“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2013
NUMARASI : 2011/650-2013/561

Taraflar arasında görülen davada Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/10/2013 tarih ve 2011/650-2013/561 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 05.05.2015 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalı tarafından haksız olarak kullanılan sizin dükkan 15/02/2007 tarihinden itibaren marka olarak on yıl süre ile müvekkili şirket adına tescilli olduğunu, müvekkili davalının 24/07/2007 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldığını, şirketteki tüm maddi, manevi, sınaı haklarını ve şirketin kullandIğı “sizin dükkan logosunu “ 40.000 TL karşılığında şirket ortağı Durmuş Telliye devrettiğini, buna rağmen davalının müvekkili şirket ile aynı iş kolunda bir şahıs şirketi kurarak 01/11/2007 tarihinde Mersin Ticaret Odasına kayıt olduğunu, bu logoyu beyaz eşya ticarethanesinde ve kurduğu internet sitesinde kullanmaya başladığını ileri sürerek, davalının markaya tecavüzünün ve yaptığı haksız rekabetin önlenmesini, sizin dükkan logosu ve markasının terkin edilmesini, 15.000 TL manevi tazminat ile şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı, davanın husumet ve esas yönünden reddini savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, S. Dükkan ibaresinin davacı adına 35.sınıfta tescil edilmiş olduğu, aynı ibarenin davalı adına 11.sınıfta yer alan emtialarda tescil edilmiş olduğu, davalının davaya konu ibareyi 01/08/2007 tarihinden itibaren ticaret siciline ticaret ünvanı olarak da tescil ettirdiği, davacı markasının tescil edildiği hizmetler ile davalı markasının tescil edildiği emtialar arasında ayniyet ve/veya benzerlik olmadğı, bu nedenle davacı markasına 556 sayılı KHK anlamında bir tecavüzün bulunmadığı, davalı tarafından gerçekleştirilen kullanımın tescilli marka ve ticaret unvanına dayalı bir kullanım olması nedeniyle ortada hukuka aykırı bir fiilin bulunmadığı davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.


2) Dava, davalının markaya tecavüzünün ve haksız rekabetinin önlenmesi, unvan ve markasının terkin edilmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, davacının unvan terkini istemine ilişkin olarak mahkemece denetlenebilir biçimde olumlu yada olumsuz bir değerlendirme yapılmadan hüküm kurulması eksik incelemeye dayalı olup doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay