“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/05/2015 tarih ve 2014/215-2015/133 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin yoğun emek ve etkin tanıtım faaliyetleri sonucunda tüketiciler nezdinde adeta müvekkilleri ile özdeşleşmiş markalarından en önemlileri arasında yer alan “…” kök ibareli markaları olduğunu “…” ve “…” kök ibareli bu markaların seri marka niteliğini taşıdığını, davalı şirket tarafından 2012/16839 kod nosu ile “…” ibareli markanın 36. sınıflarda yer alan emtiaları kapsayacak şekilde TPE nezdinde marka tescil başvurusunda bulunduğu, Markalar Dairesince yapılan ilk inceleme sonucunda markanın resmi marka bülteninde yayınlanmasına karar verildiği, markanın yayınına davacı tarafından itiraz edildiği, Markalar Dairesince yapılan inceleme sonucunda ve nihai olarak YİDK tarafından itirazın reddine karar verildiği oysa, “…” ibareli marka tescil başvurusunun müvekkillerinin markalarına iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, söz konusu ibarenin marka olarak tescili halinde tüketiciler nezdinde karışıklık yaratarak başvuru sahibi lehine müvekkillerinin aleyhine haksız avantaj sağlayacağını ve müvekkillerinin markalarının itibarını zedeleyeceğini, davalı şirketin markası nedeni ile zarar göreceğini, müvekkillerinin “…” ibareli markalarının tanınmışlığı karşısında 8/1-4, 7/1-i bentlerine aykırı bir şekilde verilen TPE YİDK kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, 21.02.2014 tarih ve 2014-M-3149 sayılı YİDK kararının iptalini, …adına TPE nezdinde 21.02.2012 tarih ve 2012/16839 kod no ile tescil başvurusu yapılan ve tescil işlemleri devam eden “…” ibareli markanın tescili halinde iptaline, hükümsüz sayılmasına ve markalar sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı TPE vekili, kurum kararının hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.


Davalı şirket vekili müvekkilinin başvurusunun davacı markaları ile benzer olmadığını, “…” ibareli başvuruda çatı marka olan “…i” ibaresine vurgu yapıldığını, anılan markada “cepte” ibaresi dışında “para” ibaresinin de bulunduğunu, paranın güvende olduğu anlamı taşıdığını bu nedenle karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, markalar benzer olmadığından tanınmışlık iddiasının dinlenemeyeceğini, markanın yasada öngörülen amacına ve kendisinden beklenen iktisadi işlevlerine aykırı amaçlarla yapılmış bir tescil başvurusu olmadığından kötüniyetli olunmadığını, ayrıca telekomünikasyon sektöründe sıklıkla kullanılan” cep” ibaresinin 7/1-a ve c bentlerine göre tescil edilmemesi gerektiğini, bu ibarenin ilgili sektördeki yaygın kullanımı nedeniyle ayırt edici gücünün düşük olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma benimsenen bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı markası ile başvurunun ilişkili oldukları hizmetler aynı/benzer olmakla birlikte, marka işaretleri benzer olmadığından, taraf markaları arasında KHK 8/1-b maddesi anlamında iltibas oluşmadığı, görsel işitsel ve kavramsal benzerlik karşılaştırmasında özellikle önceki markanın ayırt edicilik düzeyinin önemli bir etken olduğu; somut uyuşmazlıkta itiraza mesnet markaların başlangıçtan itibaren veya kullanımla sonradan kazanılmış yüksek bir ayırt ediciliğinin olduğundan söz edilemeyeceği, başvuruda yer alan ilavelerin çekişmeli mal ve hizmetlerin ortalama tüketicileri bakımından farklı algılanmalarına yeterli olduğu, yeterince bilgilenmiş ve özenli ortalama tüketiciler yönünden, başvuru ile davacı markası arasında bağlantı kurulması dahil karıştırma ihtimalinden söz edilemeyeceği, davacı markalarının tanınmışlığının ispatlanamadığı, ispatlanması halinde de, KHK 8/4 maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanma şartlarının oluşmadığı, davalı marka başvurusunun kötüniyetli bir başvuru olmadığı, bu haliyle TPE YİDK kararının iptali ve davalı markasının hükümsüzlüğü şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle. davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 07.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay