“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/07/2015 tarih ve 2014/246-2015/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili; müvekkilinin TPE’de tescilli çok sayıda markasının bulunduğunu, … yan şerit şekil markalarının da tanınmış markalar olduğunu, davalının müvekkilinin markalarına tecavüz teşkil eden ayakkabıların ticaretini yaptığını, haksız kâr elde ettiğini, tecavüze konu ayakkabıların satışa arz edildiği internet sitelerinde tespit yapıldığını, davalının ürünlerinin iltibas yarattığını ve bu şekilde haksız kazanç sağladığını ileri sürerek davalının eyleminin marka tecavüzü olduğunun tespitini, tecavüzün önlenmesini, 1.000 TL maddi, 2.500 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsilini, davaya konu ayakkabıların www.letoonsport.com, www. … .com ve www. … .com internet adresindeki sayfalardan kaldırılmasını, kararın ilanını talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 150.000,00 TL’ye yükseltmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı tarafa usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davalı taraf davaya cevap vermemiş, dosya kapsamındaki beyanlarında, davalının tescilli yan şerit markasını yada … markasını kullanmadığını, kendi markasıyla faaliyet gösterdiğini, ayakkabı sektöründe birçok markanın yan şerit kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafa ait … yan şerit markasının davalı tarafından internet üzerinde satılan ürünlerde ayniyet derecesinde kullanıldığı, davacı markasının tanınmışlığı ve ayırt ediciliği yüksek bir marka olup, benzer şekilde yan şerit markasının kullanımının tüketici nezdinde iltibas yaratacağı, davalının kullanımının markaya tecavüz teşkil ettiği, davacı tarafından lisans hakkına yönelik tazminat talebinde bulunulmuş ve emsal lisans sözleşmesi sunulmuş ise de davalının işyeri, satışları ve hakkaniyet gereği bu sözleşmenin esas alınamayacağı, Borçlar Kanunu kapsamında tazminata hükmetmenin hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıya ait tanınmış yan şerit (form strip) markasına yönelik ayniyet derecesinde benzer davalı tarafın ürünlerde kullanımının marka hakkına tecavüzün olduğunun tespiti ve menine, davacıya ait yan şerit markalarının davalı ürünlerinde kullanılmasının engellenmesine, söz konusu ürün kullanımının internet sitesi üzerinde tanıtım yapılmasının engellenmesine, maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 25.000 TL lisans bedelinin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faizle davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2.500 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili davacı tarafa ödenmesine, hükmün kesinleştikten sonra masrafın davalıdan alınmak suretiyle beş büyük gazeteden birinde ilanına karar verilmiştir.


Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.


2- Dava, davacıya ait … yan şerit markasına yönelik tecavüzün tespiti, men’i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin, olup mahkemece marka hakkına tecavüzün tespiti ve meni ile takdiren 25.000 TL maddi 2.500 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Davacı vekili 556 sayılı KHK’nın 66/c maddesi uyarınca tazminat talebinde bulunmuş ve dosyaya emsal lisans sözleşmesi sunmuştur. Mahkemece davalının sunduğu emsal lisans sözleşmesine göre talep edebileceği tazminat miktarının tespiti amacıyla bilirkişi raporu alınmış ancak emsal lisans sözleşmesindeki asgari lisans ücretinin yüksek olduğu, davacıyla eşit şartlara sahip olan bir işletme için bu bedelin uygulanabileceği gerekçesiyle Türk Borçlar Kanunu (TBK) hükümleri uyarınca tazminat miktarı takdir edilmiştir. Mahkeme hakimine, TBK 50. maddesi uyarınca, uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleme yetkisi tanınmıştır.

Ancak, somut olayda, davalı şirketin üretim ve satış kapasitesi, işyerinin ve iş hacminin büyüklüğü/küçüklüğü, yıllık cirosu gibi ekonomik büyüklüğünü tespite yarayacak hususlarda yeterli ve denetime elverişli bir araştırma yapılmadan, davacıyla eşit şartlarda bir işletme olmadığına kanaat getirerek takdiren 25.000 TL maddi tazminata hükmedilmiş olması doğru olmadığı gibi bu maddi tazminat miktarı gözetilerek manevi tazminata hükmedilmiş olması da doğru olmayacağından, eksik incelemeye dayalı ve denetime elverişli olmayan şekilde tazminat miktarının takdir edilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ:

 Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı ve davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 26/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay