 16 ve 17 sayılı tasarım tescil başvurularının yeni ve ayırt edici olmadığını, müvekkilinin marka ve tasarım tescillerinden doğan haklarının ihlal edildiğini, bu çerçevede yapılan itirazın ise TPE YİDK tarafından 01/11/2013 tarih ve 2013/T-815 sayılı kararla red edildiğini, müvekkiline ait markaların tanınmışlığı nedeniyle farklı mal veya hizmetlerde dahi benzer marka tescil ettirilemeyeceğinden, bu defa tasarım olarak tescil ettirilmeye çalışıldığını, daha önce benzer nedenlerle dava dışı …firmasının 2012/03293 sayılı tasarım, 2012/10434 ve 2011/112683 sayılı marka başvurularına itiraz edildiğini, TPE YİDK tarafından bu itirazların kısmen kabul edildiğini,…’nın söz konusu tasarımlarının ve dava konusu tasarımların tasarımcısının… olduğunu, daha önce başvurusu reddedilen ve yenilik unsuru içermeyen tasarımların bu defa anılan şahsın kendi şirketi olan davalı şirket adına tescilinin istendiğini, …A.Ş. ile davalı arasında organik bağ olduğundan marka ve tasarımlardan daha önce haberdar olunduğunun ve dava konusu tasarım başvurusunun kötü niyetli olduğunun açıkça anlaşılabildiğini ileri sürerek, TPE YİDK’nın 2013/T-815 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı … vekili, kurul kararının hukuka uygun olduğunu savunmuştur.


Davalı şirket vekili, dava konusu ürünlerin pazara sunum şekilleri itibariyle ambalaj içindeki ürünü ve kesitinin gösterilmesi gerektiğini, davacının bu unsurlara dayanarak itiraz etmesinin haksız olduğunu, müvekkili tasarımlarının genel görünüm ve tertip tarzları bakımından farklı olduğunu, tasarım tescil başvurusuna karşı marka tescilinin ileri sürülemeyeceğini, “…” ve “…” ibareleri tanınmış marka kabul edilse dahi korumanın sadece bu ibarelerle sınırlı olduğunu, “…” ibaresi ile ve tasarımın genel ambalaj kompozisyonunun bütünü ile benzerlik bulunmadığını, kötü niyet iddiasının ise asılsız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu 2012/06895 – 4, 16 ve 17 sayılı tasarımların davacı tarafa ait marka ve tasarım tescilleri karşısında marka ve kullanılan renkler açısından yenilik unsurları taşıyan özelliklerinin olduğu, grafik tasarım açısından kullanılan kek görseli, bunun düzenlenmesi ve ana forma oranı uygulamalarında davacıya ve …firmasına ait tescillerde yer alan uygulamalardan ayırt edilebilir tasarım özellikleri sergilemediği, ayrıca; dava konusu her üç tasarım davacının ürün ambalajları ile iltibasa sebep olabileceği, bu durumun 556 sayılı KHK hükümlerine göre davacının marka haklarının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.


Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 08/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay